Bu hafta yine soluksuz kaldık.

Siyaset arenasında savrulduk.

Ekonominin sıcak dehlizlerinde kavrulduk. Soframıza yine yaz meyvesi koyamadık. Çiftçi bir kez daha ses yükseltti.

Çocuklar tatil istedi, anne babalar balkonlara şişme havuz yerleştirdi.

Ülke genelinde sıcaklık 40 dereceye yaklaşırken asıl yakan güneş değil; seçim ve geçim derdi oldu.

Kim ne söyledi, kim ne yaptı?

Neler yaşadık, şöyle bir bakalım.

Gündem: Toplu Sinir Krizi

İçeride dışarıda hareketli bir haftaydı.

İran-İsrail arasında beklenen ateşkes 12. gün geldi.

Taraflar “Biz kazandık.” diyor.

Peki, kim kaybetti?

Hollanda’nın Lahey kentinde NATO toplantısı vardı.

Üye 32 ülkenin devlet ve hükûmet başkanlarının katıldığı toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vücut dili ve verdiği fotoğraf kareleri konuşuldu.

Silivri günlüklerine de değinelim. Gazeteci Fatih Altaylı cezaevinden mektuplar yollayarak gazeteciliğe devam ediyor. Altaylı, kantinden alışverişin hesabını da yaptı. “Aylık 14.000 TL yetmiyor.” dedi.

Ekonomi ise çok sevdiğim bir filmdeki replik gibi: “Boğdu boğdu, duvara vurdu.” Milyonlarca emekli, asgari ücretli, mavi hatta beyaz yakalı “çığlıklar, yardım çığlıkları” diye bağırdı.

Sorular hazır.

Hadi, hayatın içinde akıp giden diğer konuları da ele alalım.

Nasıl bir haftaydı ona bakalım.

NE KONUŞTUK?

Yalnızca medyada, başkentte, kulislerde değil; bu hafta her evin salonunda, “CHP’ye kayyum mu atanacak? Mutlak butlan olur mu?” soruları uçuştu ve konuşuldu.

Hepimiz meseleye vakıfız.

Tartışmanın temelinde kurultay krizi; başrolde ise eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu var.

Peki, kim ne söyledi?

Kılıçdaroğlu “Partiyi kayyuma teslim etmem.” dedi.

Özel net bir cümle ile mesajını verdi: “Partiyi kayyuma da butlana da bırakmayız.”

Bir açıklama da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan geldi: “Eski ve yeni genel başkanımızın tek yumruk olması arzumdur.” dedi.

Açıklamalar taze, tartışma harlıyken Cumhurbaşkanı Erdoğan da müdahil oldu.

“13 yıl boyunca önünde düğme ilikledikleri bir şahsa yaptıkları karşısında ürkmemek, hicap duymamak mümkün değil.” dedi.

Parti içinden ve dışından kimler, hangi tarafta yer alacak?

Pazartesi kritik gün.

Yaşayıp göreceğiz.

NEDEN BİRLİK OLDUK?

Felakette ve acıda gerçekten kenetlenmeyi bilen bir milletiz. Yanlışa karşı dimdik duruyor, hep beraber çığlık atıyoruz.

Bu hafta neden birlik olduk? Zeytinlerimiz için.

Kadim ağaçlar çok ama çok kıymetli.

Zeytin, bereket demek.

Zeytin, şifa demek.

Zeytin, gelecek demek.

Milletin efendisi mücadelede, milyonlarca kişi de arkalarında…

NEYE ŞAŞIRAMADIK?

Akıl Tutulması Günlüklerinde bu hafta - Resim : 1

Gün geçmiyor ki çarşıdan, pazardan boş poşetle dönmeyelim.

Geçen hafta da yazdım: Ne oldu bu kiraza da yiyemez olduk?

Geçen hafta “tanesi 10 lira” etiketi konulan kirazın üzerine, bakın bu defa ne yazıldı.

Esnafın gönlü zengin ama belli ki cebi kurudu.

Eskiden ikram edenler, “Otlamak yasak.” diye yazı koydu.

Kimse otlamadı.

Alan, doya doya yiyebilen pek olmadı.

Çiftçi resmen isyanda.

Adana’da karpuz tarlada kaldı, sıcaktan çatladı. Fiyatı 13 liradan 5 liraya düştü.

Zarar büyük.

Çiftçi çaresiz, yardım bekliyor.

Peki, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tüm bunlar yaşanırken nasıl bir açıklama yaptı? Yorumsuz, aynen söylediklerini yazacağım:

“Hane halkı ile piyasa beklentileri arasındaki farkın yaklaşık 6 yılın en düşük seviyesine inmesi, enflasyon ataletinin kırılması açısından önemli bir gelişmedir.”

İlginç.

