Ekim ayına girdik… Çalışanlar zam hesapları yapmaya başladı bile. Herkes birbirine “Yılbaşında zam ne olur” diye soruyor. Borç, harç ve faturalar arasında boğulanlar, “Güzel bir zam alsak, bu denklem biraz olsun düzelir” diye kendini avutuyor. Malum, milyonlarca çalışanın zam hesabında asgari ücret büyük önem taşıyor. Patronlar, önce asgari ücrete yapılan zamma bakıp ona göre karar verecek. Hepimizi yoksullukta eşitleyip asgari ücreti ortalama maaşa kolaylıkla çevirebildiklerine bakılırsa bu yıl da cömert olmayacaklar.
Malumun ilanına gerek var mı? Her zaman olduğu gibi bu yıl da asgari ücret zammı büyük bir hayal kırıklığı olacak. Geçen asgari ücret zamlarını aylar öncesinden nokta atışı tahmin eden ABD’li bankalar, açlık sınırının altında bir zamma işaret ediyor. JP Morgan yüzde 20 zam bekliyor. Morgan Stanley ise zammın yüzde 20-25 aralığında şekilleneceğini tahmin ediyor. Bu tahminler doğru çıkarsa, yüzde 20 zamla asgari ücret 26.524 TL olacak. Yüzde 25’lik artış senaryosunda bile asgari ücret ancak 27.630 TL’yi görebilecek. Böylece işçiler her halükârda 2026’da açlık sınırının altında yaşamaya mahkum olacak. Belki Zat-ı Âli’nin o gün keyfi yerinde olur da bu rakamların üstüne bir 100 lira daha koyar.
KIRMIZI ÇİZGİ 30 BİN TL
Oysa ekonomistler, yılın sonunda açlık sınırının 30 bin lirayı aşacağını varsayıyor. En kötümser senaryoda bile, asgari ücret pazarlığı için kırmızı çizginin bu rakam olması gerekiyor. Geçen yıl beklenen enflasyonu referans gösterip yüzde 30 zamla yetinen AKP, belli ki çalışanları yine açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edecek.
Ocak ayında işçiler 22.104 lira maaş aldı, Türk-İş ise açlık sınırının 22.131 lira olduğunu ilan etti. Eylül ayına geldiğimizde açlık sınırı 27.970 liraya ulaştı. Aradaki fark da 5.866 lirayı buldu.
Türkiye’de iktidarlar, asgari ücretin Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırının altında kalmamasına özen gösterirdi. Ancak bu gelenek ciddi şekilde erozyona uğradı. Temmuz ayında çalışanlar bunu açık bir şekilde gördü. İktidar, tüm itirazlara kulaklarını tıkadı ve ek zam yapmaya yanaşmadı.
Merkez Bankası, 2026 için enflasyon beklentisini yüzde 16 olarak açıkladı. Bu çok iddialı hedefin, pazarlıklarda masaya konulacağını şimdiden söyleyebilirim. Sonra arkasından itirazlar, pazarlıklar, uzlaşma arayışları, yani “kayıkçı dövüşü” başlayacak. Maksat pazarlık var görüntüsü versin… Kesin olan bir şey var ki, AKP iktidarı çalışanlara ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışacak. Her şey nihayete erdiğinde ise AKP, yüzde 16’lık enflasyon hedefini işaret ederek, “Enflasyonun üstünde zam yaptık. Hayırlı olsun” demekten geri durmayacak.
Milyonlarca çalışanı yine açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya zorlayacaklar. Görünüşe göre gelecek yılın bu yıldan daha iyi olması için bir neden yok. Hak arayan derneklerin ve sendikaların ya içi boşaltıldı ya da tarumar edildi. Maalesef işçileri birleştirebilecek sendikalar ve milyonları açlıkla terbiye edenleri dava edebileceğimiz bir mahkeme de yok. Çalışanlara efendilerimizin lütfuna sığınmak dışında seçenek bırakmak istemiyorlar. Efendilerimiz neye lütfederse ona razı olmamızı bekliyorlar… Yeni Türkiye’de “Ağanın eli tutulmaz” modeli yaşıyoruz.