Geçen hafta kendi kalibresinde olmayan Kayserispor’a puan kaptıran Fenerbahçe henüz 5. dakikada az kalsın maça yine gol yiyerek başlıyordu. 8 oyuncu değiştirmek dışında oyun anlamında ortaya bir şey koyamayan sarı-lacivertliler 14. dakikada Maxim’in güzel golü ile geriye düşerken, Gaziantep rakibine adeta “Sana karşı boş değilim” dedi.
Eğer kendi evinizde zayıf takımlara puan verirseniz bunun doğal sonucu olarak herkesin iştahını kabartırsınız. Fenerbahçe artık deplasmanda tribünleri dahi dolduramıyor. Çünkü insanların güveni kalmadı. İlk yarı Antep kaptığı toplarla hücumda hızla çoğalarak tehlike yaratırken, Fenerbahçe’den doğru düzgün bir şey izleyemedik.
Mourinho sezon sonuna gelinirken hala rotasyon arayışında. Bu da maalesef herkesin kafasında soru işaretleri oluşturuyor. Oysa kimse Mourinho’nun şanlı tarihini eleştirmiyor, hakkını veriyor. Ancak sporda dün “şanlı tarih” bugün “başarı” olarak tanımlanır. Eğer sürekli sivri açıklamalarla, burun sıkarak falan şimşekleri üzerinize çekerseniz herkes size bilenir ve performans sergiler. Keşke görünmez olup işinize konsantre olmayı başarabilseydiniz, biz de sezon boyu iyi bir Mourinho ve takımını izleyebilseydik.
İkinci yarı muhtemelen içeride yedikleri ağır fırça sonrası nihayet sahaya onur mücadelesi vermek için çıkan Fenerbahçeli futbolcular 4 dakikada 3 gol atmalarına rağmen, deniz feneri gibi bir yanıp, bir sönerek hala taraftarına güven vermiyor.
Bakalım haftaya nasıl bir kadro sürprizi ile karşılaşacağız. Görünen o ki bu sezon bu şekilde devam edecek. Bu belirsizliğin taraftarları rahatsız etmesi dışında, futbolcuların da öz güvenini düşürdüğü bir gerçek.