Erdoğan 2011 yılında Kanal İstanbul Projesi’ni ilk açıkladığında “Ciddi olamaz, nasıl olsa yapamaz!” demiştim. Projeyi bitirmeye ne Türkiye’nin parası yeterdi ne AKP’nin siyasi ömrü…

Partinin siyasi ömrü konusunda halt etmişim! Türk halkının kadim ferasetini hafife alıp, Kılıçdaroğlu’nun hırsını ve basiretsizliğini hesaba katmamışım.

***

Her şeyde bir hayır vardır derler ya… Yıllardır yaşadığımız ekonomik kriz de bu kapsamda aslında… Şimdilik sadece müteahhitlik yapıyorlar ama para olsa başlarlardı İstanbul’un kalbine hançer saplamaya…

Nitekim proje ile beraber İstanbul’un Sazlıdere Barajı rezervuarından gelen yıllık 55 milyon metreküplük su ile Terkos havzasından gelen 18 milyon metreküplük su, toplamda 73 milyon metreküpü bulan su kaybı yaşanacak.

***

Ülkenin Su Yönetimi Raporu hazırlandı... “Yakın gelecekte su kıtlığı kapıda” diyor.

Kapıda mı? Kapıyı kırıp eve girdi! Dahası, kendine soğuk bir içecek hazırladı, salona yayıldı… Ötesi var mı?

Biz hâlâ “yakın gelecek” edebiyatındayız. Oysa gelecek geldi.

***

2025 yılında, normalde 573 mm olan yağış ortalaması 422 mm’ye geriledi. Bunun anlamı gökten düşen her 4 damladan 1’i havada buhar oldu.

İstanbul barajları Kasım 2025’te yüzde 20’lerin altına düştü. Bazı büyükşehirlerde doluluk yüzde 10’un bile altını gördü.

***

Ayçiçeğinde, hububatta, yem bitkilerinde çift haneli düşüşler var. Bazı bölgelerde ürün kaybı yüzde 50’ye ulaştı.

Konya Ovası, Güneydoğu’nun tarım hatları, neredeyse yoğun bakımda… Fındık, kiraz, incir… İhraç ürünleri susuzluktan “yok” yazdı. Buğday, arpa, aklınıza gelen ne varsa…

***

Hani hidroelektrik santrallerimiz var ya… Suyun gücünü enerjiye çeviren HES’ler… 2024’te kapasite kullanım oranı yüzde 60’larda idi… 2025’te yüzde 5’e düştü!

Bu ne demek? Barajların suyu yok, türbin dönmüyor, elektrik üretilemiyor. Elektrik üretilemeyince ne oluyor? Doğal gaza aban, kömüre aban, dolarla yak, TL’yle öde, faturayı halka kes yükle! Sonra da çıkıp “enflasyon neden var?” diye sempozyum yap.

***

İstedikleri kadar yağmur duasına çıksınlar, kurban kessinler… Bizim derdimiz bilimsel!

Kentler olması gerekenden büyük, nüfus planı yok, altyapıda kayıp-kaçak devasa, sulama modern değil, Su Yasası 13 yıldır rafta, yetki 40 parçaya bölünmüş, koordinasyon yok, sorumlu çok ama sorumluluk yok.

***

Türkiye bu gidişle yönetiminin hayran olduğu ülkelerin coğrafi yapısına kavuşacak çok yakında: Çöl!

Bu artık bir tasarruf meselesi değil, bir varlık sınavı… Acaba umurlarında mı? Kanal İstanbul’u planlayıp yapmaya çalışan bu zihniyet iş başında olduktan sonra hep beraber göreceğiz ülke geleceğini nasıl yaktılar inşaat ve rant uğruna!