Evlenmek zor.

Ciddi bir bütçe istiyor.

Çiftin kendine ait bir evi yoksa kira, eşya, düğün masrafı, takı, balayı ve öngörülemeyen birçok gider hesap edilmek zorunda.

Her dönem zordu ama bu devirde aile kurmak tam anlamıyla cesaret istiyor.

Bir bebek sahibi olmaksa neredeyse hayal.

Elbette o duyguyu eşsiz, tarifsiz.

Ancak; evdeki hesap hayallere uymuyor.

“Bir bebek kısmetiyle, bereketiyle gelir” demiş atalarımız. Muhakkak doğruluk payı var.

Ama biz şimdi bir bebek kaç liraya gelir, onu hesap edeceğiz.

Bu yazıyı yazmamın nedeni Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın şu açıklaması oldu:

“Doğurganlık hızı, nüfusu yenileme seviyesinin altına düşerek, Türkiye tarihinin en düşük seviyesi olan 1,48’e geriledi.”

Ve bakan Göktaş şöyle devam etti:

“Bu gidişata ‘dur’ demek, aileyi ve dinamik nüfus yapısını korumak ise artık hepimiz için bir mecburiyettir.”

Yani “mecburuz”.

Nüfusu artıracağız.

Peki ama nasıl?

Malum, 2025 Aile Yılı; özellikle gençler evliliğe teşvik ediliyor. Bir sonraki adım da bebek sahibi olmak. Devlet teşvikleri ve yardımları var, her iki konunda birazdan detayına gireceğim.

En başta bir not düşmek isterim: isteyenler için bir bebek sahibi olmak belki dünyada cenneti yaşamak, paha biçilemez bir servet, kıyaslanamaz bir sevgi.

Ama bir de hayatın gerçekleri var. Kiralar kanatlandı, uçtu; tutabilen yok. Tencere kaynatmak, sofrayı donatmak kredi kartlarının limitine bağlı. Çalışanlar için yol masrafı, yemek ücreti bambaşka bir açmaz. İhtiyaç dahilinde bir kıyafet almak isteyen etiketi görünce bırakıyor. İşte bu memleketimizde hayatın gerçeği.

Sonuçta; milyonlarca kişi asgari ücrete, 22 bin 104 liraya çalışıyor.

Bu şartlarda “aileyi korumak için nüfusu yenilemek mecburiyet” diyen Bakanımıza sormak isterim:

22 bin lira geliri olan bir kişi kira ödeyip, geçinmeye çalışıp bir de nasıl bebek sahibi olacak?

Bir Bebek Kaç Lira? Çocuk Sahibi Olmak Aile Meselesi mi, Ekonomi Meselesi mi?

Bu başlığı atıp atmamak konusunda çok düşündüm. Yanlış anlaşılmak istemem ama ne yazık ki bu devirde her şey para demek. Her şey bütçe meselesi.

Şimdi ortalama rakamlarla bir tablo çıkaracağım. (Serbest piyasa koşulları nedeniyle birçok ürünün fiyatı, pek çok hizmetin ücreti üç aşağı beş yukarı değişebiliyor. Ben bu yazıdaki rakamları; sigorta acenteleri, özel hastaneler, zincir marketler, bebek mağazaları ve online alışveriş sitelerinden derlediğim verilerle hazırladım. Ayrıca çevremde yeni anne-baba olmuş arkadaşlarımdan da teyit aldığımı belirtmek isterim. Arada büyük bir fiyat uçurumu olmadığı sürece, etiket farklılıkları mümkündür.)

Bebek, dünyaya gözlerini açmadan onun için hem maddi hem de manevi anlamda yapmamız gerekenler var.

Başlayalım…

Bebek Daha Doğmadan 50 Bin TL Gidiyor

Bebek haberi alındıktan sonra hazırlıklar başlıyor:

Ana kucağı–beşik etiketler büyüklüğüne, kullanılan malzemeye, markaya göre değişiyor.

1.250 TL’den başlayıp 20.000 TL’ye kadar çıkıyor.

Bebek odası takımı – yatak, baza, gardırop, şifonyer – fiyatı da yine malzeme ve markaya göre 20.000 ile 70.000 TL arasında etiketlendirildi.

Odanın badanası, boyası, halısı, perdesi, aydınlatması derken liste uzuyor.

Bu aşamada ortalama 50.000 TL harcamak artık olağan kabul ediliyor.

