Bütçe görüşmeleri sırasında CHP’li Gökhan Günaydın kürsüden örnekler vererek sordu:
“Bundan utanmıyor musunuz?”
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in cevabı netti:
“Evet, utanmıyoruz. Yaptığımızla gurur duyuyoruz…”
Bu söz çok eleştirildi ama ben kişisel Youtube kanalımda (Memduh Bayraktaroğlu tv ) bu cevabı eleştirmedim çünkü… Bu ülkede 100 kişiye “utanmıyor musunuz?” diye sorsanız, 99’u rahatlıkla “evet, utanmıyoruz” der… Kalan 1 kişi de “tabii ki utanıyoruz ama…” diye başlayıp durumu izah etmeye çalışır… Yani “evet, utanmıyoruz” cevabı, politik bir reflekstir, savunmadır, cepheleşmenin doğal sonucudur… Ama mesele burada bitmiyor...
Asıl mesele, Özlem Zengin’in kullandığı şu ifadedir: “Hicabım yok ki utanayım...”
Neden mi?..
Kişisel Youtube kanalımdan (Memduh Bayraktaroğlu tv ) alıntılayayım…
Modern devlet hicap duygusuyla ayakta durur
Siyasette “utanmıyor musunuz?” sorusu, cevabı en kolay sorulardan biridir…
Çünkü bu soru, muhatabını ahlâkî bir muhasebeye değil, politik bir savunmaya iter...
Bu yüzden, “utanmıyoruz” cevabı şaşırtıcı değildir…
Bu ülkede çoğu insan, kendi tarafında durduğu sürece utanmamayı bir erdem sayar…
Ancak Özlem Zengin’in tartışmalı cevabı içinde bir cümle vardı ki, asıl üzerinde durulması gereken yer orasıdır: “hicabım yok ki utanayım…”
***
Bu cümle, sıradan bir siyasi meydan okuma değil…
Bu cümle, bir duygu yokluğunun ilânıdır zira hicap, insanı hukuktan önce durduran şeydir...
Yasa boşluklarında değil, vicdan sınırlarında işler…
Bir insan “utanmıyorum” diyebilir; ama “hicabım yok” dediği anda şunu söylemiş olur:
“Beni sınırlayan hiçbir iç ahlâkî mekanizma yok… Yani utanma uygum yok…”
İşte tehlike burada çünkü modern devletler sadece yasalarla değil, o yasaları uygulayan insanların, hicap (utanma) duygusuyla ayakta durur…
Bu sorun ülkenin ortak meselesidir
Hukuk, utanma duygusu olmayan bir zihnin elinde, bir araçtan başka bir şey değildir…
Bugün asıl tartışmamız gereken, bir milletvekilinin sözleri değil; o sözlerin mümkün olabildiği zihinsel iklimdir… Bir toplumda hicap kaybolduğunda, hesap sormak da anlamsızlaşır çünkü…
İnsan ancak: utanabileceği bir yerde durur…
***
Siyasetin dili sertleşebilir, cevaplar kibirli olabilir ama…
Hicabın yokluğu, artık sadece siyasi değil: ahlâkî bir sorundur…
Ve bu, bir partinin değil, bir ülkenin ortak meselesidir...
DEM niçin susuyor
Selâhattin Demirtaş demokrat, hukukçu, eski milletvekili ve Genel Başkan…
Yaklaşık 8 yıldır cezaevinde… Abdullah Öcalan, terör örgütünün kurucu elebaşı… 50 bin canımızın katlinden, 1.5 trilyon dolarımızın duman olup havaya savrulmasından sorumlu…
DEM bebek katilinin tahliyesinde ısrarcı ancak… Demirtaş’ı taraflı bir yargının insafına terk etti…
Bu yaklaşım yalnızca siyaseten değil, ahlâken ve toplumsal vicdan açısından da…
Ciddi bir sorun yaratıyor, Kürt siyasi hareketinin haklı taleplerindeki meşruiyeti de zedeliyor…