2022’de tel tel dökülen 12 Dev Adam, 2025’te bambaşka bir kimlikteydi…

10’uncu olduğumuz 2022 EuroBasket kadromuz: Larkin, Şehmus, Yiğitcan, Onuralp, Cedi, Melih, Sadık Emir, Sertaç, Buğrahan, Furkan, Alperen, Ercan Osmani. Koç: Ergin Ataman.

İkinci olduğumuz 2025 EuroBasket kadromuz: Larkin, Şehmus, Sertaç, Cedi, Onuralp, Furkan, Alperen, Ercan Osmani, Adem, Erkan, Kenan, Ömer Faruk. Koç: Ergin Ataman.

Melih, Buğrahan, Yiğitcan ve Sadık Emir gitmiş; Kenan, Erkan, Adem ve Ömer Faruk gelmiş. Hepsi rotasyon oyuncusu. Takımın kilit isimleri ise aynı. Peki hem oyun hem skorlar hem de derece olarak 3 yılda nasıl bu kadar fark oluştu? Bakalım:

3 galibiyet-3 mağlubiyetle elenen 2023 kadrosunda potansiyel olmasına rağmen, ilk maçlardan itibaren istikrarsızlık yaşandı. Hem hücum hem savunma açısından iniş çıkışlar vardı. Baskıyı yönetme, kritik oyuncularının gerekli anlarda devreye girme becerisi sınırlı kaldı.

Psikolojik ve taktiksel tecrübe eksikliği nedeniyle 2022’deki turnuva boyunca süreklilik sağlanamadı. Top paylaşımındaki problemler, hücumda verimsizlikler, rakip savunmalara karşı zorlanma, öne çıkan zayıflıklardı. 2025’te 3 yıl öncesinden ders almış, dersine iyi çalışmış ve en önemlisi daha tecrübeli bir takım vardı.

Alperen Şengün’ün NBA tecrübesi, yeteneklerinin yükselişi; Ercan Osmani gibi EuroLeague deneyimli isimlerin baskı altında performans göstermesi; daha genç oyuncuların maç ve turnuva tecrübesinin artması, artı olarak hanemize yazıldı.

2022 kadrosundaki takım bütünlüğü eksikliği ve rol dengesizliği, 2025’te yoktu. Shane Larkin ve Cedi Osman başta olmak üzere en çok uluslararası deneyime sahip olan isimler daha fazla sorumluluk aldı. Asların da yedeklerin de rolleri turnuvadan önce belirlenmişti.

Avrupa’nın en iyi koçlarından biri olan Ergin Ataman, elindeki kadroya göre taktiksel seçeneklerini çeşitlendirdi. En önemli üç silahı Larkin-Cedi-Alperen’i iyi kullandı. Maç içi organizasyonları 2022’ye göre daha iyiydi. Savunma ve tempo kontrolü daha belirgin hale geldi.

Turnuva boyunca baskı altında sakin kalabilme, maçların kritik anlarında hata yapmamayı becerebilme; grup aşamasında elde edilen başarılar takımın güvenini arttırdı. 2025’te takım daha öz güvenli oynadı.

Yasaklı Rusya yoktu. İki Baltık ülkesi Litvanya ve Letonya düşüşteydi. Efsane jenerasyonuna veda eden İspanya gruptan bile çıkamadı. Eksik Fransa erken elendi. Grupta yendiğimiz Sırbistan’ı Finlandiya evine gönderdi. Bu yoklukta Yunanistan da sadece Giannis’in eline bakıyordu, yarı finalde ezdik geçtik. Böylece final yolumuz açıldı.

Almanya, tarihimizin ilk şampiyonluğu için tek engeldi. 38 dakikasını önde götürdüğümüz maç sonunda tarihi bir fırsatı teperek, gümüş tesellisi ile turnuvayı kapattık.

TARİH İKİNCİLERİ YAZMAZ!

Taraftarı olduğunuz futbol takımı ikinci olduğunda seviniyor musunuz? Peki voleybol ve basketboldaki ikincilikler neden bu kadar gaza getiriyor?

NEFES’te istatistikleri vermiştik: Basketbol ve voleyboldaki toplam 6 Dünya ve Avrupa finalinde sadece bir kupa kaldırabildik. Finallerde kazanma oranımız sadece %16. Peki Ergin hoca ne dedi: “Tarih şampiyonları yazar.” Haklı.

