Fenerbahçe son Galatasaray maçının 11’inden tam 7 farklı oyuncudan kurulu bir kadro ile Trabzonspor maçına başladı... Fenerbahçe’de o kadar zengin, o kadar geniş bir kadro var ki, giren çıkan, oynayan ya da oynamayan fark etmiyor... Kalite düşmüyor...

İşte Talisca... “Niye alındı, ne işi var, Arap çöllerinden adam mı alınır” eleştirileri zirve yapmışken, niçin alındığını ortaya koydu… Fenerbahçe’de Dzeko’da, En-Nesyri’de, Tadiç’te olmayan ‘vuruş kalitesi’ ile Trabzonspor maçını aldı, Fenerbahçe’yi taşıdı...

Fenerbahçe'nin ön tarafında bu kadar ağır, bu kadar yavaş futbolcular oynarken ‘ışık hızıyla’ rakip ceza alanına inen Saint- Maximin’i, isterse topu cebine koyup evine götürsün, gene oynatırım...

Osayi-Samuel'in görünce, bu sezon maçsız geçen haftalarına acıdım... Sahadaki Tadiç’e bakınca ‘hak-hukuk-adalet’ adına İrfan Can Kahveci’yi aradım...

Aslında Banza - Zubkov - Draguş gibi üç hücumcuyu Trabzonspor on birinde görünce, Fatih Tekke’nin kafa kafaya bir maç oynamayı planladığı çok açık ortaya çıkmıştı... Trabzonspor özellikle ilk yarıda Zubkov’la çok ciddi ataklar da geliştirdi ve ilk yarının son saniye golüyle ‘her kula kısmet olmayacak’ bir fırsat yakaladı..

Ancak atması kadar, korumasını da bileceksin... İkinci yarıda çok erken gelen Fenerbahçe golünün ardından devam eden kesintisiz ve bunaltıcı Fenerbahçe baskısı, Saint-Maximin’in “Asist böyle yapılır” diye Talisca’nın ayağına bıraktığı top ve Talisca’nın ‘fırıncı küreğine benzeyen’ ayağından çıkan muhteşem füzeler, Trabzonspor’un üstüne ‘karabulutlar gibi’ çöktü...

Tadic'e, Dzeko’ya, En-Nesyri’ye önerimdir... Her yerden, her mesafeden ayak içi ile ‘tıngır mıngır’ kaleci çalıştırır gibi cılız plase şut atacaklarına, bir de Talisca’nın füzelerini denesinler...

Fenerbahçe çok ama çok önemli bir maç aldı... Kaybetse ortalık “İstifa” diye inleyecek ve kongre tartışmaları yapılacaktı... Şimdi yeniden yeşeren şampiyonluk umudu konuşuluyor... 3 puandan çok ama çok daha fazlası bu...