Eminönü Mısır Çarşısı’na uğradım.
İstanbul’un kalbinde, alışverişin yıllardır en uygun fiyata yapıldığı, baharat kokularının taze çekilmiş kahve kokusuna karıştığı o tarihi çarşıda dolaşırken fiyatlara gözüm takıldı.
Takılmaması mümkün değil.
Kuru meyve ve kuruyemiş reyonlarında rakamlar resmen uçmuş.
Mevsim meyvesini zaten taze haliyle sofraya koymak hayal; kuru hali ise artık lüksün de lüksü.
Bu yaz karpuz, üzüm, erik yiyememiş milyonlar var.
Farkındaysanız kiraza girmiyorum bile…
Taze meyveler 150-250-500 liradan aşağı değil.
Acı gerçeği bilen biliyor.
Bilmeyenler için söyleyeyim: kurutulmuş halleri tazesinden bile pahalı. Eminönü’nde gördüğüm fiyatlara inanamadım.
Ben inanmadım, hadi siz de inanamayın.
Hep beraber inananamayalım.
Buyurun:
Kuru Meyveler (kg fiyatları):
- Elma kurusu: 580 TL
- Çay üzümü: 860 TL
- Özbek üzümü: 400 TL
- Çekirdekli erik: 450 TL
- Çekirdeksiz erik: 370 TL
- Çekirdeksiz erik kurusu (iri): 930 TL
- Sarı erik: 490 TL
- Kırmızı yaprak erik: 740 TL
- Dut kurusu: 760 TL
- Karadut kurusu: 740 TL
- Yaban mersini: 420 TL
- Kuru incir: 820 TL
- Kuru kayısı: 1000 TL
- Doğal kara kayısı kurusu: 1100 TL
Pahalı geldi değil mi?
Durun, bu daha başlangıç.
Kuruyemişler (kg fiyatları):
- Leblebi: 200-340 TL
- Ay çekirdeği: 150-350 TL
- Karışık çerez: 320-940 TL
- Lüks karışık çerez: 590-940 TL
- Ceviz: 450-1.280 TL
- Çiğ kaju: 600-1.120 TL
- Kavrulmuş kaju: 600-1.160 TL
- Çiğ badem: 580-1.480 TL
- Kavrulmuş badem: 580-2.320 TL
- Kavrulmuş fındık içi: 650-1.500 TL
- Duble Antep fıstığı: 850-2.000 TL

Fiyat, kuruyemişin geldiği bölge, kalitesi ve hangi dükkanda yani hangi marka şemsiyesi altında satıldığına göre değişiyor.
Zirvede ise; kavrulmuş iç Antep VIP fıstık var, kilosu 2.760 TL.
Etiketler ortada.
Çarşıda çereze bir yılda gelen zam oranı %100 ile %110 arasında değişiyor.
Kuru meyve ise % 150’den fazla zam gördü.
Kuruyemiş, kurutulmuş meyve artık tam anlamıyla lüks.
Zengin atıştırmalığı.
Kilo kilo almak ise hayal.
Ancak, gram gram alınıyor.
Hatta bazen tane ile…
Çerez fiyatı neden uçtu?
Bölgeden, çiftçiden, üreticiden, kooperatiflerden ses yükseldi.
Defalarca dinledik.
Çarşı esnafı da aynı görüşte.
Hem kuru meyve hem de kuruyemişin fiyatını bu denli artıran nedenlerin başında don ve kuraklık var.
Malatya’da kayısıyı, Manisa’da üzümü, Karadeniz’de fındığı don vurdu.
Kurtarılan mahsul sevindirecekken; bu kez de kuraklık tuz biber ekti.
Üretim azaldı.
Bahçeler söküldü.
Piyasaya sürülen mal az.
Az olan da kıymetli…
Hatta şimdilerde kayısının sahtesi tezgahlarda…
İddiaya göre “Malatya kayısısı” diye İran ve Özbekistan’dan ithal kayısı satılıyor.
Bir diğer neden ise maliyet.
Mazot, gübre, ilaç, işçilik…
Tüm maliyetler katlandı.
Üretici uygun fiyata verse bile, birkaç aracının elinde ürünün fiyatı katlandıkça katlanıyor.
Esnaf, stokçuluğa da dikkat çekiyor.
Arz az, talep sabit. Bu dengeyi fırsat bilen kimileri ürünleri piyasaya vermiyor. Bekletiyor, fiyat yükseldikçe satıyor.
Özellikle kuru üzüm, fındık ve kayısıda bu durum sıkça yaşanıyor.
Yani uygun fiyata alan stokçu, depolarda bekletiyor.
İhracat da fiyatı katlayan bir başka neden…
Türkiye, dünyanın önemli kuru meyve ve fındık ihracatçılarından biri.
Bu da iç piyasaya yansıyan miktarı azaltıyor.
Bir Avuç Çerezin Anlattıkları
Biliyorsunuz, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı el ele verdi.
Çocuklarımız için örnek beslenme çantaları hazırlandı.
O çantalarda; çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimlerini destekleyen badem, ceviz, fındık da var.
Ama adı var.
Fiyatlar böyleyken kendi yok.
Ama mesele sadece bu değil; mesele sadece bir kilo badem ya da bir avuç kuru üzüm de değil. Mesele, üretim sistemimizin krizde olması.
Bu fiyatlar, tarımda yangını gösteren kırmızı alarm.
Çiftçinin yalnızlaştığı, tüketicinin çaresizleştiği bir sistemin aynası.
Daha doğrusu aynadan yansıması…
Düzeltmek mümkün olmalı.
Aksi takdirde, ete hasret kalındığı gibi, kuru meyveye ve kuruyemişe de hasret kalınacak.
Ve artık sofraların ulaşılmaz lezzeti: çerez.
Korkarım ki, garibanın neredeyse en büyük eğlencesi çekirdek bile erişilmez olacak…