Biz henüz Mamdani’ye hazır değiliz

Uganda’da doğan, Güney Afrika’da yaşayan, Hint asıllı Müslüman Zohran Mamdani, 7 yaşında New York’a geldi, 34 yaşında da kentin belediye başkanı oldu. Onun seçilmesiyle sadece ABD için değil, dünya için de yeni bir işaret fişeği fırlatıldı.

Mamdani’nin eşi Rama Duwaji de oldukça renkli bir kişilik. Houston’da Suriyeli Müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 9 yaşında ailesiyle birlikte Dubai’ye taşındı. Katar’da Virginia Commonwealth Üniversitesi’nde sanat eğitimi aldı. Yüksek lisansı ise ABD’de yaptı. Artık, New York’un en sıra dışı first lady’si oldu.

Aşk hayatları ile de dikkat çeken ikili, bizim henüz yabancı olduğumuz çok kültürlü, çok katmanlı bir dünyanın yeni temsilcileri olarak karşımıza çıkıyor. Onlar, kelimenin tam anlamıyla birer dünya vatandaşı…

“Unutulmuşları” hedef alan şaşırtıcı bir seçim kampanyası ile ipi göğüsleyen Mamdani, “Kim olduğumu, nasıl yediğimi ya da inancımı değiştirmeyeceğim. Ama bir şeyi değiştireceğim, artık kendimi gölgelerde aramayacağım” demeyi de ihmal etmedi. ABD Başkanı Donald Trump’ın New Yorkluları Mamdani, kazanırsa federal fonları kısmakla tehdit etmesi işe yaramadı. Yenilgiyi gören Trump, seçimden sonra “Egemenliğimizi kaybettik” demek zorunda kaldı. Doğru da söylüyor. Onun temsil ettiği siyaset yavaş yavaş sahneden çekiliyor. Trump, belki de bu köhne siyasetin son temsilcilerinden biriydi. Mamdani ise ona meydan okuyarak seçmenlerine “Bu kent sizin şehriniz. Bu demokrasi sizin demokrasiniz” diye sesleniyor.

Mamdani, adeta dünyanın önyargılarına, saplantılarına, göçmen karşıtı ırkçı politikalarına meydan okuyarak seçim kazandı. New Yorklular, Trump’ın karşısına Mamdani’yi koyarak ABD siyasetinin geleceğini de şekillendirdi.

Açıkçası Mamdani’nin hem kökenleri hem de kimlikleri itibarıyla bırakın İstanbul’u, Paris’te, Londra’da, Berlin’de bile kabul görmesi pek mümkün değil. Niye mi? Hemen söyleyeyim, Mamdani, “Müslüman mahallesinde salyangoz satıyor”. Ve bu, bizim mahallede hâlâ en büyük günahlardan biri kabul ediliyor.

YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR

Önümüzdeki dönemde dünyanın onu hayretle, şaşkınlıkla izleyeceğini düşünüyorum. Zafer konuşmasında, şehrin unutulanlarına teşekkür eden Mamdani, “Yemenli bakkallar, Meksikalı büyükanneler, Senegalli taksiciler, Özbek hemşireler, Trinidadlı aşçılar…” diye söze başlıyor.

Sırf bu sözler bile, bırakın İstanbul’u, Avrupa’nın metropollerinde seçim kaybetmek için yeterli. Bunun yanına bir Müslüman sosyal demokrat kimliği ilave etmenize hiç gerek yok.

İstanbul’da böyle birinin seçimlerde aday olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Düşünemiyorsunuz değil mi?

Üstüne üstlük Türkiye’nin birçok çakma liberali, klişe solcusu bile bu kimliği hazmedemez. Bir belediye başkanı kürsüye çıkıp “Siirtli bakkallar, Diyarbakırlı büyükanneler, Suriyeli taksiciler, Türkmen bakıcılar…” diye söze başlasa taşlanabilir. Ertesi günde hakkında “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” gerekçesiyle soruşturma da açılır.

Biz henüz o kadar dünyalı olamadık… Yeni bir dünya kuruluyor, ama biz orada yokuz.

SON DAKİKA HABERLERİ

Recep Genel Diğer Yazıları