Kabine değişecekmiş... Kamuoyunda tartışma konusu olan bazı bakanların görevden alınması planlanıyormuş… Bazı bakanlıklar da bölünecekmiş... Dedikodular böyle, hatta ortalıkta listeler dolaşıyor. Bir heyecan dalgası ki; sormayın.
Bu bakanlar gittiğinde ne hale geleceğimizi öngöremeyen ‘vizyonsuzlar’, güzide bakanlarımız “Anahtar paspasın altında” yazıp topluca gitsin istiyor. Yahu hiç mi düşünmüyorsunuz, bakanlar affını isteyip giderse nice olur bu memleketin hali.
Mesela, Turizm Bakanı gidecekmiş… Neymiş, Kartalkaya felaketinden sonra çok yıpranmış. Hem şaibeli işler dönüyormuş. Sahiller adeta yağmalanmış. Bırakın Allah aşkına, komünist safsatası bunlar… Hem o gitse, kim bu kadar kirin pasın içinden onun kadar usta bir kıvraklıkla sıyrılabilir.
Hiç bitmeyen bir krizi, senfoni orkestrası gibi muhteşem bir uyumla yöneten Ekonomi Bakanı’na bile laf ediyorlar. “Ekonomi Bakanı bile gidebilir” diyenler bir kez daha düşünmeli. Doymak bilmez bu çarkı beslemek kolay mı? Kendisi, hem vergi üstüne vergi salıp milleti canından bezdirmeyi, hem de IMF’nin kötü kopyası kemer sıkma programıyla zengini daha da zengin etmeyi başarıyor. Üstelik her fırsatta “Program işliyor” demeyi de ihmal etmiyor. Demedi demeyin, böylesi kolay bulunmaz.
AKP’NİN USTALIK ESERİ
Milli Eğitim Bakanı da gidecekler arasındaymış. Vah vah… O zaman kim her sınavı bir skandala çevirecek? Okulları tarikatlara açıp, her fırsatta laik eğitime karşı kim duracak? Kim eli titremeden, Türkiye’nin proje okullarının dibine kibrit suyu ekecek? Kim zorunlu eğitimi kısaltmayı akıl edecek?
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı giderse ne yaparız? Maden faciası işçileri yuttuğunda “Allah’ın takdiri” diye kim kamuoyunun karşısına çıkabilir.
Bir Çevre ve Şehircilik Bakanı bulun ki; kentleri dere yatağına yapsın, selden sonra gıcır gıcır çizmelerle teftişe çıksın. ÇED raporlarını şak diye hazırlasın… Dağı, taşı, ormanı dümdüz etsin, hepsini kılıfına uydursun. Kolay mıydı böylesini bulmak?
Bir Adalet Bakanı bulun ki; onun döneminde yargı siyasetin emrine girsin, ülkenin en saygın iş adamları mahkemelere düşsün, gazeteciler cezaevine doldurulsun...
Öyle bir Çalışma Bakanı bulun ki; sendika isteyen işçileri doğduğuna pişman etsin. Sonra da “İşçinin, çalışanın hakkını yedirmiyoruz” diye ortaya çıkacak yüzü olsun...
Tüm bu muhteşem bakanların aynı kabinede olması Allah’ın lütfu olmalı …
Bunlar büyük organizasyon gerektirir.
Unuttuğum bakanlar affetsin, hepsi öyle şahane başarılara imza attı ki, bu memlekete yaptıkları hizmetleri anlata anlata bitiremeyiz. Daha ne efsane icraatlar var! Yazsan, her bir bakan kitap olur.
SON KABİNE OLACAK
AKP surdan tek bir taş söktürmez. Eğer bu olursa, akıllara gedik açmak gelir. Bu ayak takımının gedik açmasına izin verirsen, kaleyi yıkmaya kalkarlar. Eğer bir gün biri gidecekse “affını ister” sessizce…
AKP, Soma faciasından sonra madenciyi tekmelemeye cüret edeni müsteşar yapan, madencinin hakkını arayan avukatı da cezaevine koyan bir partidir.
Böylesini yaparsa AKP yapar. Bu kadar parlak ismi bir araya getirmek mucizeye imza atmak değilse nedir? Bırakın AKP bu kabine ile ustalık eserini inşa etsin.
Tarih kitapları da onları unutmayacak. Bence yakın dönem Cumhuriyet tarihine onları anlatan yepyeni bir bölüm eklenecek. Adı da “son kabine” olacak…