Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tam da Kürt açılıma destek açıklamaları yaptığı grup toplantısında, herkesi meraklandıran ‘yerel yönetimlere yeni düzen’ açıklamasıyla kafalarda soru işaretleri yarattı. Sözleri, CHP’liler kadar, DEM’lileri de ilgilendiriyor.

Erdoğan’ın grup konuşmasında, “Yeni bir belediye statüsüne ihtiyaç var. Yetki paylaşımı gözden geçirilmeli. Vali ve kaymakamlarımız görevlerini daha aktif hale getirmeliyiz. Yetkilerin netleştirilmesi, bu görevi yerine getirmeyenlere zorlayıcı veya devredici düzenlemeler yapılması şarttır” sözleri, kayyum belediyelerini kurtarma hayali kuran DEM’liler için kötü sürpriz oldu. ‘Devredici’ kelimesine dikkatinizi çekmek isterim.

***

Belediye başkanlarının yetkilerini kısıtlamak, bazı görevlerin vali ve kaymakamlara devretmek anlamına gelen bu çalışma, AKP’de yıllardan beri ara ara dillendirilir.

Özellikle de AKP’nin yerel seçimlerdeki başarısızlığın ardından, muhalefet belediyelerini kontrol edebilmek ve şehir hizmetlerinin ‘merkezden’ yönetilmesine olanak sağlamak için ortaya atılan bu fikre yeniden format atıldı.

Belediyelerin denetlenmesi ve yönetebileceği kadar borçlanması gerektiği gerçeğini görerek, iktidar partisinin son atağını ‘kent rantıyla’ ilişkilendirenler var.

Kulislerdeki ilginç yorumlara göre, “Son iki yerel seçimde kent rantı el değiştirdi. AKP’nin ilk yıllarında oldukça faydasını gördüğü bu sermaye artık muhalefet tarafından yönlendiriliyor. Asıl amaç, bu ekonominin kontrol edilmesi. Özellikle de büyükşehir belediyeleri ve İstanbul kastediliyor…”

***

Ancak bu çalışmanın güncellendiğinden, parti yöneticilerinin ve ilgili bakanların haberi yok. Küçük bir grubun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la kurguladığı plan, henüz hiçbir kurulun önüne gelmemiş. Hatta bazı parti yöneticileri, bahsedilen yerel yönetim çalışmasını ilk kez duyduklarını söylüyorlar.

Buraya küçük bir saplama… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, ‘Şu bakanlıkla ilgili şu çalışmayı başlatıyoruz’ sözlerini ilk kez duyan bakanlar olduğu biliniyor. Kendi bakanlığı ile ilgili çalışmayı ilk kez televizyondan duyanlar var.

Konuya dönersek, Cumhurbaşkanının şehir yönetimini ilgilendiren önemli yetkilerin vali ve kaymakamlara aktarma projesinin temelinde, ‘Tüm yatırım, harcama, tercih ve öncelikleri’ merkezden kontrol etme planı olduğu öne sürülüyor. Yani güçlü valiler, il özel idareleri, sembolik belediye başkanları hayal ediliyor. Neredeyse sadece çöp toplayıp, çiçek dikmekten başka görevleri kalmayacak!

Buna ilişkin ilk adım, bir hafta önce Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelikle atıldı. Vergi ya da SGK borcu bulunan belediyeler, artık yurt dışından kredi temin edemeyecek. Aslında kontrolsüz borçlanan belediyelerle ilgili olarak ‘doğru bir önlem’ gibi görünen bu kararın, art niyetli kullanma potansiyeli olduğu iddia ediliyor.

Kulislerde, vergi ve SGK borcu olmayan belediye kalmadığı gibi, AKP iktidarında 22 yıl boyunca başta AKP’li belediyeler olmak üzere defalarca vergi ve SGK borcu erteleme ve indirimine gidildiği, belediyelerin yoğunluklu olarak muhalefete geçmesinin ardından, ‘anlayışın’ değiştiği savunuluyor.

Bazı AKP’liler ise “Özellikle son dönemi olan belediye başkanları, sonraki yılları düşünmeden büyük borç altına giriyor. Sonra gelen başkan bu yükün altında eziliyor. Küçük ilçelerin milyarlarla ifade edilen borçları olduğunu gördük” yorumu yapıyorlar.

***

Tartışmalı bu çalışma, Kürtlerle kurulmaya çalışılan yeni ittifak için sıkıntı yaratacak. Açılım sürecinden umutlanan, hemen ertesi gün TBMM kürsüsünden Kürtçe konuşmaya kalkan, Kürt Dili Günü Yasa Teklifi veren DEM’lilerin hevesleri kursaklarında kaldı ve engellediler.

Bakalım, iktidarın başka ne sürprizleri var, birlikte göreceğiz…