Bir gün iyi, bir gün kötü olan, hatta Eintracht Frankfurt maçının 37 dakikası harikalar yaratıp sonra 5 gol yiyebilen, ardından İngiliz devi Liverpool’u devirerek herkesi şaşkına çeviren Galatasaray ile Beşiktaş’a dokunuşları yavaş yavaş gözükmeye başlayan Sergen Yalçın’ın takımının mücadelesi, ciddi bir çekişmeye sahne oldu. Çekişme derken ilk yarı sahada iyi futbol var sanmayın sakın.
Beşiktaş oyunu başarıyla rölantide götürürken üstüne bir de gol bulup, rakibi de bir kişi eksiltince keyiften dört köşe oldu
Ancak karar devresine 10 kişi başlayıp, 12 kişi gibi oynayan Galatasaray oyunu tamamen Beşiktaş sahasına yıkarak net bir reaksiyon gösterdi ve 55’te İlkay ile beraberliği yakaladı. Eşitlikten sonra Beşiktaş biraz daha çıkmaya başlarken, sarı kırmızılılar “Alacağımızı aldık” der gibi bir anda geri çekildi. Beşiktaş’ın bu çıkışında yorgun Galatasaray’ın durmasının da etkisi büyüktü. Bundan sonrası Galatasaray için kontratak kollayarak geçerken, 6 kişi ile riskli çizgi savunması yaparak artık önceliklerinin “Kazanamıyorsan kaybetme” olduğunu da net olarak gösterdiler.
Maçın sonucu ülkede olmayan adalet tecelli etti ve eşitlikle sona erdi. Umarım kamu vicdanını rahatsız etmeyen bu tip adil sonuçları sadece sporda değil, her platformda görebileceğimiz günler yakındır.
Hakem Yasin Kol, genelde maçı gayet güzel yönetti. Ancak hala vücut diliyle ilgili sıkıntıları var. Yeri gelmişken bu işi yönetenlere sormak istiyorum: Bu yedek kulübelerini zaptı rapta almak bu kadar zor mu? Yedek kulübesi mi, yoksa hakeme itiraz ve hakaret için seçilmişlerin rahat etmeleri için konuşlandırılmış mekanlar mı belli değil! Yasaklayın kardeşim teknik direktör dışındakilerin ayağa kalkmasını ve itiraz için konuşmasını. Örnek basketbol. Kenarda koç dışında kimse kalkamaz, bitti. Temizleyin şu önünüzü arkanızı da yaptığınız işe konsantre olun.