Gazeteci Fatih Altaylı’yı cezaevine koydular, ama koltuğunu hesap edemediler. Koltukta ne koltukmuş beee... Durmaksızın konuşuyor, konuştukça coşuyor. Üstelik dinleyici sayısı da habire artıyor. Sahibi Silivri’den mahpus damından, koltuğu stüdyodan, saydırıp duruyorlar... Olacak iş değil...

Allahıma bin şükür ki gereğini yaptı bizimkiler. Artık çok olmuştu gerçekten. Hayır, üstünde oturan da yok, koltuk öylece konuşup duruyor... Bence Altaylı’nın evindeki koltuklara da bakılsın. Belki onlar arasında da konuşan vardır.

Sen onu koltuk sanıyorsun ya, hayır değil, uyanık ol biraz. O bir düşünce. Düşünceler zehir gibidir, yayılır, daha tehlikelisi de yok. Benden söylemesi, sessizliğine alıştığımız cefakar halkımızın evlerinde de susturulması gereken milyonlarca koltuk var. Üstünde biri otursun oturmasın. O koltuklar durmaksızın konuşuyor.

Komşularımın, kardeşlerimin, dostlarımın koltukları da böyle... Sanki bir koltuk virüsü var ve hızla yayılıyor. Hepsi konuşuyor, gün boyu homurdanıyorlar. Bence, bu işe bir daha bakmak lazım.

PARKLARDAKİ BANKLAR TEHLİKELİ

Çarşıdan pazardan dert yanıyorlar, maaşlar hakkında atıp tutuyorlar. “Enflasyon zirve yaptı, hani düşecekti” diyorlar. “Ekrem İmamoğlu neden yargılanıyor ki” diye sorguluyorlar...

Kesinlikle bir milli güvenlik krizine dönüştüler.

Naçizane bir tavsiyem de olacak, o parklardaki banklar var ya, onlar koltuklardan çok daha tehlikeli... Üç beş emekli yan yana geldi mi sabahtan akşama homurdanıyorlar… “Erken seçim” diyorlar, “hak, hukuk, adalet” diyorlar... Benden söylemesi, durum çok fena, çok vahim... Parklardaki banklar, bir milli güvenlik meselesi haline gelmeden kaldırılmalı... Hiç olmazsa güvenlik şeridi ile çevrilip kordon altına alınmalı...

Öyle değil mi efendim, söz konusu vatansa gerisi teferruattır.

Her önüne gelen fikir mi beyan edecek? Bıt bıt durmaksızın konuşacak mı? Ona buna laf mı sokuşturacak? Yok öyle... Herkes haddini bilecek.

BTK işini biliyor. Diploma skandalı, sahte evrak falan filan... Bunlar hikaye, gelip geçici işler... Bir iki diploma ha fazla ha eksik, ne fark eder. Kime ne zararı olur böyle işlerin...

Hem bir diploma yetmez ki, itibar meselesi bunlar... Yeri gelince takviye edeceksin. Memleket meseleleri ile uğraşmaktan okumaya fırsat bulamayanlar diplomadan mahrum mu kalsın?

Onlar, Yeni Türkiye’nin güçlü yüzü, vizyonu. Dolayısıyla her tür diplomayı da hak ediyorlar...

Biz, milli güvenlik meselelerine bakalım. Ayağına taş değmesin BTK, tüm gözler üstündeyken bile vazifeyi her şeyin üstünde tuttun. Kapattın kanalı, sıra diğerlerine de gelecek, göreceksiniz...

Takdir büyüklerimizin tabii ama, bence erişim engeli de yeterli değil. Emniyette sorguya alacaksın böyle koltukları... Tutuklayacaksın... Yatsın biraz içeride. İşte o zaman ibret-i alem olur... işte o zaman görürler günlerini...

Varsın çeteler, dolandırıcılar, hırsızlar, kadın katilleri ortalıkta cirit atsın. Siz milli güvenlik meselelerine odaklanın. Milli güvenliği tehdit eden grevleri yasaklayın, milli güvenlik meselesi haline gelen gazetecileri susturun.

Yetmez, yetmez konuşan herkesi susturun...