Kalp Durursa Kim Kurtaracak? Cerrahlar Neden Kaçıyor?
Tıp dünyasında sessiz ama derin bir kriz daha büyüyor. Önce hekimler pediatri seçmez oldu; şimdi ise kalp damar cerrahları gidiyor. Bir zamanlar en prestijli branşlardan biri olan kalp cerrahisi, artık TUS tercihlerinde son sıralarda yer alıyor.
Uzmanların uyarısı net: “Yakında kalp damar ameliyatı yapacak hekim bulamayacağız.”
Bir Mesleğin Sessiz Çöküşü
Beyin cerrahisi, genel cerrahi, kalp damar cerrahisi gibi alanlar, eski cazibesini çoktan yitirmiş durumda. Oysa bu branşlar, bir ülkenin sağlık sisteminin bel kemiği. Neticede kalp atmazsa, sistem de çalışmaz.
Kalp Cerrahı Bulamayacak mıyız?
Cevabı Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal’dan aldım:
“Evet, yakında ‘Türkiye’de doğmuş ve yetişmiş’ kalp ve damar cerrahı bulamayabiliriz. Alarm zilleri çalıyor. Bunun yerini belki değişik ülkelerden ithal ettiğimiz doktorlar alacak.”
Ağır iş yükü, dava korkusu ve tükenmişlik: Cerrahi branşlarda alarm zilleri çalıyor…
Prof. Dr. Cengiz Köksal:
“Alınan sorumluğun çok fazla olması sorun. 5 yıl uzmanlık eğitimi ve arkasından 2 yıl zorunlu hizmet gerçekten yorucu bir tempo. Ayrıca her gün ameliyat öncesi hastalarla ölüm–sağ kalım konuşması yapılır ve bu psikolojik olarak çok yıpratıcı. Her ameliyatımız riskli ve uğraştığımız hasta grubu çoğunlukla yaşlı.”
Elbette başkaca nedenler de var.
Prof. Köksal:
“Düşük ücret, nöbet-mesai düzeni, dava baskısı, şiddet riski ve medyadaki yıpratıcı dil de motivasyonu azaltıyor.”
Peki, fakültelerde durum ne?
Tabloyu; Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Rifat Özmen’e de sordum.
Benzer cevaplar aldım.
“TUS’ta son sıralarda olması bir uyarı sinyali. Her stajda derse başlarken öğrencilere ‘Kalp damar cerrahisi düşünen var mı?’ diye sorarım; genellikle bir ya da iki el kalkar. Hangi branşları istediklerini sorduğumda, çoğunun maddi getirisi yüksek veya çalışma koşulları daha rahat alanları tercih ettiğini görürüm. Kariyer planlaması, mesleki motivasyon ve rol modellerin güçlendirilmesi gerekiyor.”
Bu açıklamadan çıkarımım şu:
Yeni nesil hekim, yaşam kalitesini kurtarmak istiyor.
Prof. Dr. Köksal’a: “Genç doktorlara kalp cerrahisini seçmeleri için ne söylersiniz?” diye de sordum.
“Günün sonunda tüm yaptığınız fedakarlıkların yanında hastaların yaşama tutunmalarını sağlamanın verdiği manevi tatmin paha biçilmez.” dedi.
Peki, cerrahiye ilgiyi yeniden artırmak için ne yapılmalı?
Cevap Doç. Dr. Rifat Özmen’den geldi:
“Ben bir devlet üniversitesi hastanesinde tam zamanlı çalışan bir hekimim. Hekimlik bir sanattır; bu sanatın özü usta–çırak ilişkisi içinde öğrenilir. Öğrencilerin bu ruhu hissedebilmesi için ameliyathaneye veya benzeri simülasyon ortamlarına erken dönemde dahil edilmeleri çok değerli olur.”
Ayrıca, genç asistanlara yurt dışı gözlem imkânı sunulması da teşvik edici olacaktır.
Gelecek, bugünün sağlık politikalarında saklı.
Eğer bir ülke, doktoruna iyi ve doğru bir eğitim veremez, korumaz, emeğini görmez ve ona güvenli bir çalışma ortamı sunmazsa; yarın o ülkenin kalbi durur.
Ve ne yazık ki, o kalbi yeniden çalıştıracak kimse kalmaz!