Siyasi kriz sebep, enflasyon neticedir

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, her fırsatta “Dezenflasyon süreci başarıyla ilerliyor” demekten vazgeçmiyor. Üstelik ne zaman ekonomiye yönelik kuşkular tavan yapsa ortaya çıkıp “Program başarıyla ilerliyor” demeyi de ihmal etmiyor.

Merkez Bankası kemer sıkma programının başarısızlığını görmezden gelip faiz indirdi. Bu 1 puanlık faiz indiriminin kimseye hayrı dokunmayacak, ama böylelikle Merkez Bankası da “Normalleşeceğiz” mesajı vermiş oldu.

Dost acı söyler, ne yazık ki normalleşemeyeceğiz.

Haziran 2023’te Merkez Bankası’nın faizi yüzde 15’e yükseltmesiyle enflasyonu faiz ile terbiye etme dönemi başladı. Tam bir yıl sonra faiz yüzde 50’ye ulaştı. Şimdi ise yüzde 39.5 oldu. Önümüzdeki bir yıl boyunca faizin yeniden yüzde 15’e gerilediğini göremeyeceğiz.

Ortada bir netice yok. Aksine, göstergeler giderek daha da fazla bozuluyor. Yüksek faize rağmen, bu yılı yüzde 30’u aşan bir enflasyonla tamamlayacağız. Peki, 2026’da enflasyonun tek hanelere inmesi mümkün olacak mı? Hayır olmayacak. 2027’de bile tek haneli enflasyona ulaşmamız olası görünmüyor.

Çünkü, yaşadığımız ekonomik travmanın merkezinde ne yüksek faiz ne de yüksek enflasyon var.

Nas döneminde, ekonomi modeli “Faiz sebep enflasyon neticedir” diye tarif ediliyordu. Şimdi ise elimizi kolumuzu bağlayan bu modeli “Siyasi krizler sebep, faiz ve enflasyon neticedir” diye özetlemek lazım.

Türkiye ekonomik bir kriz değil, siyasi bir kriz yaşıyor. Ve çözümü de siyasetin bulması gerekiyor.

İş adamlarının hemen her gün adliye koridorlarını arşınladığı, el koyduğu şirketler sayesinde TMSF’nin Türkiye’nin en büyük holdingi haline geldiği bir atmosferde “yüksek faiz”, “yüksek enflasyon” ilk derdimiz olamaz.

KRİZ KRONİKLEŞTİ

Kaldı ki; iki yıldan uzun bir süredir uygulanan bu yerli ve milli ekonomik programın amacı daha çok kaynak yaratmaktan ibaretti. Bir yandan vatandaşı yoksullaştırıp tüketimi daraltmak, diğer yandan da kamuyu finanse edebilmek için daha fazla vergi toplamak istiyorlardı.

İkisini de başardılar. Bir yandan milyonları açlıkla terbiye ettiler, diğer yandan da vergilerde, harçlarda, cezalarda gaza basıp kamu kaynaklarını büyüttüler. Ama doymak bilmez bir obeze dönüşen sistemi, finanse edebilmek mümkün olamadı.

Salınan o büyük vergiler, bütçe açığını kontrol altına almaya yetmediği gibi, kamu finansmanı kendi başına önemli bir soruna dönüştü.

Görüyorsunuz, ülke hemen her gün yeni bir yolsuzluk skandalıyla çalkalanıyor. Yolsuzluk, vaka-i adliyeye dönüştü.

Açıkçası, Türkiye ekonomik krizden çıkmadı; aksine, kriz giderek kronik hale geldi. Artık kronik kriz ve kronik enflasyon ülkesi olduk.

SON DAKİKA HABERLERİ

Recep Genel Diğer Yazıları