“Yakın zamanda çocuklarınıza bakacak çocuk doktoru bulamayacaksınız…”
Bu cümle bir sosyal medya videosunda genç bir kadın doktorun ağzından çıktı. Ne bir kehanet, ne de bir abartı.
Tıp fakültesinden yeni mezun, önünde TUS tercihleri duran her genç hekimin uzak durduğu, kaçtığı uzmanlık alanı: Pediatri.
“Varsın Gidiyorlarsa Gitsinler”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart 2022’de tam olarak şöyle dedi:
“Efendim işte doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlarmış, değerli kardeşlerim, samimi konuşuyorum… Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz. Buralar boş kalmayacak.”
O gün belki bir çıkıştı, belki anlık bir tepki.
Ama tarihe düşülen not, gerçek oldu.
Gidiyorlar.
Tam da söylenen gibi oldu; alanında uzman, işi bilen, iyi ve başarılı hekimler gitti.
Yerlerini yeni mezun doktorlar aldı.
Eğitim veren profesörler sahneden çekildi.
“Yetersizlik” kol gezerken; artık bazı bölümleri tercih eden bile kalmadı.
Sosyal medyada acı gerçeği yüzümüze vuran genç doktorun açıklamaları ile devam edelim.
Son TUS yerleştirme sonuçlarının listesini açtı.
“Gördüğünüz gibi çocuk hastalıkları en aşağıda, en az kontenjanlı ve düşük puanla alan bölüm ve asla kontenjanları dolmuyor.” dedi.
Dahiliye, acil tıp ve kadın doğumda tablonun benzer olduğunu anlattı.
Sözlerini, “İlerleyen dönemlerde çocuklarınıza kim bakacak ben de merak ediyorum.” diyerek sonlandırdı.
Dinlerken mideme yumruk yemiş gibi hissettim.
Hem sağlık sistemindeki bu çıkmaz, hem doktorların “çok çalışıp, az kazanmaları” hem de vazgeçmiş oluşları canımı yaktı.
Ama en çok da bir anne olarak endişelendim.
Anne babaların kabusudur, çocuklarının hastalanması.
Şimdi düşünün, çocuğunuz ateşlendiğinde hastaneye koşuyorsunuz. Acilde sıra, kalabalık, telaş…
Ama asıl kriz içeride, doktor yoksa?
Ya da var ama eğitimi eksik, tecrübesi sınırlıysa?
Can bu.
Üstelik evlat canı.
Adım adım büyüyen ve korkutan gerçek ise şu: Çocuk doktoru yetersiz.
Pediatri Neden Tabanı Gördü?
Bu soruyu, kendini gerçek anlamda çocuk hastalıkları ve sağlığına adayan, Cerrahpaşa Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Kliniğini kuran ve şimdilerde emekliye ayrılan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Çokuğraş’a sordum.
İşte yanıtlar:
- Çalışma şartları ağır.
- 6 yılını tıp fakültesinde geçiren gençler, bir de ağır asistanlık sürecine girmek istemiyor.
- Pediatri seçerlerse mecburi hizmet bir kez daha karşılarına çıkıyor.
- Yan dal mecburiyeti hekimi kıskaca alıyor.
- Mobbing, tükenmişlik, nöbet, şiddet, CİMER şikâyeti hekimi kaçırıyor.
- Devlet, “bakılan hasta sayısı” ile doktoru değerlendiriyor. Yani nicelik var, nitelik yok.
- Malpraktis yükü hekimin sırtına yıkılıyor.Sistem “hızlı bak, çok bak” diyor. Zarar olursa “öde.” diyor.
- Üniversite ve şehir hastaneleri arasında ücret uçurumu var.
- Ve tabii mesleğin değersizleştirilmesi. Bir zamanlar “kahraman” olan doktorlar, bugün fiziki ve sözlü şiddetin hedefinde. (Daha rahat ve az hasta görülen bölümlere gidiyorlar.)
Çokuğraş, en önemli nedenlerden biri de; “Anadolu’daki icapçılık sistemi” diyor ve ekliyor:
“Tıp fakültesi sayısı arttı. Ülkedeki 128 tıp fakültesindeki öğretim üyesi sayısının yetersiz kalışı, var olanların bir kısmının da niteliğinin tartışmalı oluşu da genç hekimleri çocuk hastalıkları uzmanlığı almaktan uzaklaştırıyor.”
Tükenmişlik Sendromu Branşı: Pediatri
Her şey açık.
Her şey net.
Sistem, hekimi daha eğitim sırasındayken öğütüyor.
Peki çözüm nerede?
Cevap yine Prof. Dr. Çokuğraş’tan:
- Sağlık Bakanlığı, Tabip Odaları, uzmanlık dernekleriortak bir model oluşturmalı.
- Tercih edilmeyen branşlarda mecburi hizmet ve maaşlarda düzenleme, sosyal haklarda iyileştirmeyapılmalı.
- Çalışma koşulları insanileştirilmeli.
- Hekimler korunmalı, itibarı geri verilmeli.
Ve asıl mesele sadece pediatrist bulmak değil.
Mesele iyi bir pediatrist bulmak.
Ezberlediğimiz, “İtibardan tasarruf olmaz.” anlayışı bir köşede dursun. Biz gerçeği vurgulayalım,sağlıktan tasarruf olmaz.
Keşke itibardan, gösterişten tasarruf etsek de; hekimlerimiz gitmese, gerekli eğitimi seve seve alıp görevlerini yapabilse.
Keşke hekimlerimiz hak ettiği ücreti kazansa da bizim de evlatlarımıza iyi bir sağlık hizmeti verilebilse…
Her anne baba çocuğuna özel sağlık sigortası yaptıramıyor.
Her ateşlenen çocuk, (ağır hastalansa dahi) hastaneye götürülemiyor.
İhmali düşünmek bile istemiyorum.
Yanlış teşhis ve tedavi çocukları canından ediyor, aileleri solduruyor.
Çok ama çok acil harekete geçilmesi şart.
Nedeni de çözümü de yine doktorlar anlatıyor.
Harekete geçmesi gerekenler daha ne bekliyor?
Şunu bilmeliyiz ki, çocuk doktoru kaybı sadece tıbbın sorunu değil, toplumun en kırılgan yerinden çatlamasıdır.
Ve o çatlak büyürse, hepimiz enkazda kalırız.