19 MART siyasi operasyonunda tutuklanan ve sağlık sorunu bulunan isimler konusunda iktidar partisinde değişen havanın iki nedeni var. Bazı isimler gerçekten insan ve vicdanı açıdan müdahil olsa da “hasta tutuklular konusu partimize zarar veriyor” bakışı söz konusu. Ankara’da iki başlık konuşuyor. Hasta tutuklular ve PKK’lı mahkumlar. Ve kararlardaki çifte standartlar!

Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve gezi davası nedeniyle tutuklu olan Menajer Ayşe Barım’ın ciddi sağlık sorunları konusunda ne yapılması gerektiği Ankara’nın gündeminde.

İktidar partisi içerisinde özellikle hasta tutuklular hakkında aksi bir şey söyleyen yok. Kulislerde, “Cezaevi yönetimlerinin bu kişilerin cezaevinde kalmasının sakıncalı olduğu, sürekli sağlık hizmetlerine erişimlerinin olması gerektiği” konusunda görüşüne rağmen, topun mahkeme ile adli tıp arasında gidip geldiği anlatılıyor.

Sonuçta, inisiyatif almayan bu iki kurumun, siyasi iradenin üst düzeyde devreye girmesini beklediği öne sürülüyor. Yasalardaki açık hükümlere rağmen.

***

Konu, adil yargı ve adalet sisteminden açılmışken, yakın zamanlarda yaşanan bir gelişmeyle devam edelim. İmralı’dan ilk PKK’lı mahkum tahliyesinden. DEM’in Adalet Bakanlığı’na yaptığı son ziyaretinin, 33 mahkumla ilgili olduğu anlatılmıştı. Birinin de bu isim olduğu belirtiliyor.

İyi halden yararlandırılmayan, infaz süreleriyle ilgili itirazları bulunan veya hasta olanlarla ilgili 33 yeni dosya. Bu dosyalar incelenirken, öncelikli mahkumları disiplin cezası olup olmadığına, firar girişiminde bulunup bulunmadığına ve pişmanlık duyup duymadığına bakıldığı biliniyor.

Bütün bunlar gösteriyor ki; adalet terazisi pek de bağımsız işlemiyor. Sadece hukuki, insanı ve vicdanı gerekçelere bakılarak alınması gereken kararlarda, her zaman gizli bir elin engellemesi veya hızlandırması söz konusu!

Adalet Bakanlığı-DEM görüşmeyle ilgili küçük bir not. DEM heyetinin sonradan yaptığı açıklamada ‘her şey konuşuldu” dense de ana konunun mahkum dosyaları olduğu, Selahattin Demirtaş’ın isminin de konuşmanın bir yerinde genel değerlendirme yapılırken geçtiğini anlatılıyor. Yani özel bir başlık olmamış!

***

Bu arada, 10. Yargı paketi ve infaz düzenlemesinden yararlanarak tahliye olanların sayısı 17 bine ulaştı. Bu düzenleme, belirlenen şartları taşıyan tüm mahkumları ve tüm suçları kapsıyor. Verilen bilgilere göre, tahliye olanlar arasında hırsızlık ve dolandırıcılık suçları ilk sırada.

Ancak herkes kaç terör suçlusunun bırakıldığını merak ediyor. Cezaevlerinde 400 bine yakın mahkum bulunuyor. Bunlardan 160 bini uyuşturucu suçlusu.. 80 bin civarında hırsızlık ve dolandırıcılık suçluları var. 60 bin civarında ise adam öldürmeye teşebbüs ve cinayet suçlusu bulunuyor.

PKK, FETÖ ve diğer terör örgütleri dahil terör suçlusu hükümlü sayısının 10 bine yakın olduğu belirtiliyor. Biliyorsunuz, son dönemde 200 PKK’lının tahliye edildiği iddiaları, Adalet Bakanlığı tarafından yalanlandı.

Ancak, cezaevinde bulunanların rakamları dikkate alındığında, oransal olarak tahliye edilen 17 bin kişinin içinde ‘terör suçlularının’ olduğu da çok net…