Ortadoğu’da savaş var, dış politikada hareketli günler yaşıyoruz. İç politika her daim kaynayan kazan. Hafta boyunca yaşanan gelişmeleri konuştuk, tartıştık.
Bir de her şeye rağmen akıp giden bir hayat var. Hiç durmuyor. Yine üzüldük, yine sevindik, yine birileri adına gurur, kimileri adına utanç duyduk.
Bir de hayatın diğer meselelerine, -öteki- biraz ötelenen gerçeklerine bakalım. Şöyle bir hafta toparlaması yapalım. Tarihe de not düşelim.
Bu hafta sosyal medyanın gündeminde neler vardı?
Neleri konuştuk?
Neye şaşırdık, neye hiç şaşıramadık?
Kimler için ağladık?
Neden utandık?
Ne için gururlandık?
Başlayalım…
NE KONUŞTUK?
Cumhurbaşkanının mazot hesabı resmen haftaya damga vurdu.
Haftaya akaryakıt zammı ile başladık, öyle de devam ettik. Ama bu hafta benzin-mazot zammında sosyal medyanın gündemine oturan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasındaki “mazot tartışması” oldu.
Özel, elinde mazotla grup toplantısından ses yükseltti. Hedefinde iktidar ve “Ben hep 50 liralık alıyorum” diyen sürücüler vardı.
“Al sana 50 liralık mazot. O ‘bana ne, zaten 50 liralık alıyorum’ diyen artık 1 litre bile alamıyor,” dedi.

Cevap Cumhurbaşkanı’ndan geldi, şöyle dedi:
“Göreve geldiğimizde asgari ücretli, maaşıyla aracının deposunu 4 kez doldurabiliyordu. Bugün ise bu sayı 10’a çıkmış durumda. Asgari ücretle 445 litre mazot alınabiliyor.”
Milyonlarca emekli tek yürek, hep bir ağızdan şu soruyu sordu:
Hangi araca?
NEYE ŞAŞIRAMADIK?
Çarşıya pazara çıkmayan, hesap kitap yapmak zorunda kalmayanlar bile farkında: Yaz meyveleri ateş pahası.
Oysa tarım ülkesiyiz ve yaz mevsimindeyiz.
Yeşil eriğin son demleri fiyatı bir türlü düşmedi. Kayısının, kirazın kilosunu 150 liradan aşağı bulmak neredeyse imkânsız. Karpuzu dilimle alıyoruz.
Şeftali yeni yeni çıktı, onda da taneye geçeli çok oldu.
Ama kiraz çok can yaktı: Kilosu 700 liraya dayandı.
Eskiden avuç avuç ikram eden pazarcı artık tane tane satmaya başladı. Hatta etiket yazdı:
Tanesi 10 lira.

Şaşırdık mı? Şaşırmadık, şaşıramadık…
KİME HAK VERDİK?
Bu gözler artık neler görecek bilemiyoruz.
Bir sosyal medya kullanıcısı, “Bu görüntülere şahit olmak, gerçekten çok üzücü…” diye paylaşım yaptı.
Görüntüde kahvaltıdan, öğle ve akşam yemeklerinden kalan, açık büfeden alınmış yiyecekler var. Banyolardan toplanan şampuanlar, kremler var. Bunlar otellerden toplanan yiyecekler, eşyalar.

Sosyal medyada “Her şey dahil oteller bu nedenle pahalı” diye tepki gösterenler de oldu.
Çöpe döküldüğünü iddia edip, zaten ödenen fahiş ücretin karşılığı olarak görenler de vardı.
Aslına bakarsanız biri etki, diğeri de tepki.
Hak verdik…
NEDEN ÜZÜLDÜK?

İzleyenlerin yüreğini ağzına getiren, korkutan, utandıran, en çok da ağız dolusu isyan ettiren görüntü İstanbul Eyüpsultan’dan geldi.
Bir baba – daha doğrusu adı baba ama kendisinin insanlığından şüphe ettiğimiz biri – öz evladını tekmeledi, merdivenden yuvarladı.
3 yaşındaki kız çocuğu yaralandı.
Ve bu vicdansızlığın ilk kez yapılmadığı da anlaşıldı.
Gören, duyan üzüldü, adeta kahroldu.
KİMİNLE GURURLANDIK?
Sıkıştığımız anlarda inanılmaz pratik zekâya sahip bir millet olduğumuzu defalarca kanıtladık.
Bu hafta sosyal medyada Antalya’da yanan bir gemiyi flyboard ile havalanıp söndüren kişiyle gururlandık.
İstediğimiz zaman neler yapabileceğimizi gösterdiği ve bir başkası adına iyilik yaptığı için umutlandık.
NEDEN UTANDIK?

Farkında mısınız, son yıllarda başkaları adına utanmak ata sporumuz oldu.
Ve yine farkında mısınız, son yıllarda hakkını arayan, adalet isteyen, yasalara güvenenlerin karşısında ‘tehdit lobisi’ var.
Ülkemizin esnaf teyzeleri bile mafya olmuş!
Amasra’ya tatile giden bir kişi, marketten aldığı ürünlerin tarihinin geçtiğini fark edince iade etmek istedi.
Parasını talep etti.
“Şikâyette bulunacağım” deyince de, hem suçlu hem de güçlü olan esnaf teyzemiz,
“Görüntüleri silmezseniz Amasra’da bu kadar rahat gezemezsiniz” dedi.
Bu sözleri söylemeye o utanmadı ama biz utandık.
NEDEN KORKTUK?

Sağlık şakaya gelmez.
Dolandırıcılık suçlamasıyla cezaevine giren ve kilo kaybı nedeniyle tahliye olan sosyal medya fenomeni Nihal Candan, yoğun bakımdaydı.
Anoreksiya ile mücadele ediyordu.
Kalbi birden fazla kez durdu. 23 kiloya kadar düştü. Ve ne yazık ki kötü haber geldi. 30 yaşında hayatını kaybetti.
“Zayıf kadın güzeldir” algısı ve psikolojik sorunlar gencecik kadınları sağlığından ve canından ediyor.
Bir de güzelleşmek uğruna bıçak altına yatan – zaten çok güzel bir kadınken – Brezilyalı fenomen, model ve şarkıcı Ana Barbara Buhr Buldrini, İstanbul’da özel bir hastanede geçirdiği estetik ameliyat sırasında hayatını kaybetti.

Kalbi durdu.
Eşi, “Hastanenin ihmali var,” dedi.
Hem korktuk hem de üzüldük.
İnsan kendine bunu yapmamalı.
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
Ama ne yazık ki ülkemiz ucuz ölümler ülkesi. Ailelerine ve sevenlerine sabır diliyorum.
Ne diyelim; yeni hafta, yeni umutlar…