Ultra lüks sessizlik
Yüksek sezon çöktü, müşteri yok, gider çok. Turizm sektöründekiler tıpkı tatilciler gibi sıcaktan değil, enflasyondan bunalıyor.
Termometrenin ateşi yüksek.
Yazın ortasındayız, kavruluyoruz.
Sadece hava değil, cepler de yanıyor.
Enflasyonun ateşi düşmüyor, aksine zam üstüne zamla harlanıyor.
Öncelik belli: barınma, beslenme.
Ama yaz bu…
Milyonların hayali bir haftalık tatil.
Otelcilerin hayaliyse, o hayalin gerçek olması.
Ama ortada ne müşteri var ne de eski sezonlar.
Geçtiğimiz hafta Alanya’dan gelen görüntüler çarpıcıydı.
Esnaf ve küçük motel işletmecileri, kepenkleri, dükkan önlerini sirkeli suyla yıkadı.
Amaç: nazar çıkarmak.
Çünkü; turist gitmiyor.
Dükkanlar bomboş, müşteri yok.
Sorun nazarda mı? Yoksa bu sezonun laneti TL’nin değer kaybında mı?
Peki oteller neden boş?
Fiyat neden yüksek?
Turist nerede?
Tatilden mi vazgeçildi?
Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz’e sordum.
Bir sordum, bin dert dinledim.
REZERVASYON: 7 GÜNDEN 3 GÜNE DÜŞTÜ
Turist kısa süre konakladı, gelir azaldı. Otel odaları boş, otelcilerin morali ekside.
Yaz tatili eskiden 7 gün demekti.
Şimdi 3 gün.
Belki 4.
En cömert tatilci 5 gün kalır oldu.
Ama 1 haftalık tatil? Artık lüksün de lüksü.
Temmuz ayında “tam kapasite” dolu olması gereken otellerde “çukurlama” var.
Boşluk. Sessizlik. Oda ışıkları sönük.
"Müşteri artık 7 gece kalmıyor. 3 gece 4 gün, ya da 4 gece 5 gün. O da denk gelirse. Boşluklar büyüyor. Gelen çıkıyor, yerine biri gelmiyor. Oda boş kalıyor.”
Çeşme, Bodrum, Marmaris… Hiçbir yerde durum kurtarılamıyor.
Çeşme’de kiralık yazlıklar için emlakçıların mesaisi artarken, otelciler sezonun ortasında müşteri yolu gözlüyor.
Ama en büyük kayıp Antalya’da.
Antalya’daki oteller ultra lüks ve geniş kapasiteli, çok büyük.
Bin odalı tesisler sezon ortasında misafir bekliyor.
Boş yataklar dolmuyor, dolanlar masrafı karşılamıyor.
“OTELCİLİK YAPMIYORUZ, BELEDİYECİLİK YAPIYORUZ”
Bodrum’da durum Antalya’ya göre daha iyi ama orada da başka dertler var.
“Su yoksa depo alıyoruz, elektrik kesilirse jeneratör devreye giriyor. Misafir bir şey hissetmiyor ama biz otelcilikten çok belediyecilik yapıyoruz. Altyapı yok, kesinti çok. Otelciler misafire arıza hissettirmemek için kendi kendine kamu hizmeti veriyor.”
MALİYET %400 ARTTI, KAPANAN OTELLER VAR
Buraya kadar netleşen tablo şu: Masraf var, müşteri yok. Otelciler ya fiyat düşürdü ya da kalite. İkisi de kurtarmadı.
Başkan Dengiz:
“Ben oteli kapatsam, paramı bankaya yatırsam daha kârlı çıkarım.
Çünkü:
- KDV %8’den %10’a çıktı.
- %2 konaklama vergisi geldi.
- Alkol vergisi düşmedi, artarak otelleri de vurdu.
- Çalışan maaşı, sigorta, fatura, pazardaki fiyatlar uçtu.
Geçen seneye göre masraf %400 arttı. Kaliteyi düşürüp fiyatı kıranlar, müşteriyi memnun edemedi, kapıya kilit vurdu.”
BODRUM’DA ZAM ORANI %100’Ü AŞTI
Her şey dahil fiyatlar 5.500 TL’ye çıktı. Butik otellerde gecelik 20.000 TL’yi aşıyor.
Geçen yıl Gümbet’te kişi başı gecelik 3.500 TL olan her şey dahil tatil, bu yıl 5.500 TL.
Yalıkavak’ta bu rakam 20.000 TL’yi geçiyor.
Üstelik yalnızca oda kahvaltı.
Gelin 4 kişilik ailenin tatil hesabını yapalım:
- Gümbet’te 6 gecelik tatil: 132.000 TL
- Yol + yakıt + ekstra harcama: 50.000 TL
- Yalıkavak’ta aynı tatil: 600.000 TL
Biraz daha lüks isterseniz 1 milyona yaklaşıyorsunuz.
BAKAN’IN OTELİNDE 6 GECE TATİL: 912 BİN TL
Turizm Bakanı lüks yatını Bodrum’daki lüks otellerinden birinin önüne demirledi. Merak ettim, konaklama ücretlerini inceledim.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un otelinde tatil yapmak isterseniz, işte rakamlar:
- 4 kişilik aile, 6 gece, kara manzaralı oda: 858.954 TL
- Deniz manzaralı oda: 912.644 TL
- Villa konaklaması: 1.212.168 TL
Tam pansiyon ücretleri bu şekilde.
Bakan’ın oteline komşu çok bilindik bir tesis daha var. Geceliği 150.000 TL civarında. Onu da hesaplayalım: 3.600.000 TL.
Üstelik yalnızca oda-kahvaltı ücreti.
Bodrum iki farklı dünya gibi.
Konaklama ücretleri arasında uçurum var.
Anlamak zor.
Ama, gerçek ortada.
YÜKSEK SEZON ARTIK EYLÜL–EKİM
Tatilci “Param yok, Temmuz ayında gelemem” diyor. Sezon kaydı, takvim şaştı.
Herkes bilir ‘yüksek sezon’ Haziran–Temmuz–Ağustos.
Ama artık değil.
“Haziran kötü geçti, Temmuz boş, Ağustos karışık. Ama Eylül dolu. Ekim de boş oda yok. Tatilci, ‘Fiyatlar yüksek, Eylül’den sonra giderim’ diyor.”
Otelciler için sezon uzadı ama kâr azaldı.
“DEVLET KAZANIYORSA OTELCİ NİYE BATIYOR?”
Teşvikten çok vergi alan sistem mi sektörün belini büküyor?
Cevap, Başkan Dengiz’den:
“Teşvik verildi ama ardından vergi geldi. KDV %10, konaklama vergisi %2. Ben devletime kazandırıyorum ama ayakta kalamıyorum. Pandemi geçti, krizler geçti, bu da geçer diyoruz ama… Herkes ‘batsınlar’ diyorsa, ben kapatırım. Sorun değil. Ama şu bilinsin: bizim ödediğimiz vergilerle bir kentte Şehir hastanesine katkı sağlanıyor, bir başka kentte yol yapılıyor.”
“HERKESİN CANI YANIYOR”
Tatilci ayağını kesti.
Otelci “masraf çok, kâr yok” diyor.
Ortak cümle: Böyle gitmez.
Nasıl gideceğini kimse bilmiyor.
3 tarafı denizle çevrili ülkenin vatandaşı, denize uzaktan bakıyor.
Esnafı da müşteri yolu gözlüyor…