Şov bitti, sıra gerçeğe dönüşte - Resim : 1

Gazze haberlerini okurken, ajanstan önüme bir kare düştü.

Gazze’nin orta yerinde, Ez Zehra’da çekilmiş.

Enkazların arasında bir küçük çocuk.

Plastik bir leğeni kafasına geçirmiş.

Çevresindeki yıkık şehre bakıyor.

Bakar bakmaz Murathan Mungan’ın Yalnız Bir Opera şiirindeki o mısralar geldi dilimin ucuna ve mırıldandım:

“Şimdi biz neyiz biliyor musun?

Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.

Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada

Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi...”

1992’de Anadolu’da yayınlanmış bir şiirin dizeleri, 2025’te Filistin’de çekilmiş bir fotoğrafı bu kadar mı güzel tasvir edebilir?

***

Aylar, belki de yıllar önce evlerinden, mahallelerinden, köylerinden edilmiş binlerce öksüz savaş çocuğu, dün geriye kalan yıkıntılar arasında yakınlarını aradı.

Hepsi savaş bittiği için umutluydu ama hepsi son iki yıldır yaşadığı korkunun esiriydi.

Ancak ne umutlarının ne korkularının bir anlamı kalmıştı.

Kafasına geçirdiği o leğeni belki de yıkıntılar arasında bulmuştu. Ancak bir şey bulduğunda ne yapacağını bilmediği gibi o leğeni de ne yapacağını bilmiyordu.

Yeni bir hayata başlama umudunun ilk kaynağı da olabilirdi o leğen, yüreğine yerleşmiş o büyük korkuyu saklayacağı bir kamuflaj da...

Bakışlarına, yüzündeki güvercin ürkekliğine iyi bakın.

O, oyun arkadaşları/yaşıtları kefensiz toprağa verilirken, yaşadıkları cehennemde hayatta kalmanın nasıl büyük bir şans olduğunu dahi ayırt edemeyecek kadar çocuk.

***

Doğan Cüceloğlu demiş ya...

“Çocukluk insanın anavatanıdır.”

Bombardımanlarda, sürgünlerde, açlıkla sınanırken çocukluğunu hiç yaşayamamış, şimdi de yıkıntılar arasında geleceğini arayan bu çocuğun anavatanı neresidir?

Peki ya Nazım’ın “büyümez” dediği ölü çocuklar, bir zamanlar onların sesleriyle çınlayan sokaklar nerededir?

***

Şimdi bu fotoğraftan biraz uzaklaşıp, bir gün önce İsrail Parlamentosu Knesset’te sergilenen çirkin şova gidin. Orada çekilmiş fotoğraflara bakın.

Ez Zehra’da çekilen fotoğrafla, Knesset’te ve Şarm El Şeyh’te çekilen fotoğraflarda ne büyük fark olduğunu göremediyseniz, bir bu çocuğun yüzüne bakın, bir katil Netanyahu’nun yüzündeki ifadeye...

Yine de göremediyseniz, bir bu çocuğun yüzüne bakın, bir Netanyahu’ya “bizim silahlarımızla başardınız” derken katliamla ilgili asıl gerçeği itiraf eden Trump’ın yüzüne...

***

Evet, “Trump-Netanyahu şov” bitti. İstenen algı yaratıldı (iki yıl boyunca süren katliam adeta unut-tur-uldu). Trump, zafer nutukları atarken, Gazze’de çocukların, kadınların üzerine ölüm kusan silahlarıyla övündü.

Şov bitti, sıra gerçeğe dönüşte - Resim : 2

İmzalarla birlikte kahkahalar da atıldı. Şovda görev alan herkes evine döndü.

Filistinli çocuklara ise gerçeğe dönmek düştü.

Gerçek, geride kalan 67 bin ölü.

Gerçek, geride kalan ölü çocuklar.

Gerçek, yok edilmiş evler, yıkık camiler, kiliseler, okullar, hastaneler...

Gerçek, gelecek kaygısı, umutsuzluk, korku.

Gerçek, distopik film setlerini anımsatan yıkık bir ülke: GAZZE.