Kalpler Zamansız Tekliyor: Yılda 300 Bin Kişi Kriz Geçiriyor
Kalp krizi, modern çağın en ölümcül hastalıklarından biri.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de her yıl yaklaşık 300 bin kişi kriz geçiriyor.
Kalp damar hastalıkları, yılda 18,6 milyondan fazla kişinin ölüm nedeni.
Ve üçte biri 70 yaş altı.
Koronavirüs sonrası aşı karşıtları “erken yaşta krizin ve kalpten ölümlerin nedeni aşı” kampanyası başlattı. (Mrna’nın kalp kası ve çevresindeki zar iltihabına neden olabileceği görüşü hakim fakat kanıtlanmış bir araştırma sonucu mevcut değil.)
Tartışma bir yana; Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal’a göre; derdin adı: kronik stres.
Stres Kalp Krizi Yaşını Düşürdü
“Kronik streste, tansiyon yüksektir ve kalp hızlı atar. Bu da yük demek. Kriz riski kronik stres yüzünden 40’lı yaşlara inmiştir.”
Araştırmalar ve klinik bulgular özellikle 25-44 yaş arasında kalp krizi görülme oranının %30 arttığını gösteriyor.
Acı haberler peş peşe geliyor.
Son olarak; Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 32 yaşındaki polis
memuru Murat Kına, arkadaşlarıyla halı sahada top koştururken kriz
geçirdi, hayatını kaybetti.
Hatırlayacaksınız; İnegöl’de yaşayan, 4. sınıf öğrencisi yani daha
10 yaşındaki Hasan Elibrahim’in de halı saha oyununda birden kalbi
durdu. Zaman zaman okullardan benzer haberler geldi, kahrolduk.
Ve sanat dünyasının sevilen ismi Volkan Konak… KKTC’de sahneye çıkmış, şarkı söylüyordu. Bir otelin salonunda, herkesin gözleri önünde, kalbi onu yarı yolda bıraktı.
Ne yazık ki; örnek çok.
Gerçek ortada: Kalp krizi gençleşti.
Kriz Nasıl Geliyor? Ne Yapılmalı?
“Göğüste sıkıştırıcı, yanıcı, ağırlık koymuş gibi beklenmedik bir ağrı olur ve 5 dakikadan fazla sürerse o andan itibaren hareket edilmemeli. Hemen 112 aranmalı ve bulunabilirse hemen kan sulandırıcı çiğnenmeli.”
Peki en çok kimler risk altında?
Prof. Dr. Köksal:
“Özellikle damar sertliği yönünden risk altındakiler, (diyabetik, aşırı kilolu, tütün kullananlar, yüksek tansiyon ve ailesinde kalp krizi geçiren yakınları olan kişiler) uzun süre kronik strese maruz kalan bireyler için risk büyük.”
Kalpten Ölümlerin %80’i Önlenebilir
Bunu ben değil, Sağlık Bakanlığı raporu söylüyor.
Yolun başı da sonu da aynı: stresten kaçınmalı.
Kalbi yoran kızartmalar, şekerli ve paketli gıda, hamur işleri, ağır yiyeceklerden uzak durmak şart.
Akşam geç saatlerde ve gece yemek de tehlikeli.
Alkol ve tütün mamülleri zehir…
Hareketsiz yaşam, fazla kilo da kalp düşmanı.
Elbette, sporu da yapmanın bir ayarı olmalı.
Çünkü, kriz en çok da halı sahada yakalıyor.
Prof. Dr. Köksal’ın tavsiyeleri şöyle:
• Isınmadan spor yapılmamalı.
• Ortam serin olmalı.
• Açlık ya da aşırı tokluk olmamalı.
• Terlemeye bağlı su kaybı için asla enerji içeceği tercih edilmemeli.
• Kalbe dost egzersiz günde 3-4 km tempolu yürüyüştür.
Sokaklarda Defibrilatör Cihazı Hayal Mi?
Tam da bu noktada, sanatçı Volkan Konak kalp krizi geçirdikten sonra gündeme oturan tartışmayı bir kez daha açmak isterim.
O dönemde çok konuştuk; otel, okul, cami, park-bahçe, spor salonları, halı saha gibi kalabalık noktalarda ambulans olmalı. (Belli sayıdaki otellerde var ancak yetersiz kalabiliyor ya da mesai saati uygulamasına takılıyor.)
Kalabalık vakitlerde, etkinliklerde sağlık ekipleri görevlendirilmeli.
Ve defibrilatör cihazı…
Londra’da yürürken gözüme takıldı.
Şehrin sembollerinden biri kırmızı telefon kulübeleridir, bilirsiniz.
Bazı noktalarda o kulübeler otomatik defibrilatöre dönüştürülmüş.
Ani kalp krizlerinde kullanılmak üzere kapısı açık duruyor.
Bu cihazların kalabalık ortamlarda olması gerçekten hayati.
Biz de hayal mi?
Cihazlar sokaklara, caddelere yerleştirilirse nasıl kullanılır? Onu da sordum.
Prof. Dr. Köksal:
“Defibrilatör cihazları çok önem arz eder, kullanımı kolaydır, ilk yardım eğitimi almış kişiler kullanabilir. Basit ilk yardım eğitiminin halk arasında yaygınlaştırılması bu yönden önemlidir.”
Keşke o cihazlar her yere koyulsa, bu bilinç oluşsa, yaygınlaşsa.
Can kayıpları yaşanmasa.
Çünkü; zamanında müdahale edemeyişimiz -ölüm- demek.