Virüs kapıyı çalmıyor artık; çocukların çantasına, kalabalıkların arasına saklanıp eve kadar geliyor.

Okullarda durum kritik. Çocuklardan birinin ateşi yükseliyor, burnu akıyor, virüs hızlıca sınıfı sarıyor; oradan da evlere yayılıyor. Hastanelerin acilleri, pediatri servisleri yoğun.

Aslında, her mevsim geçişinde olduğu gibi, hepimizin bağışıklığı alarm veriyor.

Ve Kovid hortladı.

Hatırlayacaksınız Kovid-19 ile tanıştığımız ilk dönemde uzmanlar vurgulamıştı. “Çeşitli varyantlar olacak ve griple benzer bir tablo görülecek.” demişlerdi. İşte şimdi tam olarak o tablonun içindeyiz.

Nezle ya da grip sanıyoruz, fakat dört bir yanımızı Nimbus varyantı sardı.

Nedir Bu Nimbus Varyantı?

Omicron soyundan gelen yeni bir alt tür. Semptomları klasik gribe benzese de daha uzun sürüyor ve bağışıklık sistemini daha çok yoruyor.

Belirtileri şöyle:

Keskin boğaz ağrısı, ses kısıklığı, sürekli yorgunluk, öksürük ve dinmeyen baş ağrısı…

İnanmazsınız, 17 günü oldu; bu belirtiler hafiflemek ile beraber, bende de hâlâ geçmedi.

Yani yakalanan kolay kolay kurtulamıyor…

Kapalı ve hijyenik olmayan ortamlar ile kalabalık virüsün dostu.

Nimbus, kısa sürede 38 ülkeye yayıldı ve bazı bölgelerde vakaların yüzde 15-20’sini oluşturuyor. DSÖ, varyantı “izlenmesi gereken” olarak sınıflandırdı. Türkiye’de de vakalar artışta; hastanelerde doluluk oranları yükseliyor.

Mevsim Geçişinde Bağışıklık Alarmı

Malum mevsim değişti. Gündüz güneşe kanıp ince giyinsek de öğleden sonra titremeye başlıyoruz; gece keskin soğuk, sabaha karşı ayaz. Haliyle; denge şaştı, hastalığa yakalanmak kolaylaştı.

Okul-iş stresi, yorgunluk, düzensiz beslenme derken direnç yerle bir oluyor.

Acillerde ve ASM’lerde görülen klinik tablonun detaylarını; AHESEN Bilim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Can anlattı.

Prof. Dr. Can, öksürüğün, burun akıntısının ve hafif halsizlik şikâyetlerinin en sık görülen semptomlar olduğunu belirtiyor. Uyarıda bulunuyor:

“Ancak bu şikâyetler bir haftadan uzun sürerse, yüksek ateş, nefes darlığı, göğüs ağrısı, iştahsızlık, çocuklarda oyun oynamayacak kadar halsizlik gibi durumlar eşlik ederse mutlaka hekime başvurulması gerekir."

Gribe Karşı En Güçlü Kalkan: Aşı

Can, soğuk algınlığı ve gripten korunmak için en önemli aracın ise, grip aşısı olduğunu vurguluyor.

“Koruyucu hekimlik uygulamaları, toplum sağlığını korumak için kritik. Aşının koruyuculuğu yadsınamaz.”

Aşı, belli yaş grupları ve kronik rahatsızlığı olanlar için hayati önemde. Ve o gruplara ücretsiz.

Ayrıca, kişisel temizliğe dikkat etmek, yeterli ve sağlıklı uyku da vücudun direncini artırıyor.

Peki, hastanelik olmadan; yani ilaca sarılmadan başka ne yapmalıyız?

Bu sorunun yanıtını ise, İç Hastalıkları ve Beslenme Uzmanı Dr. Ayça Kaya’dan aldım.

Sofradaki Renk Bağışıklığın Anahtarı

Dr. Ayça Kaya, bu dönemde en büyük silahın sofralarımızda olduğunu söylüyor. Özellikle mor renkli yiyecekler çok faydalı.

Mor soğan, pancar, mor lahana, yaban mersini, siyah üzüm. Bu besinler antosiyanin gibi güçlü antioksidanlar içeriyor ve bağışıklık sistemini serbest radikallere karşı koruyor.

Aslında sofrada ne kadar renk varsa, bağışıklık o kadar güçlü oluyor.

Araştırmalar, farklı renklerde sebze ve meyve (turunçgiller, yeşillikler vs.) tüketen bireylerin solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha dirençli olduğunu ortaya koyuyor.

“D ve C Vitamini Seçenek Değil, Zorunluluk”

Dr. Kaya, D vitamini eksikliğinin bağışıklığı zayıflattığını söylüyor. Eksik olduğunda vücut enfeksiyonlara karşı savunmasız kalıyor. Gerekiyorsa takviye almak şart. D vitamini eksikliği, hastalıklara açık kapı bırakıyor. Solunum yolu enfeksiyonlarını önlemede kritik rol oynadığı birçok bilimsel çalışmada gösterildi.

C vitamini, bağışıklığın vazgeçilmez destekçisi. Hücresel bağışıklığı güçlendiriyor, doku onarımını hızlandırıyor. Kaya’ya göre; “Günlük olarak biber, kivi, nar, turunçgiller, maydanoz sofradan eksik olmamalı. C vitamini bir seçenek değil, her gün alınması gereken bir zorunluluktur.

Özetle; güçlü bağışıklık güçlü sofradan başlıyor.

Nezle olan yetişkine de, grip olan çocuğa da doktorun hemen antibiyotik yazmamasının sebeplerinden biri bu. Önce vücudun kendi savunmasını ayağa kaldırmak gerekiyor. O savunmanın kaynağı da beslenme.

Ancak, sebze-meyve, et, süt ve yumurta fiyatları da ortada. Sağlıklı olmak, sağlıklı kalabilmek de artık lüks…

Belli ki kış hem direncimizi hem de ceplerimizi sınayacak.