Son yıllarda, ‘çok konuşulan, az görülen bir durum’ oldukça net bir fotoğraf olarak ortalara döküldü. İktidar kanadı ve onun destekçilerinden çözülme, çürüme, kopuş ve hesaplaşma sanki bir kapak açılmış gibi ortalığa saçıldı. Konu, iktidar kulislerinde ‘nedeni ve sonuçları’ açısından hem merak edilen hem yorumlanmaya çalışılan bir başlık. Bu sorunun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kaynaklandığını savunanlar da var, liyakatsiz kadroların gücü taşıyamaması ve çürümesi olarak görenler de var. Endişeli muhafazakar ise kendilerine operasyon çekildiği iddiasında.

YENİ SİSTEMİ SORUMLU TUTANLAR

Kriz, 2017’den sonraki yönetim sorunun göstergesi olarak yorumlanıyor. Bakanlar ve bakan yardımcıları arasındaki kavgalar, üst düzey bürokratlarla ilgili sık sık medyaya düşen iddialar, liyakatsiz yöneticiler, AKP’lilerin eş dost akraba atamalarının kamuda yarattığı sorunlar yeni hükümet sistemine bağlanıyor. İktidarın kankası sermaye gruplarında ve el konulan medya şirketlerinde başlayan son operasyonları ise ‘hızlı zenginleşme, hızlı hayat, hızlı yükselme, paranın hızla el değiştirmesi’ üzerinden okunuyor.

SARAY-AİLE BÜROKRASİ ÜÇGENİ

Tüm bunların sorumlusu görünen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden sonra ‘güçlü belediye başkanlarından, güçlü il başkanlarından, güçlü milletvekillerinden, güçlü bakanlardan vazgeçildiği’, etkin olmayan yeni kadroların da yaşanan çürümeyi göremediği ve önleyemediği yönündeki analizler, bize göre en ilginci. Başka bir çatışma da duayen isimlerle genç kadrolar arasında. Daha temkinli olan ve olaylara eleştirel bakan isimler, eski kafalı bulunuyor. Önerdikleri yöntemler ilgi çekmiyor. Genel merkeze sıkışıp kalan bu kadronun, eski AKP anlayışını yaşatma çabaları sonuç vermiyor. Sistem, ‘Saray, aile ve bürokrasi üçgeninde’ dönüyor. Sonuçta, 3-4 ayrı gruptan söz ediliyor. Erdoğan ailesine yakın olanlar, farklı isimere yakın duranlar, tarikatların desteğini alanlar gibi sınıflandırmalar yapılıyor. Bu grupların güçlendikçe, bürokrasideki atamalarda, alınacak kararlarda, saray politikasının oluşumunda söz sahibi oldukları, hangi sermayenin öne çıkacağı, kimin geri çekileceği, hangi ihaleyi kimin alacağı gibi kararlara etki ettikleri iddia ediliyor. Bazı AKP’lilere göre, partideki bu yeni güç odakları birbirine operasyon çekiyor.

ERDOĞAN DEVREYE GİRSİN BEKLENTİSİ

Çatışma, birbirlerinin kusurlarını deşifre etme şeklinde ‘siyaset dedikodusu’ şeklinde ilerlerken, yargının devreye girmesiyle başka bir boyuta taşındı. Durumu, ‘Rakiplerini hareketsiz hale getirme’, ‘seçime giderken mıntıka temizliği yapma’ gibi ifadelerle izah edenler var. Tabi ki; hedefler bu isimler değil. Parti içinde onların yakın olduğu siyasilere mesaj verildiği anlatılıyor. Tabi bu arada, bazılarının isimleri deşifre olmadan önlem aldığı, birilerini devreye sokarak, soruşturmadan kurtulduğu gibi bilgiler de dolaşıyor. Bazılarının ise son dönemde iktidarla yollarını ayırma eğiliminde olduğu için cezalandırıldığı iddia ediliyor. Daha derine iner mi, yoksa bir noktada Cumhurbaşkanının müdahalesiyle sona erer mi hep birlikte göreceğiz. Partide, her şey daha fazla ortaya saçılmadan Erdoğan’ın müdahalesi bekleyenler olduğunu da söyleyelim…