Tolstoy “İnsan sadece yaşamak için değil, yaşatmak için de çalışır.” demiş.

Tabii anlatmak istediği, verilen mesaj derin.

Ben biraz daha yüzeysel bir benzetme ile hayatımıza uyarlayayım:

İnsan sadece yaşamak için değil, vergilerle başkalarını yaşatmak için de çalışır.

Bilirsiniz, “Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti.” diye başlıyor bir roman…

Ben de bir otomobil almaya heves ettim, bu yazı doğdu.

Tam 21 yıldır çalışıyorum, vergimi de ödüyorum.

Bu 21 yılda bir dikili ağacım, tapum olmasa da; ayağımı yerden kesecek bir arabam olsun dedim.

Hayali güzel.

Ama fiyatları görünce, gerçeğine ulaşmak zor geldi.

Oysa otomobil dediğin şey aslında bir ihtiyaç.

Hele ki büyük şehirde yaşıyorsan…

Ulaşım ücretleri cep yakıyor; özellikle de taksi.

Toplu taşıma kalabalık, servis fiyatları desen uçmuş.

Aileler için en mantıklı çözüm hâlâ kendi aracınla gidip gelmek.

Ama işte tam da burada film kopuyor. Çünkü bizde otomobil artık lüks!

İkinci Elin Ateşi Söndü mü?

Birkaç sene önce ikinci el piyasası resmen karaborsa gibiydi. Şimdi, “biraz daha erişilebilir” halde.

Çünkü; Sıfır Araç = Vergi Şovu

ÖTV’nin Yükü: Türkiye’de Araba Almak Neden Bu Kadar Zor?

Mesela; beğendiğim ‘güvenli’ otomobil 2 milyon lira civarında.

Artık çok klasikleşti bu ifade ama yine de yazayım:

“Türkiye’de otomobil sahibi olmak isteyen bir kendine, bir tane de devlete alıyor.”

Ne kadar doğru olduğunu, Vergi Uzmanı Dr. Ozan Bingöl anlattı.

Bingöl söze:

“Dünyada otomobilden ÖTV alan nadir birkaç ülkeden biriyiz.” diyerek başladı.

Buna şaşırmıyoruz; milletçe çok ama çok iyi biliyoruz.

Ama, şaşırdığımız şu:

“İktidar yönetime geldiğinde bir otomobildeki en düşük ÖTV oranı %27, en yüksek %50’ydi. Bugün bu oran en düşük otomobilde %70, en yüksek %220.”

Bu inanılmaz bir fark.

Ekonomi politikasının belkemiği halktan alınan vergiler olan bir sistemde ne yazık ki bunu görmek, yaşamak mümkün.

Mümkün olduğu kadar da zorlayıcı.

Peki Avrupa’daki Aracın Aynısı Burada Nasıl 3-5 Katı Oluyor?

Tam bu yazıyı hazırlıyorken sosyal medyaya bir görüntü düştü.

Belçika’da yaşayan bir Türk, ikinci el araçların Romanya’ya gönderildiğini anlatan bir video paylaştı.

Tam olarak şu sözlerle isyan etti: “Bu araçları bir yolunu bulup Türkiye’ye yollasak, bizim insanımız da faydalansa…”Sonra çok öfkelendi.

“Bizde %70, hatta %100 vergi uyguluyorlar. Bu araç burada 6 bin euro, Türkiye’de 30 bin euro. Bu Allah’tan reva mı?” diye sordu.

Soru yerinde.

Cevap da içinde…

Ayrıntıları, Dr. Bingöl anlattı:

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) ülkelerin ulusal istatistik ofislerinden derlediği 2020 verilerine göre Türkiye, 1.000 kişiye düşen otomobil açısından 38 Avrupa ülkesi arasında açık ara ile son sırada yer almaktadır.

AB ülkelerinde 1.000 kişiye düşen otomobil sayısı 2020 yılı için 560 iken bu sayı Türkiye’de 157 adettir.

Ülkemizde 1.000 kişiye düşen araç sayısındaki düşüklük, vatandaşın araç talebinin doygunluk noktasına ulaşmadığını ortaya koymaktadır. Vergi idaresi bu talep koşullarını ‘vergisel olarak avantaja çevirme’ yolunu tercih etmektedir.

ÖTV oranlarındaki artışlar otomobile olan talebin vergileme amacıyla kullanıldığını göstermektedir. Bundan vazgeçilmelidir.

Avrupa’daki birçok ülkede çoğunlukla sadece KDV ve tescil-kayıt harcı tarzında çok cüzi bazı maktu tutarlar alınmaktadır.

Oysa bizde ise önce radyosu var diye TRT Bandrol Ücreti alıyor. Sonra ÖTV, onun da üstüne KDVgeliyor.

