Büyük siyasi krizler ve iktidarın her kesime yönelik sert kararları, bazen küçük ama önemli ayrıntıları gözden kaçmasına neden oluyor. Örneğin, yasaların içine monte edilen özgürlükler ve haklarla ilgili tartışmalı maddeler gibi. Bir süredir üzerinde çalışan üç ayrı yasayla ilgili ‘kötü kokular’ geliyor.
Öncelikle şunu söyleyelim, bahar aylarında TBMM’nin önüne gelecek bazı yasa hazırlıkları var. Daha çok ekonomik alanı düzenliyor. Yeni bir torba yasa hazırlanıyor. Özellikle enerji yatırımlarını kolaylaştıran ve yenilebilir enerji yatırımlarına öncelik veren bir çalışma.
YETKİ EL Mİ DEĞİŞTİRECEK?
Edindiğimiz bilgiye göre bu yasanın içinde tarım alanları ve belediyelerin yetkileriyle ilgili maddeler bulunacak. Konu enerji olunca, doğa, tarım alanları ve su havzalarıyla ilgili endişe verici düzenlemeler olabiliyor. İddiaya göre bazı tarım alanlarını içeren düzenlemeler olacak. Ayrıca belediyelerin bu alandaki yetkileri sınırlandırılacak. Muhalefet belediyelerini devreden çıkaracak bazı maddelerden söz ediliyor.
EKONOMİ PAKETİ GELİYOR
Başka bir bütüncül yasa ise yine ekonomiye ilgili olacak. Sapma yaşanan ekonomik hedefleri tutturmak için yeni bir paket hazırlanıyor. Bu paketin de önümüzdeki aylarda TBMM’ye gönderileceği iddia ediliyor. Daha çok kamu mali disiplini ve tasarruf hedefleriyle ilgili hükümler içereceği söyleyen bu yasanın yatırım teşvik alanlarını değiştireceği de iddialar arasında. İktidar partisi kurmayları, ekonomi programının yeniden değerlendirildiğini, enflasyon hedeflerindeki sapmada ücret artışlarının etkili olduğunu, yeni düzenlemelerle yeni önlemlerin alınacağını öne sürüyorlar. Kötü sürprizler ve yeni vergiler bekleyenler çoğunlukta.
MEDENİ KANUN KORKUSU
Başka bir çalışma Adalet Bakanlığı’nda yürütülüyor. Bu kadınları yakından ilgilendiriyor. Medeni Kanun yeniden masaya yatırılıyor. Bu seferki çalışma cezai değil, hukuki yapısını içeriyor. Bakan yardımcısının başkanlığında kurulan komisyonun, nafaka ve kolay boşanma dahil birçok başlığı masaya yatırdığı belirtiliyor.
Uzun soluklu bu çalışmanın kadın hakları açısından sıkıntı yaratacak düzenlemeler içermesine ilişkin kaygılar var. Çalışmaya katılanlar olumsuz başlıklar içermediğini söylese de geçmişteki ‘tutucu ve kadın haklarını’ zora sokan adımlar herkesi korkutuyor.
KÖTÜ ANILAR CANLANDI
Daha önce yapılan değişiklikle müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmiş, 2017 yılında da müftülerin bu yetkiyi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın onayıyla devretmesine olanak sağlanmıştı.
Bu, köy imamların bile nikah kıyması anlamına geleceği gerekçesiyle muhalefetin sert tepkisine neden olmuştu. Kontrolü zor bu evliliklerin kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi, tacizci ve tecavüzcüyle evlendirme olaylarına kapı açması gibi gerekçelerle eleştirilmişti. Küçük yerlerde kontrol ve denetimden uzak kıyılacak bu nikahları takip etmenin mümkün olmadığı savunulmuştu. Narin cinayetinde görüldüğü gibi koca bir köy halkının cinnet geçirircesine olayı nasıl kapatmaya, polisi yanıltmaya çalıştığı görülmüştü.
Kadın hakları savunucuları, nafaka hakkı başta olmak üzere kadının şiddetten ve geleneksel baskılardan korunması, eğitim hayatına devam edebilmesinin yolunun kapatılmaması için yasa koruyuculuğunun açık ve net olmasını dile getiriyorlar. Son yıllarda kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve saldırılardaki artış, Medeni Kanun’da açılacak gediklerin çok ciddi sonuçları olacağını ortaya koyuyor. Malum, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının yarattığı psikolojinin, gerici zihniyete verdiği güç nedeniyle her yasa çalışması endişe yaratıyor.
Hepsinin takipçisi
olacağız…