'Güzellik salgını' yayılıyor

“Ayna ayna söyle bana, benden güzeli var mı bu dünyada?” Biz kız çocukları okuduğumuz masallarda, izlediğimiz çizgi filmlerde çok duyduk bu repliği.

Resmen daha çocukken beynimize nakşedildi güzellik kavramı.

Zamanla “aman bahtı güzel olsun” gerçeğine bıraktı yerini.

Ama farkında mısınız hep bir “güzellik” var cümlelerde.

Güzel olmak ne kadar önemli?

Güzel olmak ne kazandırıyor?

Bu güzellik denen şey göreceli değil miydi? Şimdilerde ise “Nedir yahu bu güzellik, kaç paraysa alalım” diyenler sahnede.

“Güzele bakmak sevaptır.” Sevabı tartışılır. Ama bakıldığı bir gerçek.

Sosyal medya kullanımının boyut değiştirmesi, neredeyse her köşe başında estetik merkezlerinin açılması, operasyon yapılan kliniklerin artışı ve Z kuşağının da işin içine girmesi ile estetik çılgınlığı dalga dalga yayıldı.

2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye, dünyada en fazla estetik yapılan beşinci ülke olarak kayda geçti.

Liste geçen yıl güncellendi.

Çok estetik yapılan ülkeler arasında dünyada ABD, Brezilya, Japonya ve Meksika’nın ardından 5. sıradayız.

Avrupa’da zirvedeyiz, birinciliği kimselere kaptırmadık.

Bunda son yıllarda artan sağlık turizminin de etkisi var.

Her yıl kaç kişi medikal estetik yaptırıyor bu konuda net bir rakam vermek zor. Tahminlere göre 1 milyonun üzerinde.

“UFAK DOKUNUŞ” DEVLEŞTİ

En büyük talep botoks uygulamaları için. Onu başta dudak olmak üzere çeşitli dolgular izliyor. Son dönemde yüz germe ve çene hattı belirginleştirme işlemleriyle badem göz operasyonları için sıra bekleyenlerin sayısı katlandı.

“GÜNDE 20 KİŞİYE BOTOKS VE DOLGU YAPIYORUM”

Profesör Doktor Zekayi Kutlubay, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi.

Hastanede çok sayıda hasta görüyor. Aynı zamanda özel klinikte de estetik işlemler yapıyor. Kutlubay’a sordum: Fazla mesaide misiniz?

Günde en az 10 kişi botoks yaptırmak için geliyor, bir o kadar kişi de dolgu istiyor. İşi yalnızca kozmetik işlem olan hekimlere daha fazla sayıda giden var. Çok yoğunum. Her Cumartesi günü sabahtan akşama kadar işlem ve müdahale yapıyoruz.” dedi.

Çünkü koltuğa bir defa oturan kolay kolay kalkmıyor.

Dolguyu botoks, botoksu kaşları kaldıran ve hatları keskinleştiren sıvı yüz germe işlemi, onu da badem göz operasyonu izliyor.

DUDAK DOLGUSU YAŞI 18’E DÜŞTÜ

Herkes güzel görünmek ve kendini iyi hissetmek ister. Bunu anlamak, anlamlandırmak mümkün. Fakat bazı şeylerin zamanı olmalı. Herkes yaptırmamalı.

Profesör Kutlubay, 18-20 yaş arasındaki gençlerin talebine dikkat çekti.

Çoğunlukla dudak, burun ve çene dolgusu istiyorlar. Çok abartılı dudak istiyorlar; kendi dudakları kalın ve hacimli olduğu halde ısrarcı oluyorlar. Minimal dokunuşları kabul etmiyor, birkaç tüp yapılmasını istiyorlar.

“GENÇLER KONTROLÜ KAYBETTİ”

Kutlubay, “Abartı normal oldu” diyor ve kontrolü sağlaması gerekenin ise hekimler olduğunu vurguluyor.

Gençler kontrolsüzleşti. Doktora çok büyük iş düşüyor. Gençler istese dahi ‘bu sana yakışmaz’ ya da ‘bu uygulamaya gerek yok’ diyerek reddetmek şart.

“HAFTASONU BİLE BURUN AMELİYATI YAPIYORUM”

Operatör Doktor Mustafa Ekrem Güleş,

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı.

Başarılı hekimden randevu almak zor. İşlemden işleme koşuyor.

