Zor haftalara alışkınız.

Bu hafta da farklı olmadı.

İç politikada gündem; TBMM’nin Chp’siz açılışı, resepsiyon ve paylaşılan fotoğraflar, Gürsel Tekin için “göreve devam” kararı, Dem Parti heyetinin İmralı ziyareti, Erdoğan-Trump görüşmesinin sonuçları, “meşruiyet” tartışmasının yansımaları…

Dış politikada ise Gazze.

Önce “İşgale son” açıklaması geldi.

Ardından Hamas’a süre tanındı.

Ve İsrail durmadı; Gazze’ye insani yardım malzemesi taşıyan Sumud Filosu’na baskın düzenledi.

Alıkonan ve sınırdışı edilen aktivistler var.

Dünya yorgun.

Dünya üzgün.

Olan, çocuklara oldu; olan tüm sivillere oldu.

Tüm bunların dışında yaşanan çokça olay var: mesela Fatih Altaylı’nın tutukluluğununa devam kararı, tahliye edilen menajer Ayşe Barım için 1 gün olmadan yeni tutuklama talebi, Mabel Matiz’e 3 yıla kadar hapis talebi…

Hakkı ile konuşamadıklarımızdan bahsedelim.

NE KONUŞTUK?

TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı.

16 ay sonra yükseldi…

TÜİK’e göre yıllık enflasyon %33,29.

ENAG’a göre: %63,23.

Arada büyük fark var.

Bu hesaba göre: asgari ücret 9 ayda, 5 bin 621 lira eridi.

Türk-İş, Eylül dönemine ilişkin açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı.

Açlık sınırı: 27 bin 970 lira

Yoksulluk sınırı: 91 bin 109 lira

Bu ülkede milyonlarca kişi yalnızca 22 bin 104 liraya gecesini gündüzüne katıyor.

Açlık sınırının altında!

4 kişilik bir ailede herkes asgari ücret kazanıyorsa ‘yoksul’ bile olamıyor.

Ve malumun ilamı, TÜİK işsizlik rakamlarını da açıkladı.

Ağustos’ta işsiz sayısı, 3 milyon 44 bin oldu.

Bir de kayda bile geçmeyen, geçemeyenler var.

Mesela, gençlerin durumu vahim.

Çalışma Bakanı Işıkhan:

“İşsizlik yok, gençler iş beğenmiyor.” dedi.

Maliye Bakanı Şimşek:

“Bir kardeşimiz bana dedi ki ‘ben iş istiyorum.’ Tabii ki İŞKUR’a göre 1,6 milyon açık iş var.” sözleri ile gündem oldu.

Yorumu size bırakıyorum.

NEDEN ÜZÜLDÜK?

Okudunuz “Gençlere iş çok.” diyorlar.

Gerçek başka.

Diplomalar duvarda kaldı. (Sahtesini alanlar koltuklarda)

Liyakat yok.

“Kankacılık, eş-dost, akrabacılık” kazanıyor.

Pırıl pırıl gençlerin payına ise “depresyon” düşüyor.

Yeni mezun ve iş arayan bir genç, bir gününü anlattı.

“Gözümü açtığım gibi dizi izlemeye başlıyorum. Sonra uyuyorum. Biraz daha dizi izliyorum. Sonra iş bakmaya başlıyorum. Fakat sinirim bozuluyor ve yatıyorum.”

Siniri bozuluyor çünkü; eğitimi var ama işi yok.

Çünkü; bulabildiği iş ona uygun değil.

Çünkü; bir erkek olarak ailesinden destek almak zorunda kalıyor.

Bu ülkenin gençlerine çok yazık ediliyor!

NEDEN UTANDIK?

Bu sorunun cevabı neden üzüldüğümüzle çok bağlantılı.

Türkiye’de hekimliği bırakan ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu Dr. Mehmet Balkan, artık ABD’de baklavacı. Yanlış duymadınız; genç bir hekim, baklava açmayı öğrendi ve ekmeğini ABD’de kazanıyor. İşini yapamıyor.

Nasıl utanmayalım?

Daha uzatmayayım, ne dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Varsın giderlerse gitsinler.”

KİME HAK VERDİK?

Bir ilkokul öğretmeni, yeni müfredatta “a” harfinin yazılışının değişmesine tepki gösterdi.

“-a- harfi böyledir. Bak, ben 50 yıldır ‘a’yı böyle yapıyorum. Şimdi bu ‘a’ size ne veremedi de aldınız, böyle yaptınız? Bu ne şimdi?”

Ve çok yerinde bir soru sordu:

“Biz ne yapıyoruz burada?”

Sınavlarda şaibe tartışması gölgesinde; eğitimi deneme tahtasına çeviren bir sistem var.

Akran zorbalığı can alıyor.

Sınıflar kalabalık, tuvaletler pis, çocuklar aç.

Öğretmen maaşı ortada.

Ataması yapılmayanlar çaresiz.

Daha pek çok sorun sayabilirim.

Milli Eğitim Bakanı Tekin, henüz çocuğunu neden özel okula yolladığını bile açıklamadı.

Biz bir -a- yazılışının peşindeyiz.

Gerçekten aaaaaaaa!

NEYE ŞAŞIRAMADIK?

Bu haftada bu sorunun cevabı: “Kazıklanmamıza. Fırsatçılığa.”

Kilis’te ise, 35 liraya döner satarak, 10 lira kar eden esnaf, maliyeti açıkladı:

“Tavuğun kilosu 120 lira, 100 gram koysanız 12 lira. Ekmeği 5, salatası 3 lira. Kira masrafı da koysak 5 lira. Toplam 25 lira yapıyor. 10 lira kar kalıyor. Sürümden büyük kazanç sağlıyorum.”

Helal olsun.

Elbette büyükşehirlerde kira, fatura, malzeme fiyatı daha yüksek ama; demek ki neymiş; uçuk karlar da konuyormuş!

Özetle, bu hafta da mücadele verdik.

Yeni hafta huzur getirsin…