Mesleğe başladığım 80’lerin ikinci yarısında duayen abilerimiz pazar gazetelerinde ağır siyasete daha az yer verilmesini önerirdi.
O dönemden bu döneme medyanın ayarları değişti.
Artık siyasetle yatıp siyasetle kalkıyoruz.
Bu pazar yazısı da mecburen siyasete döndü.
Siyasetin gündemi ve özellikle de CHP, yarın Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek kurultay davasına odaklandı.
Nasıl odaklanmasın ki…
Bu davadan çıkacak sonuç, son 2 yıldır oylarını artıran, AKP karşısında savunma değil, hücum muhalefeti yapan CHP’de taşları yerinden oynatabilir.
Önce, bu aşamaya nasıl gelindiğini hatırlayalım…
CHP’li bir eski belediye başkanı ve 3 kurultay delegesi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği, Özgür Özel’in genel başkan seçildiği kurultayla ilgili usulsüzlük iddialarını ortaya attı.
Hem kurultayın hem de kurultayda seçilen yönetimin hukuken yok sayılmasını (mutlak butlan) istedi.
Yarınki duruşmada karar bekleniyor.
Ancak duruşmanın ertelenebileceği, kararın temmuza, hatta eylüle kalabileceği de söyleniyor.
Dava ve kurultayla ilgili tartışmaların uzaması iktidarın CHP’de yaşanan gerilimi daha uzun süre siyasi malzeme yapmasına olanak sağlayacak.
Olasılıklar ne?
Mahkeme, kurultayda usulsüzlük olmadığına karar verip iptal istemini reddedebilir. Bu durumda Özgür Özel ve ekibi yoluna devam eder.
Mahkeme “mutlak butlan” ya da kayyum/çağrı heyeti atanması kararı verebilir. Bu durumda işler karışır.
CHP lideri Özel, butlan ya da kayyum kararı çıkması halinde ikisini de tanımayacağını söylüyor.
Önceki CHP lideri Kılıçdaroğlu ise “Umarım mutlak butlan çıkmaz ama olursa da partimi kayyuma terk edemem. Ben kabul etmesem kayyum gelecek” diyerek koltuğa dönüşün kapısını araladı.
Eski ve yeni yönetim arasındaki gerilim su üstüne çıktı.
Olumsuz bir karar çıkması halinde Özel ve ekibinin CHP Genel Merkezi’nden ayrılmayacağı, Kılıçdaroğlu ve ekibini binaya almayacağı iddiaları dillendiriliyor…
Özel ve ekibi, butlan kararı çıkması durumunda partinin en kısa sürede kurultaya götürülmesini istiyor. Bu durumda Özel’in tekrar seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Eski dost düşman olmaz...
CHP’nin eski ve yeni genel başkanları, günlerdir medya üzerinden konuşuyor.
İki taraf da yakın buldukları gazetecilere açıklama yapıyor ya da doğrudan mesaj veriyor.
Hem Kılıçdaroğlu hem de Özel’i gözlemlediğim kadarıyla, iki liderin de entelektüel kapasitesi yüksek…
İkisi de “Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük” havasında değil…
İkisi de karşısındakinin düşüncesine değer veriyor.
Bu yüzden diyorum ki…
Bunca yıllık hukuku olan iki başkanın, başkalarının ne dediğine aldırmadan, bir araya gelip karşılıklı konuşması daha doğru olmaz mı?
Yok, medya üzerinden konuşmaya devam etmek istiyorlarsa bir önerim var.
Yandaş olmayan bir TV’de birlikte canlı yayına çıksınlar.
Kim, ne düşündüğünü ne istediğini halkın önünde anlatsın.
Hatta…
CHP’de birlik, beraberlik istediğini…
Tek amacının AKP iktidarını seçim sandığında yenmek…
CHP’yi iktidara taşımak olduğunu…
Koltuk peşinde koşmadığını söylesin.