1.60 boyundaki karides adam (Kendisini böyle tanımlıyordu) Carl Albert’in karizması ve karakteri iki metrenin üzerindeydi…

ABD tarihinde iki kez başkanlar krizden çökmüş, bir kez de Başkan Yardımcısı istifa etmişti ve Carl
Albert
sıradaki adamdı!..

Siyasetin cebindeki mizah ustası - Resim : 1

Ama o: “Ben başkanlık falan istemem, ben Oklahoma’daki tarlaları özledim” dedi...

“Abarttın… O kadar tevazu Bülent Hanımefendi’de bile olmaz” diyenleriniz olacaktır…

Haklısınız zira bizde olsa millet sıraya dizilir:

“Beni başkan yapın, öyle 25 değil sadece 5 yıl yeter” derdi...

Memleketi emanet etseniz bir daha seçimsiz bile geri alamazdınız…

***

Kendisine, “Efendim, bu kadar küçük boynuza rağmen nasıl bu kadar büyük bir gücü taşıyorsunuz?” diye sordular… Adamın cevabı tam bir altın cümle:

“Ben küçüğüm ama görev büyük…”.

Bir dönem bir gazeteci: “Başkan olmayı hiç düşündünüz mü?..” diye sordu...

Albert tebessüm etti:

“Hayır, ben memlekette mutluydum… Washington sadece ev ödevlerimi büyüttü…”.

Adam hem zeki hem esprili hem de çaktırmadan, “Benimle uğraşmayın” diyordu…

***

Watergate Skandalı patlayınca Nixon düşme aşamasına geldi… Başkan Yardımcısı zaten istifa etmiş…

Sırada kim var?.. Carl Albert… Yani teoride ABD Başkanı olabilirdi...

Ama o ne yaptı?..

Demokrasinin selâmeti için geri çekildi:

“Benim görevim koltuk kapmak değil, devlet düzenini korumak…”.

Bizde olsa… Ah ah…

Bırak koltuğu, sandalye görse üzerine oturur!..

Carl Albert ise tam tersine, “Bir politikacının en büyük gücü, kullanmadığı güçtür” diyerek tarihe geçti…

Bu cümle var ya…

Bugün dünyadaki liderlere okutsan hâlâ anlamaz…

İşte böyle bir adamdı

Temsilciler Meclisi Başkanı oldu, dünya onu konuşuyordu ama memleketine döndüğünde hiçbir şatafat yoktu… Ne konvoy ne koruma… Marketten kendi alışveriş poşetini taşıyıp çıkıyordu...

Bir gün Oklahoma’da bir teyze onu durdurdu:

“Evlâdım seni televizyonda gördüm, başkandan sonra en büyük adammışsın ama niye hâlâ kendi sütünü kendin alıyorsun?..”

Albert: “Ben kendi sütümü alma alışkanlığımı bırakırsam, bu memlekette kimse bir daha bana güvenmez...”

***

Bizim siyasette böyle bir espri olsa, “mizaha hakaretten” dava açılır!..

Carl Albert işte böyle bir adamdı:

Boyu küçük, aklı büyük, mizahı ince…

Ve en önemlisi, gücü elinin tersiyle itebilecek kadar karakter sahibi