Dünya basketbolunun bir krizi daha oldu. Amerikalıların Avrupa pazarına göz dikmesi belli ki sorunlara yol açacak. NBA Başkan Yardımcısı Mark Tatum’un düzenlediği son basın toplantısında EuroLeague’de bazı kulüplerin lisanslarını yenilemediğini söylemesi, krizin ayak sesleri anlamına geliyor. Ancak ortada çok ciddi sıkıntılar var.

Tartışılması gereken öncelikli konu şu: Her şeyi paraya çeviren ve parayla yöneten Amerikalıların devasa ekonomisi, Avrupa’da yok. Ortalama bir EuroLeague takımının yaklaşık 20-30 milyon Euro’luk yıllık bütçesini NBA’deki bazı takımlar sadece bir oyuncusuna maaş olarak ödüyor!

EuroLeague’in o çok tartışılan para ödülü malum. Avrupa’da popülaritesi eskisi gibi olmayan basketbola yapılan yatırımlar ve gelirler de malum…

Hal böyleyken; Real Madrid, Barcelona, Manchester City, Paris SG, Milan gibi markaları NBA Avrupa’ya çekmeyi planladıklarını söyleyen Tatum şu ifadeleri kullandı: “NBA Avrupa için Raine Group ve JP Morgan, 500 milyon ila 1 milyar dolar arasında olması beklenen potansiyel ‘franchise’ ücretlerini değerlendiriyor. İster bireyler ister özel sermaye şirketleri veya egemen varlık fonları olsun, potansiyel sahiplerin yeni takımları desteklemek için salon altyapısına da yatırım yapmaları gerekecek.”

Galatasaraylı yöneticiler sık sık NBA Avrupa projesine dahil olduklarından söz ediyor. Ancak 500 milyon-1 milyar dolar arası ‘franchise’ ücretini bırakın bir Türk kulübünü, dünyanın en zengin kulübü Real Madrid bile basketbol için vermez, zaten bu topa da giremez.

Manchester filan deniyor ya… Futbol, kriket ve rugby varken İngilizlerin kafasına silah dayasanız, basketbol ve voleybol izlemez; o da ayrı bir sorun!

Basketbolun temel taşlarından koçların çoğu da bu işe sıcak bakmıyor. EuroLeague köşeye sıkıştı evet ama NBA Avrupa bu ‘franchise’ rakamlarıyla biraz zor kurulur