Açılım sürecinin beklenen hızda gitmediğine ilişkin özellikle DEM’lilerin şikayetlerine yanıt, Ahlat’tan geldi. DEM yöneticilerinin taleplerini anımsattığımız iktidar kaynakları, “Önce Ahlat’ı görelim” diyerek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görüşmesine gönderme yapmalarından 24 saat sonra İmralı’ya bir heyet gönderilmesi izni çıktı.
AKP kanadının her adım için Erdoğan’dan vize beklediklerini bilmeyen yok. Erdoğan’ın ivme kazanması için de Bahçeli’nin itici gücü gerekiyor anlaşılan. “Önemli olan siyasi adım, devlet mekanizması onu izler. Öcalan’dan bir açıklama gelir, PKK’nın tartışmalı faaliyetleri son bulur. Her şey 24 saat içinde değişir” diyen AKP’li yöneticilerin neyi kastettiğini de Ahlat’ta yapılan açıklamalarla anladık.
TBMM’de çözüm süreci için faaliyet gösteren komisyonun ‘beklenenden ağır hareket ettiği’ iddiaları süredursun, ‘özel yasa düzenlenmesi’ konusu iktidar kanadında işin ruhunu uygun bulunuyor. Zaman zaman cumhurbaşkanlığı sarayından yapılan açıklamalardan hoşlanmasalar bile gidişat onu gösteriyor.
***
Yetkililer; “Şu anda bir taslak çalışması talimatı gelmedi. Ahlat’ı bekledik hepimiz. Erdoğan ve Bahçeli’nin görüşmesi ve açıklaması durumu şekillendirdi. Komisyon işin sosyal ve toplumsal yanını masaya yatırıyor. İş teknokratlarda ve bürokratlarda biter. Devletin elinde bilgi de var, veri de… ‘Hadi’ deyince oraya çıkar” noktasındalar.
Adalet Bakanı’nın kısmen açıkladığı 11’inci Yargı Paketi, özel hukuk hükümlerini düzenlemek için çok önceden başlatılmış bir çalışma. Bunun açılım süreci yasalarıyla ilgisi yok. Ancak kurmaylar, “Son dakikada giren ve çıkan çok madde olur. Hatta genel kurul görüşmeleri sırasında bile sürprizler olabilir. Burada asıl olan siyasi irade. ‘Bunu koyun, şunu çıkarın’ dedikleri an bakanlık ona göre pozisyon alır” yorumu yapıyorlar.
***
Ankara’da bunlar olurken, konuya farklı açıdan bakan isimler de var partide. Çözümün ‘tabanda’ aranması gerektiğini savunan AKP’li bazı isimlerin, “Herkes terörsüz Türkiye’yi konuşuyor ama Amedspor-Erzurumspor maçına bakan yok. Önce oradaki gerginliği çözüm bulmak gerekir. Çözüm üreteceksiniz tabanda üreteceksiniz. Ankara’daki arkadaşların illere gidip, vatandaşın yanlarında yörelerinde olduklarını göstermesi gerekir. Siyasi iradeyi tabana taşınması gerekir. Bu işin spor kulüpleri, kültür dernekleri var. Lice’deki genç, Ankara’yı sevmeyi öğrenmeli” gibi ilginç değerlendirmeleri var.
AKP içinde yaptığımız mini yoklama, çözüm sürecinden sonuç alınacağına inanç konusunda oldukça farklı bir görüşler olduğunu ortaya koydu. Sürecin sonuçlanacağına yüzde 20 oranında inanan da var, yüzde 80 oranında inanan da… Herkes, ‘Suriye faktörü, ABD’nin etkisi’ gibi birçok başlığa değinmeden edemiyor…
***
Bu arada, iki gün önce kaleme aldığım yazıyla ilgili Adalet Bakanlığı’ndan bir bilgi notu geldi. 2012 yılında yurtdışı temsilciliklerde adalet müşaviri bulundurulmasına ilişkin düzenlemeden uzun uzun söz edilirken, bu uygulamanın 30 değil 16 ülke için olduğu anımsatıldı. Düzenlemedeki amacın adli işbirliğinin etkili yürütülmesi, güncel gelişmeler konusunda bakanlığı bilgilendirme, suçla mücadele olduğu anlatıldı.
Ancak, görevlendirilen hakim ve savcıların belirlenen özellikleri taşımadığı, yani torpilli olduğu, AKP’li bakanların bu uygulamadan vazgeçme çalışmalarının başka AKP’li bakanlar tarafından engellendiği, çifte maaş ödemelerinin yapılan işle paralel olmadığı iddialarına ise yanıt verilmedi. Araştırmaya devam…