Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna üç yıl önce, 4 Haziran 2023’te oturduğu gün “Rasyonel zemine dönmek dışında seçenek kalmadı” demişti. Ancak geçen 3 yılda o rasyonel zemini bir türlü bulamadık. Bırakın rasyonel politikalar uygulamayı, hâlâ her ay enflasyonu tartışıp duruyoruz. TÜİK’in açıkladığı veriler artık kimseyi ikna etmiyor.
Oysa, Şimşek koltuğa oturduğunda, “gerçek enflasyonu bilmek istiyorum” dediği rivayet edilmişti. Malum ekonomiyi veri odaklı yöneteceksek, ilk önce TÜİK’in de bunu idrak etmesi gerekirdi. Ancak ne Şimşek ne de biz gerçek enflasyonu bir türlü öğrenemedik.
Bu süreçte TÜİK’in 2022’de yayınlamayı bıraktığı enflasyon sepetini açıklaması için sendikalar, partiler, emekliler kurumun defalarca kapısına dayandı. TÜİK’in enflasyon hesaplaması mahkemeye bile düştü. Ancak nafile, TÜİK inadından vazgeçmedi.
Üstelik, TÜİK’in açıkladığı tartışmalı tek veri enflasyon da değil. İşsizlik oranları, turizm istatistikleri de tartışma konusu olmaya devam ediyor. TÜİK adeta ekonomiyi kağıt üstünde yeniden şekillendirip kamuoyuna sunuyor.
İLK ADIM GÜVEN
Eskiden başta Doğu Bloku ülkeleri ekonomiyi cilalı rakamlarla güzelleştirirdi. Oysa, dünya artık göz boyamayı bir yana bıraktı. TÜİK’in muadilleri de verilerle oynamıyor.
Demokrasileri tartışmalı Latin Amerika ülkelerinde bile göstergelerle oynayan bir TÜİK bulamazsınız. Venezuela’da enflasyon geçtiğimiz yıllarda yüzde 3.527’ye ulaştı. Ancak Venezuela’nın TÜİK’i bu rakamların üzerini örtmedi. Arjantin’de enflasyon yüzde 190’ı aştı. Ancak Arjantin’in TÜİK’i de verilere ayar çekmeyi aklının ucundan geçirmedi.
Enflasyon verileri gizleniyor, gerçek enflasyonu bilmiyoruz. Döviz kurları baskı altında tutuluyor, gerçek değerini ölçemiyoruz. O zaman neye bakarak analiz yapacağız? Fiyatları neye göre belirleyeceğiz?
Dikkat ederseniz, geçen üç yıllık dönemde güveni yeniden tesis edecek adım da atılamadı. Güven, ekonomide iliklenecek ilk düğme olmadığında, bütün düğmeler yanlış ilikleniyor. Böyle bir ortamda rasyonel politikalara nasıl dönebilirdik?
Tabi ki; dönemedik...
TÜİK’TEN BAŞLAMALIYIZ
TÜİK mayıs ayında yıllık enflasyonu yüzde 35.4 açıklarken, İTO İstanbul’da fiyat artışının yüzde 46.5 artığını hesapladı. Alternatif enflasyon hesaplaması yapan ENAG ise, yıllık enflasyonu yüzde 71.2 olarak duyurdu.
Çarşıda, pazarda karşılaştığımız enflasyon sizce hangisi?
Türkiye’de ekonominin düzlüğe çıkmasını istiyorsak, ilk önce TÜİK’ten başlamamız gerekiyor. Öncelikle vatandaşın kamu kurumlarının açıklamalarına güven duymasın sağlamalıyız.
Ağır hasarlı, perte çıkmaya aday ekonomiyi TÜİK verileri ile ne kadar cilalarsak cilalayalım gerçek değişmiyor. Bozuk ekonomi, ilk önce bizim cüzdanlarımızı vuruyor. Ocak ayında beklenen enflasyonun yüzde 20 olacağı ileri sürülerek asgari ücret zammı yüzde 30 ile sınırlandırıldı.
Onun yüzde 15’ini 5 ayda enflasyon yuttu. Resmi enflasyonu bir kenara bırakacak olursak, ENAG’a göre 5 ayda ücretlerimizin yüzde 26’sını enflasyon aldı götürdü. Yani ocak ayında yapılan zamlardan geriye eser kalmadı. Şimdi, iktidar temmuz ayında memura, emekliye TÜİK’in hesabına bakarak enflasyon farkı ödeyecek…