Erkek basketbolundaki son gümüş madalyayı küçümsemek kimsenin haddi değil. Ama ikincilik de göğsünde Ay-Yıldız olan sporcular için başarı ölçüsü değil!

Kazanmak, kaybetmekten her zaman daha iyidir.

BASKETBOL GERİ DÖNDÜ

Feci vurmuştu dibe Türk basketbolu. Son Avrupa ikinciliği sihirli bir değnek değmiş gibi her şeyi güllük gülistanlık hale getirmeyecek. Ama en azından, son yıllarda kadın voleybolunun gölgesinde kalan branş tüm ülkeye varlığını hatırlatmış oldu. Federasyon bu fırsatı iyi kullanmalı…

MALZEME KALİTESİ

Ergin hocanın elindeki kadronun 3 kilit ismi var: Larkin, Cedi, Alperen. Final maçında bu üçlüden Cedi hiç oturmadan 40, Larkin 38, Alperen 30 dakika oynadı; 83 sayının 64'üne, 26 ribaundun 14'üne, 17 asistin 12'sine imza attı. Bench'ten NBA patentli Adem dışında katkı gelmedi.

Neyi gösteriyor bu: Daha iyisi için, bu seviyede üst düzey katkı için, eldeki malzemenin hem sayısının hem de kalitesinin artması şart.

Almanya'nın uzunları üçlükleri sokarken senin kısaların çemberi dövüyorsa sorun zaten belli demektir!

ALTTAN ÜSTE TAŞIYAMIYORUZ

Erkek basketbolunda A Milli seviyede iki büyük turnuvanın (Dünya-Avrupa) tarihindeki kürsü ve gümüş madalya sayımız 3’e ulaştı. Diğer 5 alt yaş grubunda ise toplam 29 kez kürsüye çıktık. Ay-Yıldızlı gençlerimiz hepsi Avrupa'da 6 şampiyonluk yaşadı.

Türkiye, U20 seviyesinde son Avrupa şampiyonluğunu 2014'te finalde İspanya'yı yenerek kazandığında turnuvanın MVP'si Cedi Osman seçilmişti. Aynı yıl U18 Avrupa Şampiyonu da olurken finalde Sırbistan'ı yenmiştik; turnuvanın MVP'si Egemen Güven olmuştu.

2014'te altın madalya kazanan bu iki kadrodaki oyunculardan sadece ikisi A Milli Takım'ın EuroBasket 2025 kadrosundaydı: Cedi Osman ve Furkan Korkmaz. Bu da şunu bir kez daha kanıtlıyor: Oyuncu çıkarıyor, geliştiremiyoruz.

TEŞEKKÜRLER SHANE

Shane Larkin, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada teknik kadroya, takım arkadaşlarına teşekkür ederken mesajın son bölümü Milli Takım’ı bıraktığı şeklinde algılandı ama Efes cephesi bunun doğru olmadığını duyurdu.

7 yıl önce Türk vatandaşlığına geçen deneyimli oyuncu Riga’da takımı sırtlayan isimlerden biriydi. Alttan oyun kurucu gelmediği için Larkin’in bırakması, yeni 1 numara devşirmemiz anlamına gelebilir.

BANVİT İYİ Kİ VAR(DI)

Basketbolda altyapı eğitiminin önemini gördük bir kez daha. EuroBasket kadromuzdaki 12 oyuncunun sekizi iki kulüpten: Anadolu Efes ve Bandırma Banvit. Biri yola devam ediyor, diğeri artık yok.

Türkiye’nin en başarılı altyapı kulüplerinden birinin kapanmasına göz yumanlar, oyuncu kaynağını kurutanlar, bugün basketbolu yönetiyor!

TARIK OYNASAYDI…

“Tarık Biberoviç olsaydı şampiyonduk” diyenler var. Teknik olarak, EuroLeague deneyimli böyle bir oyuncunun, mevcut kadroya büyük güç katacağı bir gerçek. Ancak Tarık devşirme statüsünde oynasaydı, Larkin olmayacaktı. Statüyü bilmeyenlere hatırlatayım.