Dünyanın mega kentleri arasında listelenen İstanbul aslında yoksullar, garipler, gurebalar şehri... Bakmayın siz, onun hakkında yazılan şiirlere, şarkılara, romanlara o her şeyden önce yoksulların, çaresizlerin, bavuldan başka bir şeyi olmayan göçmenlerin kentidir.
Türkiye’nin yüzde 18.3’ü bu kentte yaşıyor. Çalışanların yüzde 24’ü, emeklilerin yüzde 19.4’ü bu şehri mesken tutmuş… İşsizlerin yaklaşık üçte birinin de ikamet adresinde İstanbul yazıyor.
İstanbul’da 5.5 milyon sigortalı çalışan var. Bunların yüzde 55’inin asgari ücret düzeyinde bir maaş aldığı tahmin ediliyor. Yani bu kentinin varoşlarında asgari ücretle geçim mücadelesi veren 2.2 milyon kişi barınıyor. Yüzbinlerce kayıt dışı çalışanı da onların yanına eklemek lazım. Ama adı üstünde kayıt dışı, çetelesini tutan olmamış...
ZENGİNLERİ DE UNUTMAMAK LAZIM
İstanbul, geçim derdinin altında kalan 1.3 milyon emeklinin de memleketi... Ayakta kalabilmek için bekçilik yapıyorlar, pazarlarda, inşaatlarda çalışıyor. Her işte her meslekte onları da görürsünüz… Bunların üstüne 1 milyon göçmen, 1.2 milyonu bulan işsizleri de ekleyin…
İşte sana İstanbul...
15.7 milyon kişinin yaşadığı bu devasa metropolün röntgenini çekecek olsak, ortaya böyle bir tablo çıkıyor.
Yani, bırakın geçim muhasebesini yarının hesabını bile yapamaz duruma düşmüş 10.2 milyon kişi yaşıyor bu kentin sokaklarında... Üstüne 18 yaşında küçük 3 milyon çocuğu da ekleyin...Etti mi sana 13.2 milyon... 15.7 milyonluk bu devasa mega kent köhne varoşlardan ibaret bir kent haline geldi.
Elbette bu kentin İsviçre standartlarından aşağı kalmayan yaşam kalitesine sahip zenginleri de var. Türkiye’de hesabında 1 milyon liradan fazla parası olan 2.7 milyon kişinin yaklaşık olarak 1.3 milyonu da İstanbul’da yaşıyor.
Boğaz’ın en müstesna yerlerini mesken tutmuş bir avuç dolar milyarderini de unutmamak lazım. Onları da ekleyin listeye…
O işçilerin, göçmenlerin, emeklilerin, işsizlerin ne halde olduğunu merak ediyorsanız onu da söyleyeyim… İPA’ya göre İstanbul’da dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti ekim ayında 104.927 TL’ye çıktı. İstanbulluların yüzde 40’ı kredi kartı borcunun ancak asgarisini ödeyebiliyor. Yüzde 11.3’ü kart borcunu hiç ödeyemediğini dile getiriyor. Bu kentte yaşayanların yüzde 40’ı ise fatura ödemelerini aksattığını söylüyor.
Tüm bunların üstüne her gün en az bir cinayet, 267 trafik kazası, 260 civarında mala kasteden suç da koymalısın...
KENTİ AYAĞA KALDIRIYORLAR
Kayıtlı, kayıtsız milyonlarca çalışan İstanbul’a hayat veriyor. Binalar onların sayesinde yükseliyor. Gün doğmadan simidi, poğaçayı, ekmeği hazır ediyorlar. Fabrikaların bacasını onlar tüttürüyorlar. Mağazalarda tezgahlarının başında her zaman hazır ve nazır beklerler… Vapurlar onlar çalıştığı için Boğaz’da süzülebiliyor. Döneri onlar pişiriyor, lahmacun onların ellerinde şekil buluyor. Oto sanayilerde yağlı tulumları ile sizi onlar karşılar.
O yoksullar her gün İstanbul’u yeniden ayağa kaldırıyor.