Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Silivri Cezaevi’nde gazeteci Fatih Altaylı’yı ziyaret etti ve Altaylı bu görüşmeyi kamuoyuna duyurdu. Görüşmede Yavaş’ın şu cümlesi dikkat çekti:

“Vallahi ben anket falan yaptırmıyorum ama Metropol’ün anketini gördüm. Sahibi beni sevmez. Ben sahibini sevmem. Orada yüzde 60 destek var bana. Ekrem Bey de bir tık altta. İkimiz de Tayyip Bey’den açık ara öndeyiz. Ama Ekrem Başkan içerideyken bu konuları konuşmam.”

Her ay düzenli çalışma yapan araştırma şirketlerini dikkatle takip ediyorum. Mansur Yavaş’ın kurduğu bu cümlelerin ardından dün bana ulaşan bir araştırmayı inceledim.

Can Selçuki’nin yönettiği “Türkiye Raporu”nun 1-5 Temmuz aralığında iki bin kişiyle yaptığı görüşmeden çıkan sonuçlar Yavaş’ın “adaylığımı askıya aldım” cümlesini kurduğu günden bu yana sonuçların değişmediğini anlatıyor bize. Başarı sıralamasına göre Mansur Yavaş 5.4, Tayyip Erdoğan 5.1, Ekrem İmamoğlu 5, Özgür Özel 4.4:

“Geçtiğimiz ayın başarı puanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk kez İmamoğlu’nu geçtiğini ve Mansur Yavaş’a çok yaklaştığını söylemiştik. Temmuz ayına geldiğimizde Yavaş’ın başarı puanı 0.3 puan artarken Erdoğan’ın başarı puanı sabit kaldı. Bir diğer dikkat çekici sonuç ise listenin geri sıralarındaki siyasi liderlerin puanlarında yaşanan eş zamanlı artış oldu. Barış sürecinin gitgide somutlaşması, küçük partileri siyaset üretmeye zorlaması ve uzun süredir siyasetle arasına mesafe koyan toplumun süreci desteklese de desteklemese de gündeme kulak kabartmasına neden oluyor. Bu durum kısa ve orta vadede küçük partiler için bir fırsat penceresi açabilir.”

CHP birinci parti: Yüzde 33.3

Peki ya hangi parti birinci? Araştırmaya göre; CHP yüzde 33.3, AKP yüzde 32.9, DEM Parti yüzde 10.2, MHP yüzde 7.2, Zafer Partisi yüzde 4.1, İYİ Parti yüzde 3.8, Anahtar Parti yüzde 2.4, Yeniden Refah Partisi yüzde 1.9, Diğer yüzde 4.2.

Mansur Yavaş’la ilgili son araştırma - Resim : 1

Bu anket bize ne anlatıyor? Türkiye Raporu yöneticisi Can Selçuki’nin değerlendirmesi şöyle:

“Geçtiğimiz ay uzun bir aradan sonra ilk kez AK Parti’nin oy oranının CHP’yi geçtiğini görmüştük. Bu durumu, mart-nisan aylarında yaşanan kutuplaşma ortamının ardından İYİ Parti ve Zafer Partisi seçmenlerinin tekrar kendi partilerine dönme eğiliminde olmasına ve kararsızlardaki artış ile ilişkilendirmiştik. Bu ay ise CHP kararsızlar dağıtılmadan önceki oyunu 1.6 puan artırırken AK Parti’de 1 puanlık düşüş gerçekleşti. AK Parti’nin oy konsolidasyonunda 3 puanlık düşüş CHP’de ise 3 puanlık bir artış söz konusu. Geçtiğimiz genel seçimlerde AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 21’lik bölümü bu ay kendisini kararsız/oy kullanmayacak seçmen olarak tanımlarken yüzde 2’lik bölümü de Anahtar Parti’ye oy vereceğini ifade ediyor. Bu gruplardaki minimal artış AK Parti’nin CHP’nin gerisine düşmesine neden oluyor.”

CHP’nin “inandırma” sorunu

Araştırmanın çarpıcı bölümlerinden biri de seçmenin neden CHP’ye oy vermediğiyle ilgili:

BEĞENMEDİĞİMİZ KAYBETSİN MOTİVASYONU: “Bu ay CHP’ye oy vermeyen kitlenin oy tercihlerinin hangi motivasyonlarla şekillendiğini ve CHP’ye oy vermeme sebeplerini inceledik. Yakın zamanda benzer bir analizi AK Parti için de yapmayı planlıyoruz. İlk olarak, katılımcılarımıza oy vermeyi planladıkları partiye hangi yaklaşımla oy verdiklerini sorduk. Yüzde 56’lık çoğunluk oy verdikleri partinin kendi özelliklerinden ötürü oy verdiğini, bir başka deyişle oy verdikleri partinin çekimine kapıldığını söylerken yüzde 44’lük kitle de beğenmedikleri/sevmedikleri partinin kaybetmesi motivasyonuyla oy verdiğini ifade ediyor.

SONUÇ HAYLİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ: “Sonuçları parti kırılımında değerlendirdiğimizde ise sonuçlar CHP adına hayli düşündürücü. CHP dışındaki bütün seçmen gruplarında çoğunluk kendilerini destekledikleri partiye çeken olumlu nedenlerden ötürü oy verdiğini söylerken CHP’ye oy veren katılımcıların çoğu bir başka partinin kaybetmesi motivasyonuyla oy verdiğini ifade ediyor.

İNANDIRMA SORUNU YAŞANIYOR: “CHP’ye oy vermeyen katılımcılara bunun en önemli nedenini sorduğumuzda oldukça çeşitli bir tablo ortaya çıkıyor. CHP’nin Türkiye’yi yönetebileceğine inanmama ve CHP’nin dünya görüşünü benimsememe sebepleri ön planda yer alırken azımsanmayacak bir kitle de kendilerine sunulan seçenekleri yeterli bulmayıp açık uçlu olarak fikirlerini ifade etti. Açık uçlu yanıtlar arasında parti içi düzensizlik ve din düşmanlığı suçlamaları göz ardı edilemeyecek düzeyde.”

SONUÇ: Bu noktada CHP’nin “Türkiye’yi biz yönetiriz” sloganın ete kemiğe bürünmesi gerektiği ortaya çıkıyor. İnandırmak burada sihirli kelime.