İKTİDAR Partisi, bir süreden beri gündeme belirleme ve yön verme kabiliyeti kaybetti. Bu yetmezmiş gibi, kendi iç tartışmaları, ekipler arası çatışmalar artık daha görünür olmaya başladı. ‘Yeni hikaye yazma’ dönemi bittiğinden midir bilinmez, partinin bir süre önce başlattığı Ak söylem, Ak iz gibi projeler de istediği etkiyi yaratmıyor.

Niye derseniz, AKP yönetiminin bir süre önce milletvekili ve partililer arasında ‘tek propaganda dili oluşturmak’ için icraat odaklı paylaştığı Ak söylem bülteninin içeriği çok zayıf bulunmuştu. Bu yetmezmiş gibi, partinin resmi sitesindeki Ak izler başlıklı paylaşımların takdir edilmesini bırakın, altına yazılan yorumlar, Türkiye’nin gerçek gündeminin fotoğrafı gibi. AKP yönetiminin, bundan alacağı çok ders var.

Geçtiğimiz günlerde, AKP’nin resmi sosyal medya hesabından icraatlara ilişkin bir paylaşım yapıldı.

“Türkiye’yi finansını küresel lige taşıyan İstanbul Finans Merkezi milli ekonomi vizyonunda Ak izler bıraktığımız gurur kaynağı eserlerimizden sadece bir tanesi…” paylaşımının altına yazılanlara bakmak yeterli;

- Ben AK Partiliyim ama maalesef adalet yerlerde, çiftçi bitti…

- Finans merkezi yükseliyor ama adalet çökmeye devam ediyor. Bu çelişki büyüdükçe kimse huzur bulamaz.

- AK hırsızlık merkezi daha uygun değil mi?

- Sandığı getirin erken seçim istiyorum

- Ekonomi, eğitim, öğretim, hak, hukuk, adalet sistemi çökmüş, millet sürüm sürüm sürünüyor. Sahte diploma, sahte ehliyet… skandal üstüne skandal…Gururumuz Türkiye Finans Merkezi!!!

- İlk çağlara döndük…artık tek derdimiz beslenme, ısınma, barınma…

- Sizin Türkiye’ye bıraktığınız Ak izler liyakatsizlik rüşvet. Hile, lümpenlik. Çökmüş bir ekonomi, ümitsiz ve öfke dolu bir halk, berbat bir eğitim sistemi, siyasallaşmış bir yargı, suçun ve suçlunun yanına kar kalan cezasızlık, seviyesiz bir siyasi anlayış…

- Yeter artık. İki senedir memur emeklisine yapılan haksızlıklar sınır tanımıyor. Memura verilen seyyanen ek ödeme emekliye verilmedi. Diğer emeklilere yılda iki kez verilen enflasyon farkı verilmedi. Yeter artık…

- Finans merkezi yapacağız diye tonla bankayı ve binlerce insanı beton yığınları içinde İstanbul’a yığdınız. Şehir zaten yeterince kalabalık değilmiş gibi. Kim bilir kimleri yemlediniz bu projelerde. Finans konusunda da sürünüyor ülke. Siz kalkıp bununla övünüyorsunuz…

- Sahte diploma alan 400 kişi CHP’li olsaydı, şu an emniyet hepsini ters kelepçeyle sıraya dizmiş ve kameralar önünde yürütülüyordu…”

İşin ilginci, partinin resmi sitesine içini döken ve uygulamalardan şikayetçi olan vatandaşlar, bu kez Ak trollerin hedefi olmadı. Genellikle hakaret eden, vatandaşları tehdit edenler bile yok ortada.

Çünkü başka bir şey yaşanıyor. Parti içindeki grupların birbirleriyle meselesi var. Bunun nedenleri ayrı bir yazı konusu. Önceki gün gözaltına alınan popüler avukat Rezan Epözdemir ile ilgili gelişmeler üzerinden birbiriyle kavga eden AKP’lileri gördü herkes. Sosyal medya ünlüsü AKP’lilerle, Saray danışmanları arasında zaten bilinen kavga, bu gözaltı üzerinden su yüzüne çıktı. Çok sert üslupla birbirlerini suçlayan bu grupların parti yönetiminin sert uyarısıyla susturulacağı kesin.

Sorun burada. Bu köşede zaman zaman konu ettiğimiz parti içi grupların çatışması artık kapalı kapılar ardında yaşanmıyor. Partide birbirlerine yakın, gruplar, klikler ve ekipler var. Sanki büyük bir koalisyon. Eski tip siyaseti özleyen iyi niyetli AKP’lilerin uyarıları dikkate alınmazken, son 10 yıla damgasını vuran ‘pervasız ve duyarsız’ ekiplerin çatışması yaşanıyor.

Sanki bir kapak açıldı da içindekiler birer birer kamuoyunun önüne dökülüyor. Tartışmalar, kayırmalar, kavgalar, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları, sahte diplomalar, sahte belgeler, ayrımcılık yapılanlar.

Sanki liyakatsizlik, ehliyetsizlik ve kötü yönetim eleştirilerinin vücut bulmuş hali.

Sanki, birileri karşı binaya atmak için el bombasını hazırlayıp pimini çekmiş de bomba kendi evinde patlamış gibi!