Maça yaklaşık 4,5 dakika sayı atamayarak giren Fenerbahçe karşısında 13-0’lık suni bir farkla başlayan Beşiktaş ilerleyen dakikalarda yaptığı yedi top kaybı ile avantajını kaybederken Koç Jasikevicius iki 4 numaraya dönerek ‘pick and roll’lerde Melli’yi dışarıda tutup Nigel Hayes’i içeri devirerek sayılar bulmayı sağladı. Bu hamle ile Jasikevicius’un Nigel’a sezonun ‘MVP’si olduğunu hatırlatarak uyandırması fark yarattı. İlk bölümde fark yaratan diğer bir unsur ise Fenerbahçe’nin banktan gelen oyunculardan aldığı (13/3) katkıydı.

Fenerbahçe kadro derinliğinin verdiği avantaj ile sert Beşiktaş savunması karşısında diri kalmaya çalıştı. Fenerbahçe, Baldwin-Nigel Hayes ile Beşiktaş ise Needham-Terry ikilisinin hücumdaki ikili oyunları ile maça tutundu. İlk yarı her iki takımın toplamda 15 top kaybı yapmasının nedeni Fenerbahçe’nin 84’üncü resmi maçı olması, Beşiktaş’ın ise 25 günde 12’nci maçına çıkmasıydı. Fiziksel ve mental yorgunluk beraberinde top kayıpları ve serbest atışların kaçması gibi defektleri de getirdi.

Maçlarda 3. çeyrek başı çok önemlidir. Fenerbahçe’de bu süreçte rakibine 10 sayılık bir kol mesafesi açıp bunu koruyarak, maça ve sezona noktayı koymayı bildi.

Fenerbahçe uzun sezonun sonunda ipi göğüslerken içeride dışarıda tüm kupaları sildi süpürdü. Aslında bu bütçe, bu kadro ve bu organizasyonla kendisinden beklenen de buydu. Sezon sonu asıl büyük sürpriz ise Beşiktaş’tan geldi. Her anlamda kendisinden güçlü olan A.Efes’i eleyerek finale gelmeleri, finalde bir maç bile olsa Euroleague şampiyonunu yenmeleri ve kaybettikleri maçlarda dahi mücadeleden vazgeçmemeleri şapka çıkarılacak cinstendi.

Tebrikler şampiyon Fenerbahçe, tebrikler mücadeleci Beşiktaş.