Açılımın kaderini belirleyecek, PKK’nın fesih sürecini netleştirecek, Kürt Ulusal Konferansı’nın sonuç bildirgesi, Ankara’da hayal kırıklığı yarattı. Federasyon ve özerk bölge anlamına gelen ifadeler, net bir şekilde reddediliyor. Ankara yönetimi, ‘Bunu savaşı devam ettirmek istedikleri şeklinde okuruz’ yorumları yapıyor.
BEKLENTİLER FARKLIYDI
Daha birkaç gün önce Kamışlı’da yapılan toplantının anlam ve önemi konusunda yapılan değerlendirmeler oldukça ilginçti. Bu toplantının, Iraklı Kürt liderler Mesut Barzani’nin ev sahipliğinde yapılması anlamlı bulunmuştu.
Tüm hazırlık sürecinden Türkiye’nin haberi olduğu, Dem temsilcileri dahil, tüm katılımcıların bilindiği ve sürecin PKK’nın fesih sürecinin bir parçası olduğu değerlendirmeleri yapılıyordu.
Türk istihbaratı, PKK’nın feshedilmesi, silahların teslim edilmesi sürecinde bunun dışında birkaç alt kongre daha yapıldığını, bunun kamuoyuna açık olan son toplantılardan biri olduğunu paylaşmıştı.
ÖZERKLİK KRİZİ
Toplantının sonuç bildirisinin Suriye’nin geleceği ve demokratik alt yapı oluşturulmasına, tüm azınlıkların haklarının korunmasına ilişkin genel değerlendirmeler de sorun görülmediği anlaşılıyor.
Ancak, Suriye’nin Kuzeydoğu bölgesi için ademi merkeziyetçi bir yönetim şekli talep edilmesi, açıkça federatif bir yapı ya da özerk bölge anlamına geldiği yorumu yapıldı ve film burada koptu.
Suriye yönetiminin, bildirideki bu ifadeleri kastederek, “Suriye’nin toprak ve halk bütünlüğü bizim için kırmızı çizgidir ve buna yönelik her türlü ihlal ve sapma; Suriye’nin birleşik kimliğine saldırı olarak değerlendirilir” açıklaması Ankara tarafından önemli bulunuyor.
ANKARA SERTLEŞECEK
Bu süreci yakından izleyen kurmaylar, bu ifadenin Türkiye için ne anlama geldiğini, “Türkiye açısından kabul edilemez. Suriye halkının olurunu almadan oldu bittiye getirmeyi kimse kabul etmez. Türkiye bu yaklaşımı, ‘savaşı sürdürmek istiyorlar’ olarak okur…” değerlendirmesi yaptılar.
Ankara, “Hükümetin pozisyonu net. Suriye’de ayrı bir yapı kabul edilemez ve bununla mücadele edilir. Suriye yönetimi de üniter yapıdan taviz vermez. Bundan sonrası onların bileceği iş…” noktasında.
Bu tutumun, ‘talepleri üst elden açmak, finalde karlı çıkmak’ adına bir manevra olarak değerlendirenler de var. Bunu “örgütlerin talep maksimalizmi’ olarak yorumluyorlar.
GÖZLER ÖCALAN’DA
Doğal olarak tüm bu gelişmeler önce Nisan’ın ilk yarısı, sonra Nisan’ın ikinci yarısı, şimdi de mayıs ayının başında yapılacak denilen PKK’nın kendisini feshetme kararını açıklayacağı olası kongresini nasıl etkileyeceğinde. Özellikle PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ne diyeceği önemli.
Çünkü, Ankara’da yapılan değerlendirmelerin bir kısmı da sürecin PKK içindeki bazı kanatlar tarafından provoke edildiği, bunun da bazı ülkeler tarafından kullanıldığı yönünde. ABD’nin denklemde etkili olarak rol almamasına rağmen, İsrail, İngiltere ve İran faktörleri açıkça konuşuluyor. “Bölgede taşeron yaratma peşindeler” yorumları yapılıyor.
ZAMAN TANIYALIM DİYENLER
Sürecin sancılı olacağını başından beri söylediklerini dile getiren bazı AKP’liler ise biraz zaman tanımak ve gelişmeleri görmek gerektiğini söylüyorlar. İlk yapılan planın halen yürürlükte olduğunu, zamanla bu rotaya tekrar dönüleceğini öne sürüyorlar.
Net olan bir şey var o da Ankara’nın planı şaştı. Hem açılım süreciyle ilgili yapılan senaryolar, hem PKK’nın kendisine feshetmesiyle ilgili hızlı beklentiler taşa takılmış gibi…İzlemeye devam….