Tedesco'nun Samandıra geceleri uzayacak

Kadıköy dün gece bir masal sahnesi gibiydi. Tribünlerdeki nostaljik bayraklar ve hoparlörlerden Erol Evgin’in sesiyle 80’lerin rüzgarı esti.

Fenerbahçe yeni hocasıyla ilk imzasını atmaya çalışırken, Kerem’in taze nefesiyle kurulmuş hücum hattı uyum sancısı çekti. Szymanski sağ kanatta rolünü oynayamadı; pas yerine atılan aceleci şutlar, kaleyi değil havayı deldi.

Trabzonspor cephesinde ise bir yalnız adam vardı: Onuachu. Dağ gibi dikildi, ama etrafındaki orman çoktan çökmüştü.

♦♦♦♦♦

İptal edilen gol, Karadenizli oyuncuların omuzlarına görünmez zincirler vurdu.

Birkaç dakika sonra Okay’ın kırmızısı geldi; o an Trabzonspor’un damarındaki kan çekildi sanki. İptal edilen golden önceki faul kararı, Türk hakemlerin standartsızlığının örneği olurken, Okay’ın faulü, tartışmasız kırmızı karttı. Bu dakikadan sonra, Kadıköy’de ışıklar Fenerbahçe’ye çevrildi.

♦♦♦♦♦

Dakikalar 35’i geçtiğinde, Fenerbahçe bir fazla olmanın güvenini iyice hissettirdi. Ön alan presi, sonunda En Nesyri’nin ayağında meyvesini verdi. İlk yarı bittiğinde stat derin bir nefes aldı; ama bu nefes, ikinci yarıda boğazda düğümlenecekti.

Çünkü Fenerbahçe, on kişi kalmış Trabzonspor karşısında ikinci perdede topu öldürdü. Bir kişi fazlalık, bir anlamda zihinsel bir esarete dönüştü. Sanki ikinci golü bulurlarsa ayıp olacakmış gibi, Kadıköy’e rehavet çöktü.

Fenerbahçe, kullandığı 9 kornerin bir tanesini bile tehlikeye dönüştüremedi. Tedesco, sadece 1 antrenmanda duran top çalışabildiklerini söyledi. Bu takım, taraftarına kolay maç izletmeme geleneğini bir kez daha özenle sahneledi. Son dakikalardaki hatalarla, taraftarın tansiyonu yükseldi. Rahatlama yok, yine diken üstünde 90 dakika.

♦♦♦♦♦

Kerem, ilk maçında uyumun yollarında taşlara takıldı. Sonradan giren Nene, heyecanını dizginleyemedi.

Talisca topa her dokunuşta yalnızca kaleyi düşündü, ama futbolun kalbi sadece şutta değil, akılda ve pasın sadeliğinde atar.

Asensio ise, oynadığı kısa sürede bile bu aklı hatırlattı. Daha fazla paylaşımcı, daha fazla oyunun içine nüfuz eden bir isim. Formunu bulursa ilk 11’in kapısı ardına kadar açılır.

En Nesyri’nin şutunda top çizgiyi geçti mi, geçmedi mi diye tartışmak bile, 2025 yılındaki teknolojiyle bunun cevabını net şekilde veremeyenlerin ayıbı. Ama pozisyonu hem statta hem de televizyonda izlemiş bir olarak, “Bu nasıl gol değil?” diye şaşırmadan edemedim!

Maçtan akılda kalan tek şey ise, Skriniar ve Onuachu'nun 90 dakika boyunca süren ikili mücadeleleriydi. İki tecrübeli oyuncunun her hava topu kapışması, özellikle ikinci yarıda maçın tek heyecan verici olayıydı

♦♦♦♦♦

Son düdükle birlikte tabela Fenerbahçe’yi işaret etti. Üç puan, üç puandır elbette. Ama ikinci yarıdaki o kurak oyun, sevinci gölgelerle sarıp sarmaladı.

Ve şimdi, göreve geldiğinden beri tesislere kapanan Tedesco'nun, Samandıra’da geceler uzayacak gibi. Hocanın uykuları hafif, yastıkları taş gibi olacak.

Yapılması gereken iş çok, düzeltilmesi gereken sorunlar çuvalla. Ancak bariz olan şey, Fenerbahçe'nin teknik-taktik dışında, mental olarak toparlanmaya ihtiyacı olduğu

Çünkü Fenerbahçe’nin en büyük rakibi bazen karşısındaki takım değil, kendi korkuları, kendi rehaveti.

Fenerbahçe Domenico Tedesco Trabzonspor
SON DAKİKA HABERLERİ

Alican Özcan Diğer Yazıları