Ben araştırmayı İstanbul’da yaptım; kent içinde bile fiyat değişiyor. Çok daha fazla harcayan da oluyor. Daha uygun fiyata bebek odası hazırlayabilenler de çıkıyor.

Eşyalar tamam.

E gardırop kaç liraya dolacak?

Zıbından monta, pantolondan ayakkabıya kadar her şey pahalı.

Organik pamuklu ürünler ya da ithal markalar tercih edilirse, fiyatlar yetişkin kıyafetlerini dahi aşıyor.

Çocuk kıyafetleri neredeyse bir yatırım kalemine dönüşmüş durumda.

Oysa Avrupa’da, ABD’de durum tam tersi. Hatta İngiltere’de çocuk tekstil ürünlerinden vergi alınmıyor. Abartmıyorum bir şişe sudan bile ucuza satılıyor.

Ve 9 ayın sonunda o büyük gün geliyor.

Doğum mu, Finansal Kriz mi?

Devlet hastaneleri birçok aile için ilk tercih. Ama “imkân yaratalım, daha iyi bir koşulda doğum gerçekleşsin” diyen aileler için özel hastaneler ilk sırada geliyor.

Süreç uzun: 9 ay.

Doktor muayeneleri 10.000 TL’ye kadar çıkabiliyor.

Doğum paketleri ise değişken:

Fiyat: Normal doğumda 60.000–120.000 TL, sezaryen doğumda 70.000–200.000 TL arasında.

SGK anlaşması olan hastanelerde bu fiyatlar biraz düşüyor.

Son dönem malum, A+ hizmet veren hastaneler içinse bu rakamlar komik kalıyor.

Bir de tercih edilen odanın büyüklüğü, koşulları, alınan otelcilik hizmetine göre de fatura değişiyor.

Baştan da söylediğim gibi ortalama hesap yapmaya çalıştım.

Evet, dünyalar tatlısı bir bebek dünyaya geldi.

Sonra..?

Sağlık Sigortası: Zorunlu Lüks

Yenidoğan, sık sık doktor kontrolüne gitmek zorunda. Bu noktada özel sağlık sigortası neredeyse bir zorunluluk hâline geliyor. Çünkü her test SGK kapsamına girmiyor, bazı hizmetler “hızlı” biçimde özel hastanede sunuluyor.

Yatarak, ayakta muayene ve pek çok test, uzman ve profesör doktorun anlaşmasını içeren yani sigorta sektörünün tabiriyle “kapsamlı” bir bebek sigortası ortalama 100.000 TL.

Doğumdan önce yaptırılırsa daha uygun, ama yine de kolay ulaşılabilir değil.

Kaç Lira Bu Rızık?

Rızkıyla gelen bebeklerimizin gelişimleri için ilk 6 ay anne sütü hayati öneme sahip.

Diyelim ki öyle oldu. Bebek 6 ay anne sütüyle beslendi.

Sonra ek gıda serüveni başlıyor, formül mamalar ortaya çıkıyor.

Organik mamalar, devam sütleri eskisi gibi kolay ulaşılır değil.

Biliyorsunuz, bazı marketlerde üzerine alarm bile takılıyor, hatta cam vitrinlere kilitleniyor, plastik kutulara konuluyor.

Yine vurgulamak isterim ki birazdan okuyacağınız etiket fiyatlarını; İstanbul’da, herkesin alışveriş yapabildiği marketlerden derledim ve değişkenlik gösterebilecek rakamlar.

Mama fiyatı 370 TL’den başlayıp 1.050 TL’ye kadar çıkıyor.

Mesela; bir markaya ait 800 gram mama: 969 lira 95 kuruş.

Aynı markaya ait formül mamanın bir de avantajlı paketi hazırlanmış. 400 gram daha fazla. Onun da fiyatı: Bin 199 lira 95 kuruş.

Haftada bir, bazen de 10 günde bir alınması gereken mamalarla aylık maliyet 3.000 TL’yi aşıyor.

Ek gıdaya geçişte de durum farklı değil: et, sebze, meyve, bakliyat derken mutfak masrafı katlanıyor.

Üstelik tarım ilaçları, pestisit kalıntıları nedeniyle “sağlıklı besleme” çabası da ekstra maliyet demek.

Anne-Babaların Kabusu: Bez Fiyatı

Bir bebek günde ortalama 6–8 bez tüketiyor. (Yenidoğan bebek için sayı daha da artıyor.)

