Meclis’in açıldığı ilk gün, CHP sokaktaydı. Haklı olarak, hakimi, savcısı, polisiyle üzerine çullanan iktidara isyan ediyordu. Meclis’te ise bambaşka bir hava vardı. Meclis’ten yansıyan görüntüler arasında öyle bir kare vardı ki, Türkiye bunu önümüzdeki günlerde çok konuşacak. Fotoğraf, adeta önümüzdeki yılın nasıl geçeceğinin de tüm ipuçlarını veriyordu. Öyle ya, bazen bir fotoğraf her şeyi apaçık anlatır.

Fotoğrafın merkezinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan var. Sağında Ahmet Davutoğlu mahcup mahcup oturuyor. Hemen yanındaki Ali Babacan ise “Hay Allah, yanlış kareye mi girdim” der gibi etrafına bakınıyor. Erdoğan’ın sağ tarafında ise DEM Parti’nin eş başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları oturuyor. Bülent Arınç da yer bulmuş kendisine... Liste çok uzun: Korunup kollananlar, rol kapmak isteyenler... Herkes orada...

Bu bir karelik fotoğraf, yakın dönemde bizi nelerin beklediğinin resmi gibiydi. O karede seçim ittifaklarını, koalisyon ortaklarını, karşı tarafa geçenleri aklınıza ne gelirse, hepsini görebilirsiniz. Aslında salon çok daha kalabalık.

Herkes şimdi “Geçiyordum, uğradım”, “İki dakikalığına oradaydım”, “Bir bakayım, ne oluyor diye gitmiştim” tarzı açıklamalar yapıyor. Ortalık şimdiden toz duman... Davutoğlu “Bu görüntüler hayra yorulmalı” diyor. Zaten ben de “Hayırlı işler, Allah muhabbetinizi artırsın” diyorum.

Basit gerçek şu ki; yeni Türkiye’yi şekillendiriyorlar. Onun mimarları, ortakları, payandaları, durumdan vazife çıkarmak isteyenleri hepsi orada...

Bu fotoğrafın adını da “milli birlik karesi” koydular...

DİĞERLERİ SOKAKTA

O gün sokakta olanların kaderi de az çok çizildi sayılır. Onlar sokakta kalacak. Zaten her adımda biraz daha sahnenin dışına itiliyorlar. Erdoğan, usta bir siyasetçidir. Fotoğrafın mesajını çok iyi biliyordu. Ortaya çıkacak kareyi bile gözünün önünde canlandırmış olmalı. Oturduğu o altın varaklı koltuğun temsil ettiği her şeyle birlikte kurgu kusursuz. Mesaj açık ve net...

Geçmiş olsun, çareyi başka yerde arayanlara, ittifak peşinde milletin tüm enerjisini heba edenlere geçmiş olsun...

En çok da millete geçmiş olsun... Sıkıntılı günler geliyor.

Böyle kritik sahne dizaynlarıyla tanınan Erdoğan’ın bir başka özelliği daha vardır. Müdahale etmediği, edemediği kritik anların tüm aktörleri için “Not aldık, vakti gelince...” demeyi ihmal etmez.

Bence özellikle balık hafızalılar, yanar dönerler, ne tarafa meyledeceğini bilemeyenler de bu fotoğrafı “not alsın.” Meclistekileri ve o gün dışarıda Silivri’de, meydanlarda direnenleri bir kenara yazsın... Safını da ona göre belirlesin...

7 AYDIR MİLLET AYAKTA

Yaklaşık 7 aydır yüz binlerce kişi sokaklara döküldü. “Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla meydanlar inledi. Ormanları yok edilen, zeytin ağaçları sökülen köylüler isyan etti. Gençler sokaklara döküldü. Emekliler çarşıda pazarda “Geçinemiyoruz” diye feryat etti. Grev hakları ayaklar altına alınan işçiler haklarını aradı. Hiçbirini görmeyenler, hepsine kulaklarını tıkayanlar, utanmadılar ve sandalyelerini çekip Erdoğan’ın yanında sıraya dizildiler, iyi mi?

Bu millet, vekil diye seçtiklerinden, Meclis’in açıldığı gün bu görüntüyü mü bekliyordu? Yoksa o vekillerden sorunlarını Meclis’e taşımasını mı istiyordu? Acaba Erdoğan’ın davetini icabet etmeden önce bir an olsun, “Ben ne yapıyorum, ben kimin vekiliydim” diye kendi kendilerine sordular mı?

Bırakın milleti, Meclis’in iradesine de sahip çıkamadınız. Sizinle beraber seçilen Hatay Milletvekili Can Atalay hâlâ cezaevinde. Sayenizde milletvekilliği düşürüldü. Oysa Anayasa Mahkemesi tam üç kez Atalay’ın tutukluluğunun haksız olduğuna hükmetmişti. Ne yaptınız? Milletvekilliği düşürüldü, ne yaptınız? Milli iradeye sahip çıktınız mı?

Erdoğan’la çay içerken bunlar hiç aklınıza geldi mi?

Siz tatlı tatlı muhabbet ederken, Atalay, Silivri’de yatıyor. TİP Başkanı Erkan Baş, onu ziyaret etmeyi seçti. Keşke siz de Silivri’ye gitseydiniz. O milli birlik karesini Silivri’nin kapısında verseydiniz... O zaman bu milletin iradesine sahip çıkmış olurdunuz.

O gün Özgür Özel de Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. “Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını dinleyecek halimiz yoktu, hal mi bıraktılar dinleyecek” dedi.

Keşke siz de ona eşlik etseydiniz.

Bu millet sizin o fotoğrafınızı magnet yapıp buzdolabına assın, ne zaman kapısını açsa neyi unutmaması gerektiğini hatırlasın...