Bir Ülkenin Ağır Güncesi
“Dünyalıların” birkaç ayda hatta birkaç yılda yaşayabileceği olayları tek bir güne sığdırıp yaşıyoruz.
İnanılmaz bir hafta sonundan çıktık.
Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve gazeteci Merdan Yanardağ casusluk suçundan tutuklandı. Tele1 TV’ye kayyum atandı. Penguen belgeseli yayınlandı. İddia: Kişisel bilgilerimizin yabancı ülke istihbaratlarının elinde olduğu. Bayrampaşa Belediyesi AKP’ye geçti.
Nur topu gibi bir soruşturmamız daha oldu. Bahis skandalı (152 hakemin maçlara çıkıp, bahis oynadıkları iddia ediliyor.) derinleşti. 149 hakeme meslekten men cezası verildi. Hakem Zorbay Küçük, bahis sitelerinde kendisi adına hesap açıldığını ileri sürdü ve suç duyurusunda bulundu. Küçük ve 2 isim daha inceleniyor.
Acı gerçeğimiz deprem. Balıkesir Sındırgı’da meydana gelen 6,1’lik deprem, bir kez daha ne kadar çaresiz ve hazırlıksız olduğumuzu gösterdi.
Ve büyük bir acıya şahitlik ettik.
Gebze’de 7 katlı bina çöktü. Anne, baba ve 2 çocuğu hayatını kaybetti. Aileden geriye bir kişi kaldı. Daha önce CİMER’e binanın durumuyla ilgili şikâyet dilekçesi yazdıkları ortaya çıktı. İhmal büyük. Metro inşaatı mı temeli sarstı? Şimdi bu tartışılıyor. Bu acı da, utanç da hepimizin.
Dünyanın gündemi de yoğun.
Savunma sanayii bugünlerde revaçta. Uçak alınıp satılıyor. Alıcı da genellikle biz oluyoruz.
Bu arada artık Karadağ’a da vizesiz giremiyoruz, biliyorsunuz…
Tüm bu karmaşanın arasında neleri yeteri kadar konuşamadık, gözden kaçırdık?
Onlara bakalım.
NE KONUŞTUK?
Konya’da ucuz simit kuyruğunu çekti kameralar. Belediye fırınında 5 liraya simit, 5 liraya ayran satıldığını duyan koştu. Genç, yaşlı, çocuk… Dakikalarca sıra beklediler. İşte bunlar hep iç politikada yaşananların göstergesi; ekonomik fatura da halka çıkıyor.
TÜRK-İŞ açıkladı. Ekim ayında yoksulluk sınırı 92 bin, açlık sınırı 28 bin TL'yi aştı.
Ülkenin gerçeği bu!
CEBİMİZİ NE YAKTI?
Domates.
Şimdi “mevsimi değil” itirazı yapılabilir, doğru. Fakat mevsiminde de gördük fiyatını. Sosyal medyada bir tüketici “Tek bir tane domatese 30 lira verdim.” diyerek paylaşım yaptı.
Tekrar edeyim: 1 domates, 30 lira.
NEDEN UTANDIK?
Her hafta olduğu gibi esnafımız utandırmaya devam ediyor.
Bu kez, 22 kiloluk bir çuval patates alan tüketici, üzerindeki toprağı temizledikten sonra geriye kalanı açıkladı:
13 kilo.
9 kilogram toprak normal mi?
Hiç utanmadan hak yiyorlar.
NEYE ŞAŞIRAMADIK?
Bir kişi dış kapısı için, en çok da güvenli ve uzun ömürlü olması sebebiyle çelik kapı aldı. İçinden strafor çıktı. Metal diye alınan bir kapının içi köpükle doldurulmuştu.
Bu sahtekârlığa da şaşıramadık.
Cezası olmayınca işte böyle oluyor!
NEYE İSYAN ETTİK?
Kantinlerde son derece sağlıksız koşullarda yiyecek satıldığını görünce isyan etmemek elde değil.
Sosyal medyada bir görüntü paylaşıldı. Kantinci parmağını mayonez şişesine daldırıyor ve sandviçe adeta bulaştırıyor.
Mide bulandırıcı.
Vicdansızlar.
Yine geldik denetimsizliğe. Önümüzdeki günlerde göstermelik denetimler yapılır, sonra aynen devam!..
NEDEN GURURLANDIK?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı kutladık ve bir kez daha Ulu Önder Atatürk ile gurur duyduk. ABD’de şoförlük yapan Türk kadının taksisine binen yolcu, Atatürk hayranı çıktı.
“Büyük liderinizin hayranıyım. Atatürk benim kahramanım. Türklerin sesiydi. O bir vizyonerdi. Yaptıkları hakkında bir kitap okudum ve şöyle düşündüm: Neden her ülkenin bir tane Atatürk’ü yok?”
O eşsiz.
Vizyoner.
Bize Cumhuriyeti hediye eden büyük lider.
Dünyaya örnek bir kahraman.
Bir kez daha saygı, sevgi ve en çok da minnetle anıyorum.
NEYE GÜLDÜK?
Bir zincir marketin kasasından gelen görüntü; hem yüreğimizi ısıttı hem de yüzümüzü güldürdü.
Kasada ödeme yapan orta yaşlı bir müşteri, kasiyer genç ile bilek güreşi yapmak istedi.
Kasiyer müşterisini kırmadı.
Bileğe kuvvet dediler; ortaya da hepimizin kalbine dokunan bir görüntü çıktı.
Yüzümüzü güldürdü.
Yenilen haklar, yapılan haksızlıklar, sahtekârlıklar karşısında bolca isyan edilen bir hafta oldu.
Daha kötüye gitmemesi umuduyla…