Bez fiyatları (ortalama):

  • 82’li paket → 209 TL
  • 100’lü paket → 285 TL
  • Büyük beden bez → 800–1.600 TL

Aile yılında aile olmanın maliyeti - Resim : 1

Bu fotoğrafı da ben zincir bir markette çektim. 2-5 kilo arasındaki bebeklerin kullandığı 70 adet bezin fiyatı 799 lira 95 kuruş. Marketin kendine ait kartı ile indirimli alınabiliyor. Kasada 579 lira 95 kuruşa düşüyor.

Raflarda kullanılan malzemenin organik oluşuna, bezin sayısına, markasına göre değişen etiket görmek mümkün.

Yine kabaca heaapla aylık sadece bez gideri ortalama 5.000 TL’ye yaklaşabiliyor.

Islak mendil olmazsa olmaz, annelerin eli ayağı.

100’lü paket ortalama 90 TL.

3’lü ıslak havlu toplamda 120 adet fiyatı zincir markette 169 lira 95 kuruş, kasada kart indirimi ile 129 lira 95 kuruşa düşüyor.

Ve tabii bir ayda, birden fazla alım yapılıyor.

Bebek şampuanları, kremleri: aylık ortalama 500–700 TL arasında bir masraf demek.

Yaz dönemindeyiz malum; alınacak kaliteli bir güneş kreminin fiyatı da 700 TL’den başlayıp 2.000 TL’ye kadar çıkıyor.

Bu aşamada etti mi size ortalama 7–8.000 TL.

Fark ettiyseniz eğitim masrafına hiç girmedim.

Konumuz bebek.

Çocuk deseydik, bir de iyi bir eğitim almasını sağlayabilmek için ek iş bulmak zorunda kalan ailelerden, arabasını satmak zorunda kalan ebeveynlerden de bahsetmek gerekirdi.

Tüm Bu Masrafa Karşılık Devlet Ne Veriyor?

2025 Aile Yılı kapsamında doğum destek paketleri şu şekilde:

  • İlk çocuk için tek seferlik 5.000 TL
  • İkinci çocuk için 1.500 TL/ay(60 ay boyunca)
  • Üçüncü ve sonraki çocuklar için 5.000 TL/ay(60 ay boyunca)

Evet, yardım var.

Ama hesap ortada.

Tek seferlik yardım, tek bir bebek bezi markasının 3 aylık ihtiyacını bile karşılamıyor.

Üstelik bu destekler, bebek doğduktan sonra başlıyor.

Oysa ailelerin en çok zorlandığı dönem, ‘bebeğin henüz doğmadığı ama masrafların başladığı’ dönem.

Şunu da eklemek isterim: bazı büyükşehir ve ilçe belediyelerinin de anne-bebek destek ödemeleri oluyor.

Doğum, Enflasyona Yenildi

Çözüm ne olmalı?

Sosyal hizmetler uzmanı da değilim, ekonomist de değilim.

Bir anne, bir kadın ve bir vatandaş olarak fikir yürütebilirim.

Bana kalırsa aileye doğum öncesi destek verilmesi şart.

Fon oluşturulmalı.

Bebek odası, temel ihtiyaçlar, doğum öncesi kontrolleri tam kapsama gibi…

Temel bebek ürünlerinde — bebek bezi, ıslak mendil, pişik kremleri mesela — KDV kaldırılmalı.

Ha keza bebek tekstil ürünlerinde de aynı şekilde…

Bu tabloda görünen o ki: çocuk yardımları enflasyonla orantılı güncellenmeli.

Nasıl olacak bilmiyorum ama asgari ücretle çocuk büyütmenin mümkün olduğu bir sistem kurulmalı.

Rüya gibi, belki gerçek olur.

Bu gerçek hepimize ne kadara mal olur, onun hesabını ilgililer yapmalı.

Bizim hesap ortada:

Bir bebek = 300–500.000 TL

En kabaca hesapla, ortalama masraf bu şekilde.

İnanın yazması bile zor; çünkü masraf ve fiyat algımız altüst.

Kendimi, kendi kendime şu cümleyi mırıldanırken buldum:

Sonuçta eski model bir otomobilden daha ucuza.

Ancak asıl mesele şu:

Genç bir çift, günümüz Türkiye’sinde gerçekten çocuk sahibi olmayı nasıl göze alabilir?