Fakat, tüm bunları nasıl da kanıksadık ama nasıl da tepkisizleştik!

Çarşıda durum böyleyken, piyasalar da alev alevdi.

Dolar, euro ve altında ateşkes havası kısa sürdü, bir anda yükseldi.

Yani bu hafta da birileri kazandı, pek çok kişi kaybetti.

Şaşırdık mı? Hayır.

NEYE UZAKTAN BAKTIK?

Akıl Tutulması Günlüklerinde bu hafta - Resim : 2

Bu sorunun cevabı da sofradan, cebimizden.

Son dönem “fine dining” – deneyim restoranları – tartışma konusu.

Özel sunumla gelen tabaktaki yemeğin niteliği ve niceliği konuşuluyor.

Son olarak; ünlü şef Mehmet Yalçınkaya’nın Ankara’daki restoranında 2 adet vişneli yaprak sarma için belirlenen 550 liralık fiyat, tartışma yarattı.

Giden afiyetle yedi, gidemeyen uzaktan baktı.

KİME HAK VERDİK?

Gençler varsa umut var.

Gençler varsa gelecek var.

Z kuşağı bazen üzdü, bazen şaşırttı, bazen umutlandırdı.

Ama en çok da gururlandırdı.

Sonuç olarak biliyoruz ki ülkemizde gençler, bedel ödeyerek hayatta kalmaya çalışıyor.

Haklarını da arıyorlar.

Çalışma hayatında sahne artık onların. Son olarak isteklerini de net olarak belirttiler.

80-100 bin arasında maaş istiyorlar.

Haftada 4 gün mesai, 3 gün izin talepleri var.

Uyku odası, atıştırmalık masası, oyun alanları da istekler arasında.

Gözlerinin önünde çok çalışıp az kazanan ve geçinemeyen anne babaları, koskoca bir halk varken maaş taleplerinde sonuna kadar haklılar.

İnsani koşullarda çalışmak istiyorlar; eğer 4 günün 4’ünde de dikkatlerini vererek çalışacaklarsa, neden 3 gün izin yapmasınlar?

Eğer işlerini aksatmayacaklarsa, neden uyku odasında kestirmesinler, oyun alanında kafa dağıtmasınlar?

Z kuşağı bu işi çözmüş.

Malum sistem ve sistemin savunucusu kimi yöneticiler artık çok çalışandan değil, ‘çalışıyormuş’ gibi yapıp sırtını ağabeyine, arkadaşına, dayısına yaslayandan yana.

Şahsen gençlerin taleplerine hak vermemek elde değil…

NEDEN UTANDIK?

İstanbul Sarıyer’de henüz 18 yaşında bir kadın cinsel istismara uğradı, hamile kaldı ve eski nişanlısı tarafından öldürüldü.

Söylenecek çok söz var.

Hakkını kim savunacak?

Hayvanlara da rahat yok, biliyoruz. Son haber ise Muğla’dan geldi. Köyceğiz’de hayvanları koruma derneği başkanı, bahisli horoz dövüşü yaptırırken yakalandı. Pes!

Cezasızlığın ve eğitimsizliğin, vicdansızlığı ve suça teşviki nasıl tetiklediği bir türlü anlaşılamadı.

Sokaklar Teksas’a döndü.

Ama önlemesi gerekenlerden yine ses çıkmadı, çıkmıyor.

Biz utandık, darısı onların başına…

NEYE GÜLDÜK?

Akıl Tutulması Günlüklerinde bu hafta - Resim : 3

Fal baktırma uygulamalarını indirmeyen kalmadı. Zaten ChatGPT de tarotçuların, falcıların hatta astrologların tahtını sallar oldu. Ancak, “kurşun döktürme app”ini duyan önce kahkaha attı; sonra da “indir” tuşuna bastı.

“Göz var, ev yıkar.” demişler…

Hayırlı olsun, artık kurşun döktürmek çok basit.

Cep telefonunuzu başınızda çevirmek, söylenenleri dinleyip talimatları uygulamak yeterli.

Güldük, eğlendik. Bakalım daha neler göreceğiz.

KİMİNLE UMUTLANDIK?

Akıl Tutulması Günlüklerinde bu hafta - Resim : 4

Hindistan’da kaydedilen bir görüntü kilometrelerce öteden kalbimize dokundu. Bir çocuk, şarkıcı Aydilge’nin “Hayat Şaşırtır” şarkısını söyledi, o anları da kaydetti. Sosyal medyada paylaşım rekoru kırıldı. Hepimize nefes oldu, umut oldu.

Kim bilir, belki de tam şarkıda söylendiği gibi:

Hayat şaşırtır hep zaten

“Ben bittim, ay” derken

Hiç umudun kalmamışken

Bir güneş doğar bazen