En yoğun olduğum gün Cumartesi. Klinikte botoks, kedi gözü, bişektomi, gıdı inceltme gibi operasyonlara talep daha fazla iken ameliyathaneye girdiğimizde en fazla burun estetiği, meme estetiği, yağ alma, göz kapağı estetiği ve karın germe operasyonu yapıyoruz.” diyor.

Yazarken kendimi ‘vay be’ derken yakaladım.

Karşı mıyım? Hayır. Ama atalarımızın dediği gibi: “Azı karar, çoğu zarar.”

ERKEKLER DE ESTETİK MERKEZİNE KOŞUYOR

Estetik ve güzellik deyince akıllara öncelikle kadınlar geliyor ama son yıllarda erkeklerden de büyük talep var.

Dr. Güleş, başta botoks ve göz kapağı estetiğinin ilgi gördüğüne dikkat çekiyor.

Erkek hastalarda da medikal estetik uygulamaları için botoks, saç mezoterapileri, çene dolguları öne çıkarken cerrahi işlemler için genellikle burun estetiği (rinoplasti), göz kapağı estetiği ameliyatlarına talep fazla. Yine içinde bulunduğumuz mevsimi göz önüne aldığımızda ‘terleme botoksu’ da hijyen ve konfor açısından sıklıkla tercih ediliyor.

Elbette her güzelliğin bir bedeli var.

Ve o bedel günden güne zamlanıyor.

BOTOKS YÜZDE 50 ZAMLANDI

Klinikten kliniğe değişmekle birlikte, işlem ücretleri de geçen yıla oranla yüzde 25 hatta bazı bölgelerde ve kullanılan kimi markalarda yüzde 50 arttı.

Çünkü ürünler yurtdışından geliyor yani döviz kuru ile alım yapılıyor.

Örneğin botoks geçen yıl 7.000 TL’ye yapılabiliyorken bu yıl fiyat 15.000 TL.

Dudak, elmacık kemiği, çene hattı için kullanılan dolgular da markasına, kalıcılığına ve uygulayan doktorun fiyat tarifesine göre ücretlendiriliyor.

1 ml fiyatı 10.000 TL ile 15.000 TL.

Daha uygun fiyata işlem yapılan merkezler de var.

Ancak, uzmanlar ‘kaçak ürün’ yani ‘sahte, ruhsatsız ürün’ furyasına dikkat çekiyor.

Yine günün sonunda bilindik cümle kuruluyor:

“Çirkin insan yoktur, parası olmayan vardır.”

Özetle; güzellik günümüzde satın alınabilir halde.

“BU BİR BEĞENİLME, ONAYLANMA VE MODA SALGINI”

İşin bir boyutu daha var; o da psikolojik baskı.

Çoğunlukla da kişinin kendine, aynadaki yansımasına uyguladığı baskı…

Finlandiya ABO Üniversitesi Öğretim Üyesi, Profesör Doktor Ebru Şalcıoğlu:

“Kimsenin yaşlanmadığı bir dünyada bizim yaşlanmamız da normal değil. Yılları geri sarma ihtiyacı çok önemli.” diyor.

Ve ekliyor:

Ancak, bunun için verilen çaba uç noktaya ulaştı. Aynaya baktığımızda memnuniyetsizlik arttı. Bu memnuniyetsizliğe karşı çok fazla işlem var ve bu işlemleri yaptıran çok fazla kişi var.

Yani birbirine örnek olan çok.

Prof. Şalcıoğlu’na göre; dozunda müdahaleler kişinin kendisini iyi hissetmesi açısından önemli.

Fakat, son yıllarda sosyal medyanın tetiklediği güzellik algısı uçsuz bucaksız…

“BOTOKS YAPTIRMAYAN ‘DEMODE’ OLUYOR”

Estetik operasyon ve işlem çılgınlığı tam anlamıyla sosyal medyada tetiklenen bir trend yani moda oldu. Takip etme isteği, taklit etme isteği doğuyor. Demode kalan üzülüyor, psikolojisi bozuluyor. Hızla estetik cerrahlara ya da merkezlere koşuyor.”

Kimileri ‘güzellik kavramı doğallığa dönsün’, ‘kadınlar meta değildir’, ‘erkekler bakımlı olsun ama estetik operasyon sırıtıyor’ derken gelinen nokta bu.

Ne diyelim, herkesin güzelliği kendine…

SON DAKİKA HABERLERİ

Damla Turgutlu Soybaş Diğer Yazıları