Adaleti Mum Işığıyla Ararken…
Tek bir günde bir haftaya sığacak, tek bir haftada ise neredeyse bir ömre sığacak kadar siyasi gelişme yaşıyoruz.
CHP kurultayları iptal edilmeyecek.
Mahkeme ‘mutlak butlan’ davasında ret kararı verdi.
578 sayfalık Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü İddianamesi de hazır. Isparta Belediyesi de soruşturmaya dahil edildi, AKP’li belediye olması nedeniyle bu ilk oldu.
İBB Başkanı İmamoğlu’na ‘casusluk' soruşturması da başlatıldı. Soruşturma kapsamında TELE 1'e de operasyon düzenlendi, gazeteci Merdan Yanardağ gözaltına alındı. Bu arada İmamoğlu, Beylikdüzü davasından beraat etti.
Bu hafta iç politika dış politikaya karıştı.
KKTC’de seçim vardı; muhalefetin lideri Tufan Erhürman yeni Cumhurbaşkanı seçildi. MHP Genel Başkanı Bahçeli “81 Düzce’den sonra 82 KKTC olması artık hayat memat konusudur, Kıbrıs milli davamızdır, federasyona dönüşüm reddedilmelidir.” çıkışını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Kıbrıs Türkünün iradesi bizim için çok saygındır" dedi.
Dem Parti, Meclis’e teröristbaşı için “koşullu salıverilme” teklifi verdi.
Ve ekonomi…
MB faizi 100 baz puan indirdi, %39,5’e çekti.
Altın değer kaybetti.
Dünya da bildiğiniz gibi.
İsrail bir bahane buluyor, zaman zaman Gazze’yi vuruyor.
Adaleti her yerde mum ışığıyla arıyoruz.
Başkaca neler yaşadık?
Bakalım…
NE KONUŞTUK?
Mattia Ahmet Minguzzi davasında karar çıktı.
Mahkeme 4 sanıktan 2’sine tahliye, diğer 2’sine de 24 yıl hapis cezası verdi. 15 yıl sonra aramızdalar.
Bir evlat ise artık dönemeyecek.
Acılı anne Yasemin Minguzzi, “İlahi adalete güveniyorum.” dedi.
Toplum vicdanı yerle bir.
Çetelerin elindeki, suça sürüklenen çocuklar için yasa talebi bir kez daha gündeme geldi.
Bu, ülkemizin büyük çaresizliği.
Yasa yapıcıların, yetkililerin bir an evvel çözüm bulması gerekiyor.
Başka Ahmet’ler, Narin’ler, Ata’lar, Yusuf’lar, Özüm’ler öldürülmesin diye!
CEBİMİZİ NE YAKTI?
Fındık.
Fırsatçılık ile gıda enflasyonu bir araya gelince ortaya tanesi 80 lira olan bir minik fındık çıktı.
Şaka değil, komik hiç değil.
Bir baba çocuğunu markete gönderdi, 2 paket fındık aldırdı. 340 lira ödendi.
Paketleri aldı, markete gitti ve sordu.
Cevap: “Bize gelişi böyle abi. Bende faturaları mevcut.”
Vallahi pes.
NEDEN ÜZÜLDÜK?
Birinin daha hayallerinin yıkılmasına üzüldük.
Genç bir kadın sosyal medyada görüntü paylaştı: “Her izlediğimde ağlayasım geliyor, çok ümitliydim, olmadı.” dedi.
Olmayan ne biliyor musunuz?
Atamasının yapılmaması.
Çalıştı, kazandı, okudu, diplomasını aldı.
Sonuç: Yerine eş, dost, akraba, kim bilir belki de sahte diplomalı birini atadılar!
NEDEN UTANDIK?
Pazarcı, kasanın dibinde kalan, tanelerine ayrılan, ezik üzümleri bir kutuya koydu; üzerine de bir salkım taze olandan koydu ve satış için hazırladı.
Bir başka pazarcı da o anları kaydetti.
Alenen dolandırıcılık, hak yemek, sahtekârlık.
Denetim ve önlem zor olmamalı.
NEYE ŞAŞIRAMADIK?
Okumuşsunuzdur; OECD raporuna göre Türkiye, sahte üründe dünya ikincisi olarak açıklandı.
Şampiyon belli: Çin.
Dünya pazarındaki 5 sahte üründen 1’ini biz üretiyoruz.
İlaç, kozmetik, gıda, tekstil… Her şey sahte.
İnsanın da sahtesinde zirvede olabiliriz…
KİME HAK VERDİK?
Yeni evli bir genç, düğünde takılan altınları aldı, kuyumcuya gitti.
İsim yazan zarflardaki altınları orada açtılar.
Hem kimin ne taktığı net biçimde görüldü hem de gerçek mi, sahte mi kontrol edildi.
Hak verdik.
Olacağı buydu.
Evet, bu devirde altın almak zor ama sahtesini takmak bir o kadar ayıp.
80 altın takıldı, videoda yarısı açıldı. Sahte yoktu.
Devamında da olmamasını dileriz…
NEYE GÜLDÜK?
Açıkçası ağlanacak halimize güldük.
Tekirdağ’da bir kişi, kendi selasını okutturdu.
“O gün canım çok sıkkındı. Moralim çok bozuk, acayip kafam takıktı.” dedi.
Hiçbirimiz iyi değiliz.
Psikolojiler bitik.
Durum trajikomik.
Her anlamda mücadeleyle geçen bir haftayı daha bitirdik.
Yenisinin güzellik ve adalet getirmesi umuduyla…