Atina Havalimanı’nın sıradan bir öğleden sonrasıydı… Air France’ın 139 sefer sayılı uçağı, Tel Aviv’den Paris’e giderken kısa bir aktarma için Atina’ya uğramıştı.

Ama bu sıradanlık uzun sürmeyecekti. Çünkü Atina’dan uçağa binen ikisi Filistinli, ikisi Alman dört kişi sırt çantalarında silahlarla, kafalarında ise dünyanın gündemine oturacak bir planla gelmişti.

***

Kalkıştan kısa süre sonra kabine girip silahlarını çeken korsanlar, pilotlara rotayı Afrika’ya çevirmelerini emretti. Uçak önce Libya’daki Bengazi’ye indi. Ancak asıl hedef, Uganda’nın eski başkenti Entebbe idi…

Uganda, o dönemde eski boksör, yeni diktatör İdi Amin’in yönetimindeydi. On binlerce insanın ölümünden sorumlu olmasına rağmen dünya hâlâ onu ciddiye almıyordu.

***

İdi Amin için bu tür “gösterişli” olaylar dünya sahnesine çıkmanın yoluydu. Korsanlara ev sahipliği yaptı, rehinelere moral vermeye kalktı.

“Yardım edeceğim” diyerek ortalığı yatıştırmaya çalışsa da perde arkasında bambaşka oyunlar dönüyordu.

Korsanlar, yolcuları kimliklerine göre ayırdı. Yahudi ve İsrailli olanlar, kullanılmayan eski terminal binasına kapatıldı. Diğer yolcular serbest bırakıldı.

Talepleri netti; 5 milyon dolar fidye ve dünya çapındaki cezaevlerinden 53 Filistinli mahkumun salıverilmesi...

***

İsrail’e verilen süre dolmak üzereydi… Masada görüşmeler yürütülüyor gibi görünse de Tel Aviv’de bambaşka bir hazırlık vardı.

Kod adı: Operation Thunderbolt… (Yıldırım Operasyonu)

Yaklaşık 100 seçkin İsrail komandosu, 4.000 kilometrelik bir uçuşla, gece karanlığında, radarlara yakalanmadan Afrika’nın kalbine doğru havalandı.

4 Temmuz 1976 Pazar gecesi, yerel saatle 23:00 sularında Entebbe Havalimanı’na indiler.

***

Operasyon sadece 58 dakika sürdü. 102 rehine sağ salim kurtarıldı. Üç rehine çatışmalarda hayatını kaybetti. Kaçıran dört kişi ve Uganda ordusuna bağlı 45 asker öldürüldü.

Ve bir İsrail askeri... Sadece bir kişi… Ama o, herhangi biri değildi.

29 yaşındaki Yarbay Yonatan “Yoni” Netanyahu… Operasyonun lideri, İsrail özel kuvvetlerinin komutanı…

Ailesinin gözbebeği, geleceğin genelkurmay başkanı adayı…Ve küçük kardeşi Binyamin’in kahramanı… O küçük kardeş, bugün İsrail’in Başbakanı.

***

Yoni’nin ölümü, Binyamin Netanyahu’nun hayatında silinmez bir iz bıraktı. İçindeki acı hiç dinmedi. Bu duyguyu her fırsatta dile getirdi.

Üç kez İsrail Başbakanı seçilen Benjamin Netanyahu’nun siyasi duruşu bu travmanın etrafında şekillendi…

***

Filistin’e karşı takındığı acımasız tavır, barış süreçlerine karşı mesafesi, askeri müdahalelere olan yatkınlığı... Hepsi, o geceden bir iz taşıyor.

Acısı kaç Filistinli ölürse ölsün dindiremeyen, kini hangi ülkeye saldırırsa saldırsın geçmeyen bir ruh hali… Böyle birinden aklıselim bir karar beklemek… Sadece temenniden ibaret… Ortadoğu’da ateş o oldukça sönmeyecek!