Başkaca harçlar ve ödemeler de cabası…

Kompozisyon İçine Girmiş Dolaylı Vergiler Silsilesi…

Şimdi; can yakan vergilerle bir kendimize bir de devletimize aldığımız aracın içine gizlenenleri hesaplayalım:

“Ortalama %80 ÖTV ile bir aracın Türkiye’ye geldiğini düşünelim. Vergisiz fiyatı 1 milyon. Daha gelir gelmez üzerinde radyo var diye binde 8 TRT bandrol ücreti alınıyor. Onu ekledikten sonra, ÖTV %80’lik bir matraha dahil oluyor. Bu arabaya 806.400 lira ÖTV ödedik. %20 de KDV ödedik, 362.880 lira. Ve toplam vergilerle beraber 1 milyonluk araba 2.177.280 lira oldu.”

Aynı araç Avrupa’da : 1.200.000 lira.

Açık ve net söylüyorum:

Bu hesaplamayı yapmayan, yapamayan, bilmeyenler; ülkede her şeyin ateş pahası olmasına alışkın olanlar, yurt dışındaki fiyatlara uzaktan bakanlar sanıyor ki Avrupa bize her şeyi pahalıya satıyor.

Oysa; Bingöl açık ve net ifade ediyor:

Bu bir psikolojik algı…

“Verginin mükellefi ile ödeyicisi ayrıştığı zaman, o zaman verginin psikolojik baskısı hissedilmiyor.”

Daha anlaşılır olması için şöyle özetliyor:

“Devlet dese ki ‘Bu arabayı 2 milyona alıyorsun, 1 milyon 200 bin lirasını götür bayiye ver. 800 bin lirasını da getir ÖTV olarak bana yatır. Ya da TRT’ye gidin ve bandrol için ödeme yapın dense, işte o zaman aldığımız bir otomobil için neler ödediğimizi o zaman anlayacağız.”

Bingöl’e göre bu durumun tam adı TEKERLEKLİ VERGİ DAİRESİ.

Peki, Yalnızca Geçen Yıl Otomobilden Ne Kadar Vergi Toplandı?

  • Sadece ÖTV: 537 milyar TL
  • Bu ÖTV’nin KDV’si olarak: 107 milyar TL
  • Ve MTV: 72 milyar TL
  • Toplam vergiler: 716 milyar TL

Rakam ortada.

Motorlu taşıtlardan elde edilen ÖTV gelirleri, genel vergi gelir artışlarını solladı.

Son 10 yıllık dönemde ise, ÖTV tutarı %3057 oranında arttı.

Tablo halinde de bir bakalım.

Son 10 Yılda Motorlu Taşıt ÖTV Tahsilatı ve Genel Vergi Gelirleri Tahsilatı Artış Oranları

Yıllar

Motorlu Taşıt ÖTV Tahsilatı TL

Toplam Vergi Gelirleri Tahsilatı TL

2015

17.026.579.000

407.818.455.000

2016

18.872.615.000

459.001.741.000

2017

22.017.408.000

536.617.206.000

2018

17.327.830.000

621.536.356.000

2019

13.807.149.000

673.859.718.000

2020

46.596.296.000

833.250.502.000

2021

66.371.834.000

1.164.808.943.000

2022

167.141.524.000

2.353.285.988.000

2023

441.232.200.000

4.500.865.586.000

2024

537.587.501.000

7.304.863.055.000

10 Yıllık Artış Oranı

%3057

%1691

Kaynak:HMB

Bu tablo bile otomobile ulaşma açısından durumun vahametini ortaya koyuyor.

“Hiçbir Sorun, Onu Yaratan Bilinç Düzeyinde Çözülemez.”

Çözümü var mı? Varsa ne? Sorusunun cevabını gelelim.

“Vergileme yetkisi Meclis’te. Konuya çözüm yaratacak yer Meclis. Vergileme kanunla olur. Yani, orada vergi gelir ya da kaldırılır.”

Fakat Meclis bu kararı verir mi?

Eller vergiyi düşürmek için kalkar mı?

İşte ‘hayal’ budur.

Einstein’ın dediği gibi:

“Hiçbir sorun, onu yaratan bilinç düzeyinde çözülemez.”

Acı gerçek ortada.

Kontağı çevirmek isteyen ağır vergisini ödeyecek.

Gaza basmak isteyen neredeyse gün aşırı yapılan akaryakıt zammına ses çıkarmayacak.

Trafiğe girmek istemeyen; yap-işlet-devret modeliyle uzanan ücretli otoyolları, tünelleri, köprüleri kullanacak.

Tuzaklamaya denk gelinirse ceza da kapıya gelecek.

Her güzelliğin bir bedeli var.

Otomobil sahibi olmanın bedeli (vergisi) işte bu kadar ağır…