Maç başlar başlamaz Fenerbahçeli oyuncuların gerginliği, ikili mücadelelerde aldıkları kartlar ve hakem hataları nedeniyle verilmeyen kartlık pozisyonlarla kendini gösterdi. Takım olgusunu iyice kaybettiklerinin göstergesi, Tadiç-Talisca kavgası ile su üzerine çıktı. Amrabat’ın ceza sahası içindeki sorumsuz davranışı, izleyenlere Beşiktaş maçını hatırlattı. Aynı şekilde atılan penaltıyı, Livakoviç yine aynı şekilde İrfan Can Eğribayat gibi kurtarırken Fenerbahçe’yi ipten aldı.

İlk yarı 1-0 bittikten sonra ikinci yarıya iki takım da aynı şekilde “Bitse de gitsek” ruh haliyle başladı. Fenerbahçe, rakip sahada baskıyı artırarak hücum yememeye çalıştı.

60’ta buldukları ikinci gol sonrası kenarda Mourinho’nun hakemlere VAR işareti yapması artık terbiyesizlik boyutuna ulaştı.

Beyefendi önceki pozisyonda VAR’da incelenen ve penaltı olarak değerlendirilmeyen kararı aklınca protesto ederek bu golü de izle diyor! Tabi sahada hakem olsa, sarı kartı alnının ortasına yerleştirir. Ama nerede?

Çok egosu yüksek insan gördüm ama geldiği günden beri kar tanesi kadar takımına katkı veremediği halde, koca bir ülkenin insanlarını sürekli aşağılayan, üst perdeden bakan, kendi kapısının önünde dağ gibi biriken çöpleri yok sayıp hala ukalalık yapan insan görmedim! Bunun sorunu bu saatten sonra olsa olsa tıbbın konusu olur!

Sonuç olarak bu adamın, geçmiş başarılarının artık zerre kadar değeri kalmadı. Aklınca herkesi çok aptal, kendisini ise alemi cihan olarak görmesi kabak tadı vermeye başladı. Benden kendisine naçizane bir tavsiye: “Bu ülke insanı misafirperver olduğu kadar, sabrı taşınca teneke bağlayıp göndermeyi de bilir.”

Ya bir an önce aklını başına topla ya da Arabistan’a gidip biraz da onları kandırarak soy! Artık burada bir düzine gol ile de galibiyet alsan zerre kadar önemi kalmadı. Çünkü hiçbir inandırıcılığın kalmadı!