Beşiktaş seride ilk kez seyircisi ile buluştuğu karşılaşmaya bir önceki maçta olduğu gibi 3 dakika sayı atamadan başladı. Ama kısa sürede bunu telafi edip tempoyu yükselterek yakaladıkları 14-0’lık seriyle maçı domine etmeye başlarken, Needham’ın erken 2 faul alıp kenara gitmesi dezavantajları oldu.

Ancak Fenerbahçe’nin boyalı alandan sayı üretememesi sonucu ritim kazanamaması, hızlı hücumlarla topu içeride uzunlarla buluşturamaması ve içeriye ‘drive’ edememesi Beşiktaş’ın ekmeğine yağ sürdüğü gibi savunmayı da sertleştirmesine sebep oldu. Bunun yanında ilk çeyrekte 3/9 iki sayılık, 0/4 üçlük yüzdesi ve 5 top kaybı, ibreyi tamamen Beşiktaş’a çevirdi.

İkinci çeyrek de benzer şekilde geçerken Beşiktaş’ta Yiğit’in ilk yarı 16 sayıyla yeniden seriye dönmesi (!), Matthews’un 10 sayısına karşılık Fenerbahçe’nin toplamda 31 sayıda kalması, ilk iki maçın ters kopyası gibi oldu.

Üçüncü çeyrek başında Needham 3 faullüyken Berk Uğurlu’nun talihsiz sakatlığı Beşiktaş adına büyük bir şanssızlıktı. Çeyrek sonuna doğru Beşiktaş kısalarının faul problemine girmesi Fenerbahçe’nin son periyot için iştahını kabarttı ama Hayes’in sakat sakat oynadığı seride ilk kez Sertaç ve Tarık Biberoviç’e çok ihtiyaç duydular. Çeyrek sonu Guduriç, McCollum ve Melli’nin toplam 3/15 ile 9 sayılık katkıları her şeyi açıklıyordu.

İlk maçta hakemler üzerinden seriyi germeye çalışanlar sahaya dönüp basketbol düşünmeye başladıklarında artık “Her şey çok güzel olacak” diyebiliyoruz! Tebrikler Beşiktaş…