Yargı CHP’yle ilgili o kadar büyük bir çuval biçti ve o kadar çok insanı o çuvala atmaya başladı ki birçok insan arada kaynadı.

Bu isimlerden biri eski Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç.

Kendisi DHKP/C örgütünü finanse etmekle suçlanıyor.

Sorgu tutanaklarına falan baktım.

Güya, 2013-2014 yılında bir tekstil şirketinde işçiler grev yapmış, Şükrü Genç ve bazı belediye çalışanları da grevdeki işçilere maddi destek sağlamış.

O grevi örgütleyenler de DHKP/C’li olduğu için Genç ve diğer sanıklar DHKP/C’ye maddi destek sağlamış olmuş.

Nerede görülmüş grevdeki işçiye yapılan desteğin teröre destek olduğu?

Halk dilinde “dıdının dıdısının dıdısı” diye bir deyiş vardır ya...

Bu soruşturma tam da öyle.

Aşırı zorlama bir suçlama!

Üstelik, Şükrü Genç’in ciddi sağlık sorunları var. Sağlık sorunlarına rağmen adeta “tarihi geçmiş” bir suçlamayla cezaevinde tutulması gerçekten büyük bir haksızlık.

***

İkinci isim önceki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer.

Kendisi halefi olan belediye başkanı tarafından savcıya gammazlanmış.

CHP’li başkan şikâyet eder de savcı da fırsatı kaçırır mı?

Hemen Tunç Soyer’i ve birlikte çalıştığı çok sayıda insanı kodese göndermiş.

Soyer’in kızı Defne Soyer üzerinden avukatları Özkan Yücem, Haluk İsmet Köymen ve Dr. Murat Aydın’dan bilgi aldım.

Suçlamaları ve savunmaları şöyle özetlediler:

- ORTADA SUÇ YOK: Hileli davranış yoktur. İddianamenin tamamında müvekkilin herhangi bir kimseyi aldatmaya yönelik tek bir davranışı ortaya konulabilmiş değildir. Temin edilen menfaat yoktur. İddianamenin bütününde ne müvekkilin ne de bir başka sanığın menfaat temin ettiğine dair iddia dahi yoktur. Müvekkil tarafından zarara uğratılmış kimse yoktur. Kooperatif üyelerinin kooperatife yaptıkları ödemelerde tespit edilmiş bir usulsüzlük mevcut olmadığı gibi üyelerle kooperatifler arasındaki ilişkinin de müvekkille ilgisi yoktur.

- MÜVEKKİLİN SUÇ TEŞKİL EDEN DAVRANIŞI YOKTUR: Kentsel dönüşüm için yeni yaklaşımlar ortaya koymak ve çözüm üretmeye çalışmak suç oluşturmaz. Yargılanmak istenen ve suç olduğu iddia edilen eylem o dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı olan müvekkilin kangren olmuş kentsel dönüşüm sorununa çözüm bulmak amacıyla ortaya koyduğu kooperatifçilik yaklaşımı ve iradesidir. Cesaret ve sorumluluk almak suç oluşturmaz. Yerel yönetici olarak hemşerilerinin ucuz ve sağlıklı/sağlam konut beklentisi karşısında sessiz kalmak ne yapayım olmadı demek yerine çözüm aramaya çalışmak ve sosyal demokrasiye uygun yeni yöntemler ortaya koymak savcılık tarafından suç olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Kooperatiflerdeki ilerlemenin yavaşlığı müvekkilden değil ekonomiden siyasi iradeye birçok bileşenden kaynaklanmıştır. Nitekim, kooperatiflerin çalışması engellenmemiş olsaydı binaların bir kısmı şu an tamamlanmış olurdu. Çevre Şehircilik Müdürlüğü yazısını gerekçe kılarak bir yıldan fazla süredir kooperatiflerin çalışmasına izin verilmediği için inşaatlarda ilerleme olmaması müvekkile atfedilecek bir sonuç olamaz.

- TUTUKLAMA NEDENİ YOKTUR. Ne kaçma ne de delilleri karartma ihtimali söz konusu değildir. Suç teşkil eden eylemi bulunmayan, atılı suç için tek bir hileli hareketi ortaya konulamayan, menfaat temin etmeyen müvekkil için tutuklama kararında ölçülülük de söz konusu olamaz.

Sonuç olarak, suç yok, suç kastı yok, hileli davranış yok, menfaat temini yok, aldatılan yok, kaçan yok, delil karartan yok, karartmanın mümkünü de yok, o halde müvekkil niye tutuklu?”

***

Bu arada TÜİK tarafından hazırlanan bir istatistiği paylaşmam gerek. AK Parti öncesinde, örneğin 2001’de Türkiye’de üretilen konutların yüzde 35’i kâr amacı gütmeyen kooperatifler tarafından üretiliyordu. 2021 rakamlarına göre bu rakam yüzde 1’e düştü. Artık konutların yüzde 93’ünü kâr amacı güden rantçı müteahhitler tarafından üretiliyor. Bu soruşturmayla sadece Soyer’e değil bütün sosyal demokrat belediyelere “rantçı müteahhitlerimiz dururken kooperatif de neymiş” mesajı veriliyor.

***

Genç ve Soyer bir daha aday ve başkan olmadılar diye cezaevinde unutulmayı hak etmiyorlar. CHP yönetimi onları unutturmamak için çaba harcıyor, Özgür Özel ve milletvekilleri kendilerini zaman zaman ziyaret ediyor ama bu yeterli görünmüyor. “Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar ve diğer başkanlarla uğraşılırken Genç ve Soyer için çabalar yetersiz kalıyor” diyebilirsiniz ama bu bahaneye sığınmamak lazım.