İktidar Partisi’nin içindeki yeni tartışma, 6,5 memur ve emeklisine yapılan komik zam. Seçim bölgelerindeki milletvekilleri, itirazlarla baş etmekte zorlanıyor. Parti içinde “Bu konu, hakem heyetine gitmeden daha rahat çözülebilirdi. Sektörel bazda yapılacak küçük düzenlemelerle sonuç alınabilirdi” yorumları yapılıyor. Ekonominin gidişatı konusunda ise kafalar karışık.

Yaz aylarında olmasına rağmen Ankara gündem sıkıntısı çekmiyor. TBMM’de sadece çözüm süreci komisyonu çalışıyor gibi görünse de hükümetin attığı her adım, aldığı her karar tartışma konusu oluyor. 6,5 memur ve emeklisine yapılan zam ve konunun ele alınış biçimi en büyük tartışma konusu.

ÇOK KÖTÜ YÖNETTİK…

AKP içinde, kamu çalışanlarına yapılan zam konusu, işin maliyetinden çok yönetim biçimi açısından eleştiriliyor. Sorunun uzlaşmayla çözülmesi için çaba sarf edilmeden hakem heyetine gitmesine tepki büyük. 6,5 milyon gibi büyük bir kitleye sektörel bazlı yaklaşılması, alt başlıklar üzerinden çözüm aranması gerektiğini söyleyenler var.

“Örneğin hizmet sektörünü ayrı ele almak, sosyal hakları konusunda ayrı ayrı görüşmeler yapıp, daha sonra oranı Maliye Bakanlığına bırakmak daha doğru olurdu. Sektörel bazda küçük müdahaleler, talepler dikkate alınabilirdi. Hekim, öğretmen, hemşire herkesin sorun ve talepleri farklıydı” yorumları yapılıyor.

Toptancı bir bakış açısı yüzünden kimseyi memnun etmediklerini, bunun da zaten sıkıntılı olan toplumsal barışa ciddi darbe vuracağını söylüyorlar. Partinin oy deposu olun emeklilerin de kaybedildiği endişesi yaşanıyor.

EMEKLİ KRİZİ

AKP’lilerin sık sık önüne gelen diğer konu ise emekli maaşlarındaki farkın kapanması ve dengenin ortadan kalkması. “Düşük emekli maaşlarını düzeltiyoruz diyerek, 4 bin iş günü olanlar 2 bin iş günü olanı birbirine yaklaştırdık. Neredeyse aynı maaşı alıyor. Hem adaletsizlik hem haksızlık hem de maaş dengesi bozuldu. Bunun için özel çalışma yapılması gerekiyor. Bu süreç de kötü yönetiliyor…” yorumları yapılıyor.

Konu emekli maaşları olunca, sohbet ekonominin durumuyla devam ediyor. AKP’liler, ‘kur korumalı mevduattan vazgeçilmesini’ bir dönemin kapanması olarak yorumluyor. Reel politikaların işleyeceği bir sürece geçildiğini, rezervlerin günden güne iyileşeceğini iddia ediyorlar.

HESAP 2027’DE SEÇİM İÇİN

“Döviz bozdurup, Türk lirasına geçenlerin sayısı arttı. Kısa süre sonra bu kaynaklar, yatırıma yönelecek. Beklenti, yıl sonunda faizin yüzde 30-35, enflasyonunun yüzde 29 olması. 2026 yılının ikinci yarısında faizin yüzde 15’e, 2027’de yüzde 10 düşürülmesi planlanıyor. Bu plan saptamadan sürdürülürse, olumlu göstergeleri vatandaş da hissedecek. O zaman erken seçimi 2027’de konuşacağız…”

Bu iddialı sözler, partinin ekonomi kurmaylarına ait. Ancak aynı günlerde, imalat sanayinde durgunluğu işaret eden kapasite kullanım oranının son zamanların en düşük seviyesinde gerçekleşmesine yorum yapamıyorlar. Ağustos ayında yüzde 73.6 olarak gerçekleşerek son beş yılın en düşük seviyesine ulaşan bu durum, yatırımın tercih edilmediğini gösteriyor.

ADAMI RAHAT BIRAKMADILAR!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in iyi niyetli ve samimi olduğu partinin büyük çoğunluğu tarafından kabul ediliyor. Ancak ekonomi dengeleri tutturma konusunda kolunun uzanmadığı alanlar ve sektörler olduğunu söyleyenler var.

“Adamı üç ay rahat bırakmadılar. Sürekli müdahale, sürekli talep. Ekonomi programını sürekli delme çabaları var. 1,5 yılda beklentiler gerçekleşmedi. ‘Sana 6 ay daha süre veriyorum. Hiçbir müdahale olmayacak bildiğini yap. Sonra konuşalım’ denmeli. Adamı rahat bırakmadılar…” sözleri de yine bir AKP’liye ait…