✔Beşiktaş karşısında dört gün önce ‘sıfır’ futbol oynayıp dört gün sonra Fenerbahçe deplasmanında ‘süper’ futbol oynayıp özellikle ilk yarıda rakibi ‘ezip’ kupadan eliyorsan, bu kayıtsız-şartsız hoca başarısıdır... Futbolcuların bir onur savaşıdır... Dört gün içinde düştüğün yerden kalkmak, yeniden bir tarih yazmak, renklere bakmadan, taraf tutmadan takdiri çok hak ediyor...

✔Yanlışını görmek, o yanlışta ısrar etmek yerine, hatadan dönmek bir erdemdir... Kötüyü savunur, yanlışta ısrar edersen iyiyi bulamazsan, galibiyeti yakalayamazsın...

✔Okan Buruk özellikle son Beşiktaş maçındaki yanlışını anladı... Morata’nın Galatasaray orta sahasını ciddi anlamda ‘yumuşattığını’, mücadele gücünü düşürdüğünü gördü... Daha dirençli bir orta saha için takımın futbol aklı Mertens’i bile oynatmadı... Arkada Torreira-Lemina, hemen önlerinde Sara, Fenerbahçe orta sahasını teslim aldı...

✔Maç boyu önde bastı... İlk on dakika içinde Galatasaray mutlak iki gol pozisyonu yarattı, beş korner ve sonunda bir gol attı... Ben Kadıköy’de şimdiye kadar bu kadar etkili, adeta ‘fırtına’ gibi esen bir Galatasaray başlangıcı görmedim...

✔Kadıköy’de gittin ligde yendin, altı ay sonra gittin, bu defa kupada yendin... “Tartışmasız... Amasız...
Fakatsız... Hakemsiz...” iki çok net galibiyete imza attın... Ben lafa değil, isme değil, işe bakarım... Okan Buruk daha iyi hoca, Galatasaray daha iyi takım...

✔Süper Lig’in henüz başıydı, kendi sahanda ligde kaybettin, ‘hadi yenidir’ dedik, yedik... Aradan altı ay geçti... Türkiye’yi öğrendin, Süper Lig’i öğrendin, Galatasaray rekabetinin ne anlama geldiğini öğrendin, buna rağmen kendi sahanda bir daha yenilip kupaya da veda ettin... Hem de ilk yarısı ezildiğin, rakip kaleye sıfır (rakamla 0) şut attığın, gol beklentinin 0.18’de kaldığı berbat, feci, Fenerbahçelinin bu güne kadar hiç görmediği, hiç kabul etmediği, edemeyeceği bir futbol oynatarak...

✔Bir önceki maçın en iyi adamı, İrfan Can Kahveci’yi kestin, hatta hiç şans tanımadın... Savunmanın iki kenar adamı Oğuz ve Yusuf ilk 15 dakikada çok ciddi tehlike sinyalleri verdi, görmedin... Amrabat aldığı her topu geriye oynadı, bir topu bir metre öne oynamadı, buna rağmen İsmail’i hatırlamadın... Kötü gidişe hamle yapamadın, çare bulamadın, büyük hoca refleksini sahaya koyamadın...

✔Hiç derbi kazanamadın... Tadic’in, Dzeko’nun, Talisca’nın, En Nesyri’nin ‘dünlerinin’ değil, ‘bugünlerinin’ Fenerbahçe’ye lazım olduğunu, bu dört futbolcunun ‘bugünlerinin’ ancak bir ‘veteran’ takımına yeteceğini, yönetimin ile birlikte hiç kabullenemedin, bu gerçeği kabul edemedin...

✔Galatasaray kaptanı Abdülkerim’e maç sonrası “Kadıköy evimiz gibi oldu, geliyoruz, gidiyoruz, yeniyoruz” açıklamasını yapma şansını verdin...

✔Geldiğin günden beri burnundan kıl aldırmadın... Maçın özellikle ilk yarısında; rakibin burnundan fitil fitil getirdi, bir şey yapamadın... Ancak maç sonrası rakip hocanın burnunu sıkıp bir skandala imza attın...

✔Hep saha dışı bahaneler ürettin... Hep dışarıda konuştun, sahada hiç iş yapamadın, tek derbi kazanamadın... Bu bahaneler artık iflas etti... Yorumcu Reha Kapsal’ın ifadesi ile “Sen bu sezonun mağduru değil mağlubusun...”