İki cümle
Geride bıraktığımız çok hareketli ve sıkıntılı hafta sonundan iki cümle hafızama kazındı.
Bir tanesi Bayrampaşa Belediye Başkanlığı seçiminden. Başkanlık koltuğuna oturan İbrahim Akın, “zafer” konuşmasında şöyle dedi.
“Bugün bir emaneti devraldık”
Neye binaen emanet dediğini anlamak zor. Halk oyunu vermiş, emaneti CHP’ye teslim etmiş. Siz bunu yanlış bulabilirsiniz, halkın yanlış karar verdiğini düşünebilirsiniz, ama önceki seçim sonucunu gayrimeşru sayıp emaneti devraldık diyemezsiniz. Yani bugüne kadar böyle bir açıklama garipsenirdi. Şimdi bu açıklamaların normalleştiği süreçteyiz.
***
Rüşvet yolsuzluk iddiası ile tutuklanan Hasan Mutlu, seçimi oyların yüzde 46, 67’sini alarak kazanmış. Rakibi İlknur Kovaç yüzde 41,62’de kalmıştı.
AKP muhtemelen 2019 sonucunu beklemediği gibi Bayrampaşa’da da bu sonucu beklemiyordu. Balkan göçmenlerin yoğun yaşadığı Bayrampaşa’da Balkan kökenli Kovaç’ın kazanacağına kesin gözüyle bakılmış. Bayrampaşalıların emekli bir öğretmen olan Hasan Mutlu’yu Kovaç’a tercih etmeyeceği düşünülmüştü. AKP’ye göre Mutlu klasik emekli öğretmen partisi CHP, konuşurlar ama icraat yapamazlar imajını destekliyordu. AKP Bayrampaşa’dan da beklediği sonucu almadı.
Bayrampaşa, kentsel dönüşümün tüm hızıyla sürdüğü, hızla değişen, genişleyen ilçelerden bir tanesi, bunu da unutmamak lazım.
***
Malum Başkan tutuklandı, ilk vekil seçiminde aslında sandıktan CHP çıktı. AKPliler kabul etmedi. Sonucu mahkemeye götürdüler. Mahkeme ‘seçim tekrarlansın’ dedi. Seçim mi yaşandı meydan muharebesi mi belli değil. AKP’nin adayı artık seçildi mi dersiniz seçtirildi mi, yorum size kalmış.
Bir diğer cümle de hakkında Casusluk soruşturması açılan Ekrem İmamoğlu, Merdan Yanardağ ve Necati Özkan için yazılan tutukluluk kararı yazısında.
“Soruşturma kapsamında özet olarak örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun Cumhuriyet Halk Partisi’ni yasa dışı yöntemlerle ele geçirilerek Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturmak ve bu amaç doğrultusunda mali nitelikli suçları işleme amacını matuf İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün…”
Mahkeme bu yazdığı yazıda; birincisi CHP’nin kongresini yasa dışı sayıyor, İmamoğlu partiyi ele geçirmiş diyor. İkincisi, İmamoğlu’nun rüşvet çarkıyla Cumhurbaşkanı olmak için finansman kaynağı oluşturduğunu söylüyor.
Mahkeme İmamoğlu partiyi ele geçirmiş diyor ama, CHP’nin değişim kongresi mahkemeye götürüldü, o arada CHP iki olağanüstü kurultay yaptı. Birinde genel merkez, ikincisinde delege, hem de Kılıçdaroğlu döneminde seçilmiş delege partiyi kurultaya götürdü. İki kurultayda mevcut yönetime güç tazeletti. Böylece CHP’nin olağan kurultayı davası konusuz kaldı kapandı.
Bu iki cümle ile sisteme bize şunu söylüyor: Bundan sonra seçimlerden çıkan sonuçların hangisinin meşru hangisinin gayrimeşru sayılacağı artık bir meseledir. Emaneti kime devredeceğine karar vermek salt seçmenin elinde değildir, işin artık bir de yargı boyutu vardır.