Son günlerde başımızda bela eksik olmuyor…

Önce Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmek üzere havalanan, subaylarımızı taşıyan askeri nakliye uçağı kalkıştan kısa bir süre sonra düştü. Askerlerimizin tamamı şehit oldu. Uçağın kara kutusu bulundu ancak henüz hiçbir doyurucu açıklama yok!

Aralık ayında ise tam dört ticari gemimiz Karadeniz sularında insansız hava araçları (İHA-SİHA) ve füzeyle vuruldu. Son olarak bir İHA, MT VİVO isimli gemimizi Karadeniz’de uluslararası sularda seyrederken hedef aldı…

Bitmedi; Ankara’da ROKETSAN, İzmir’de Gölcük Deniz Üssü ve Bandırma’da 6’ncı Ana Jet Üssü yakınlarında düşen üç İHA’yı unutmayalım! Saldırıların Rusya kaynaklı olduğu iddia edildi. Türkiye bu ülke ile birlikte Ukrayna’yı uyardı… Ancak Rusya bir açıklama yaparak olayları provokasyon olarak değerlendirdi.

Bu olayları neresinden tutacağız, neler oluyor derken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı Hüseyin Kalın’dan oluşan üst düzey heyet Suriye’yi ziyaret etti. PKK’nın Suriye kolu SDG’nin “10 Mart Mutabakatına” uyması, Şam hükümetine entegre olması süreciyle ilgili Cumhurbaşkanı Şara ile görüştüler. SDG’nin bu mutabakata uymaması halinde TSK ve Suriye ordusunun SDG’ye operasyonunun gündemde olduğu defalarca açıklanmıştı!

Ancak heyetin Türkiye’ye dönüşünden saatler sonra bu kez ülkemizi ziyaret eden Libya Genelkurmay Başkanı Haddad ve beraberindeki heyet, görüşmeler bittikten sonra ülkelerine dönerken Falcon 50 tipi özel jet uçağının Ankara Haymana yakınlarında düşmesiyle yaşamlarını yitirdiler…

Kaza mıydı yoksa daha vahim başka bir durum var mıydı? Yaşananlar göz önüne alındığında durum pek kaza haline uymuyor, ne yazık ki! İçişleri Bakanı kara kutunun bulunduğunu açıkladı.

-Göreceğiz…

Etrafımız ateş çemberi!

Gazze katliamı sonrası “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında harekete geçen ABD-İsrail ikilisi, bölgeyi bu projeye uygun hale getirmek için hiçbir kanlı planı esirgemeyecek görüntüsü çiziyor!

Tabii ki planda SDG’nin de önemli bir yeri var. O nedenle Türkiye’nin de hizaya getirilmesi gerekiyor. PKK uzantısının Suriye ordusuna entegre olmasına ne ABD ne de İsrail olumlu bakıyor.

Ayrıca bizim “Mavi Vatan” dediğimiz Akdeniz’deki sularımıza çıkmamız dahi işlerine gelmiyor. Başımızın üstünde dolaşan kara bulutlara bu gözle de bakmakta büyük yarar olduğu ortada…

Mesela, İsrail başbakanı Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristodulidis Kudüs’te bir araya gelerek Türkiye’ye karşı savunma planlarını görüştüler. Bu birlikteliğin diğer adı şöyle:

-Askeri ortaklık!

Zaten Yunanistan ve İsrail bunu gayet net biçimde açıkladılar. Miçotakis “güvenlik ve savunma iş birliğini derinleştirme” konusunda anlaştıklarını belirtirken, dünyanın gelmiş geçmiş en saldırgan ülkelerinden İsrail’in Başbakanı Netanyahu, şu trajikomik açıklamayı yaptı:

-Biz 3 ülke kendimizi savunmaya kararıyız ve buna gücümüz var!

Kısacası, Ortadoğu kaynıyor, provokasyonun bini bir para, Türkiye ise göründüğü kadarıyla önemli hedeflerden biri konumunda…

-Hem soğukkanlı hem de her zaman için hazırlıklı olmanın zamanıdır!

Gazze katliamı sonrası “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında harekete geçen ABD-İsrail ikilisi, bölgeyi bu projeye uygun hale getirmek için hiçbir kanlı planı esirgemeyecek görüntüsü çiziyor!

Tabii ki planda SDG’nin de önemli bir yeri var. O nedenle Türkiye’nin de hizaya getirilmesi gerekiyor. PKK uzantısının Suriye ordusuna entegre olmasına ne ABD ne de İsrail olumlu bakıyor.

Ayrıca bizim “Mavi Vatan” dediğimiz Akdeniz’deki sularımıza çıkmamız dahi işlerine gelmiyor. Başımızın üstünde dolaşan kara bulutlara bu gözle de bakmakta büyük yarar olduğu ortada…

Mesela, İsrail başbakanı Netanyahu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristodulidis Kudüs’te bir araya gelerek Türkiye’ye karşı savunma planlarını görüştüler. Bu birlikteliğin diğer adı şöyle:

-Askeri ortaklık!

Zaten Yunanistan ve İsrail bunu gayet net biçimde açıkladılar. Miçotakis “güvenlik ve savunma iş birliğini derinleştirme” konusunda anlaştıklarını belirtirken, dünyanın gelmiş geçmiş en saldırgan ülkelerinden İsrail’in Başbakanı Netanyahu, şu trajikomik açıklamayı yaptı:

-Biz 3 ülke kendimizi savunmaya kararıyız ve buna gücümüz var!

Kısacası, Ortadoğu kaynıyor, provokasyonun bini bir para, Türkiye ise göründüğü kadarıyla önemli hedeflerden biri konumunda…

-Hem soğukkanlı hem de her zaman için hazırlıklı olmanın zamanıdır!

“Bozdur bozdur harca!”

Çalışma Bakanı önceki gün asgari ücreti açıkladı…

Ben de milyonlarca insan gibi dinlerken utandım! Bakan Bey, anlatırken gayet rahattı oysa; ne kadar da önemli bir artış yaptıklarından, işçiyi ezdirmediklerinden filan söz ediyordu!

Yahu, geçen sene karar verdiğiniz asgari ücret daha emekçinin eline geçmeden açlık sınırının altına düşmüştü ama yine de “bak üstünde verdik” diye afra tafra yapmıştınız…

Sonra da bir yıl boyunca açlık sınırı 30 binlere tırmanırken gözlerinizi yummuş, görmezlikten gelmiştiniz!

Bu kez açlık sınırının da altında bir ücreti dayattınız emekçiye, emekliye… Bu parayla bırakın geçinmeyi, insanlar bir kuru ekmeği bile arar duruma düşecekler!

Bizim gazete “bozdur bozdur harca” manşeti atmış. İnsanların önce hayallerini, sonra geleceklerini, şimdi de yaşamlarını bozuk para gibi harcadınız, harcıyorsunuz…

Okula aç giden çocukların, hiçbir umudu kalmamış gençlerin beddualarıyla nasıl, hangi yüzle yaşayacak, insan içine çıkacaksınız bilmiyorum ama hakkınızda söylenenleri duyuyor, biliyorum! Hepsinin ortalamasıyla bitireyim:

-Hiç mi utanmıyorsunuz, yazıklar olsun!